adisyona yazılan şiir

xı.

serin tablalara parmak arası terlikler

sesim yalımından ayıklanarak sıyrıldı
ellerim yumruk tadında desenler bırakıyor
duvarda portresini çizdiğim yenilginin

salgın geçirir gibi titreyen rüzgar gibi
geniş iftarlardan uzak bir ramazanda
kendinden geçer gibi ekmek gibi çay gibi
ve tütünsüz kalmış ciğer gibi
katıksız ve öksürüksüz
neredeydiniz

taşlara sürte sürte canı ağrıyor kelimelerin
beni aramayın yıldızların yağdığı mevsimde
uykusunu hata içinde hata içinde döşeklere sarmış
havariler gibi düşlerime yedirerek
duvarda duran halıdaki geyiklere ısmarlıyorum
dilimdeki tutkal şarkıları

sevimli yanlarımı tan yeri ağarıncaya dek
annelerin dualarına bekletiyorum
tüm yakıcı mavileri izleyerek aydınlığın
kararan yerini kesmek istiyorum insanlığın

xıı.

herkes slovaklığını bir yana bıraksın tüm kazananları yıkarak
yani diyor ki bana özneler özbek olmak da suç değil kürt olmak da
çinli olmak kara ruhlu olmayı gerektirmez
şeyleşmeyi iyi yaşıyor beyin tüm sesleri ingilizceye çekince
bilmediğimiz bir dil için yargılanabiliriz belki de bu yüzden

xııı.

meyan şerbeti satanlar cıvıltısını atletlenmiş şehre yağdırıyor
ölüm dediğin kızmak gibi oysa kızmak susturur tüm günlükleri
öc almak kibirli cesaretidir ellerin dirsek temasında

arka odamızdaki ölümleri mendillere sarmadan
akıp gerçek diyoruz belirsiz gidişe yaslanarak
hatıralarımızdan çocukluğunu katleden bizler
hesapsız yarınlar besliyoruz her gidişe

hesapların tutması lazımdı oysasentetik gelişler yazarken

 

Bilal Can

(Hece 206. sayı)

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir