konulduğum kolinin kağıt toplayanların eline geçtiğimi düşünüyorum
bu yüzden her yokluğun aslında başkasına varlık getireceği gerçeği
beni tedirgin etmiyor.
ben kendime yoksam sana varım.
çünkü kaleşnikof gibi taranmış saçlarda kışlar
erken donan gölün üzerinde yağmalanmış
kışı atlatmaya çalışan zapatisler gibi görünüyor gölgeler
oysa her mültecinin kalbinde yaralar açılır
göçe yeltenen allı turnalara baktığında
i.
kendini çimen bekleyen mevsimlere sığdır
yüzünden bin güneş aslını seriyor
izliyorum maviyle yaşamanın telaşını
aslını buluyor bende insanlık
ellerin
ellerini nereye konulacağını bilmeyen
halkın tavrı
tedirginliğinde en iyi şarkıyı söylüyor
ellerini unutur bazen insan
herhangi masalarda çay içilen
nehir gibi dokunan depresif
göğe işaretlemiş bir duraktır onlar
şahitliği aya çıkartan
ii.
biraz daha küçülmeliyim
durduğum eşik büyüklerin sığamadığı
uslanmışların üşümüşlüğü sarıyor
çocukluğu kaçırıyorum listeme
o isteme benim ezberimden
sızıyor dünyaya rüya gibi
insan en çok kendiyle kalmak ister
bunu yakama perçinledim
uzaklaşmaktan bunaldığı için
iii.
çünkü
çocukları uyutmayan dünyanın
uçurtmaları gökyüzünde takılıdır
Bilal Can
1 Yorum