küçük iskender için
nefret ediyorum senden!
darağacının meyveleri acı
iğreniyorum, tükürdüğün kemikten
kendimden besleniyorum, ben ki
sapına kadar bir erkeğim
acıkınca ruhum
süt çıkıyor memelerimden
eşyalar imparatorluğu kurdum
kutsal topraklarda
tahtında huzursuz, kalbim
şu demir perde ülkesinin
tüllerini yakıp, kaçalım
yine bir lüver
ve barut al yanına
bileklerini getir, senin için
vejetaryen olayım
boynuma dolanan kordon bağını
salıncağın ipi sandım
gebe kadınların içini
ışıltılı bir akvaryum
tuttuğu balığı saldı annem
fırtınalı bir okyanusa
annemi tanıdım, kadın
kurdun içinde yüzen bir elma
şeytanı, en çok da şeytanı
yüce tanrı’dan çok sonra
şimdi
dünyaya uyduğu için
ayı terk ediyorum
çok sevdiğin jiletleri
senden bir kurtadam yapan
dolunayın şavkını
hiçbir eşyanın hatırası yok bende
sönmüş gezegenlerin
yüzüne çaldığı kezzap
ruhun çatlaklarından sızan kızıl öfke
kapatmadı yaralarını, biliyorum
bunca kahpeliğine rağmen
müesses nizamın
seni seviyorum!
Bahadır Dadak
4 Yorum