Künye: Burukluk, E. M. Cioran, Metis Yayınları, Çev: Haldun Bayrı, 3. Baskı 2011, İstanbul.
***
Aşka, hırsa, topluma sırt çevirenlerden kendinizi sakınınız. Vazgeçmiş olmanın intikamını alacaklardır. (s. 8)
Hayatında başarısızlığa uğramak şiire giriş yapmaktır. Yeteneğin desteği olmadan…(s. 9)
Her kelime canımı yakıyor. Hâlbuki çiçeklerin ölüm üzerine gevezelik edişini duymak ne tatlı olurdu! (s. 10)
Okur ‘insani’ oldukları söylenen yazarların üzerine üşüşür; onlardan çekinecek bir şey olmadığını bilir. Kendisi gibi yarı yolda durmuşlardır ve ona imkânsız’a bir uyuşma, kaos’a tutarlı bir bakış önereceklerdir. (s. 13)
Karanlık ruhunuzda size berraklık musallat oluyorsa Edebiyat’la uğraşmayın. Arkanızda sadece anlaşılır iççekişler, kendiniz olmayı reddedişinizin zavallı kırıntılarını bırakırsınız. (s. 17)
Modern olmak, devasızlık içinde şunun bunun ucundan tutmaktır. (s. 17)
Her düşünce bir tebessümün yıkıntısını andırmalıdır. (s. 18)
Mutlak’a kendini beğenmişin biri olarak daldım, mağara adamı olarak çıktım. (s. 21)
İçimizde doğan her fikirle içimizdeki bir şeyler çürür. (s. 24)
Gecelerle yüklü damarlarınla, insanların arasında sirkin ortasında bir mezar taşı olarak yerin yok. (s. 30)
Gelecekte insanlık, işe yeniden başlamak zorunda kalırsa, bunu atıklarıyla, her taraftaki mongollarla, kıtlardaki döküntülerle yapacaktır; karikatürü andıran öyle bir uygarlık belirecektir ki, hakikisini yaratanlar güçsüz, utanç içinde ve bitkin bir şekilde bakakalacak, yıkımlarının ihtişamını unutmak için son yer olarak da budalalığa sığınacaktır. (s. 45)
Bütün kinlerimiz, kendimizin altında kalmış ve ona kavuşamamış olmamızdan gelir. Bu yaptıklarından dolayı ötekiler’i hiçbir zaman affetmeyiz. (s. 47)
Bir varlığın sırrı ile umduğu acılar birbirini tutar. (s. 62)
İnsan felaket salgılar. (s. 78)
Vaktiyle, bir çelişkiden bir diğerine ağırbaşlı bir şekilde geçilirdi; biz aynı anda o kadar çoğuyla haşir neşir oluyoruz ki, ne hangisine bağlanacağımızı, ne de hangisini çözeceğimizi biliyoruz. (s. 83)
Bir gülümseme gördüğümde, orada şunu okumadan edemem: ‘Bak bana! Bu son defa.’ (s. 86)
Deliliğe ancak gevezelerle suskunlar ulaşabilir: Bütün sırlarını boşaltmış olanlar ve fazla biriktirmiş olanlar. (s. 89)
Aşağılanmayı yaşamamış kişi, kendinin son raddesine gelmenin ne olduğundan habersizdir. (s. 93)
Bezginlik anlarında ruhun ve mekânın en alt noktasına doğru kayarız; vecdin çok uzağına, boşluğun kaynağına doğru…(s. 94)
Aktaran: Yusuf Asaf
2 Yorum