Muhammet Emin Oyar, öğrenci ve makarna ilişkisini anketler üzerinden değerlendiriyor.
***
Öğrenci şehri olarak anılan Eskişehir’de yaptığımız araştırmalar sonucunda en çok tüketilen gıda ürününün makarna olduğu bilgisine ulaştık. Eminiz ki siz de bizim gibi bu sonuca çok şaşırdınız. Bu araştırma doğrultusunda üniversite öğrencileriyle yaptığımız ankette de Eskişehir öğrenci mutfağının İtalya mutfağına kafa tutacağı sonucuna ulaştık. Bu anketle sucuklu, salçalı, kaşarlı, yoğurtlu, sulu, dönerli vb. çeşitler olduğu gibi fiyonklu spagetti, makarna üstü kuru fasulye gibi uçuk çeşitlerin de olduğunu öğrendik.
Makarnadan başka bir şey yemeyen öğrenciler, tatilde memleketlerine gittiklerinde öğrencilerin makarna göbekleriyle karşılaşan babaların harçlık azaltma kararı almadan evvel evlatlarının bol karbonhidrata gark olduklarının farkına varıp bu karardan vazgeçmeleri, hatta bir miktar harçlık zammını düşünmeleri gerekiyor.
“Neden makarna?” sorusuna, “ Yapımı kolay olduğu için” gibi bir cevap almadık. Bu soruya verilen iki cevap vardı. Genelde ucuz olduğu için makarnayı tercih eden öğrenciler, aynı zamanda “makarna bir hayat tarzıdır” diyorlar. Makarnanın hayat tarzı olduğunu söyleyen bir öğrenci şunu da eklemiş, “Kaynayan suya makarnaları attığınızda çıkan o beyaz köpükler var ya, anlayamazsınız…”
Makarnalar midemize ve beynimize daha fazla oturmadan size konuk olduğumuz bir akşam yemeğini anlatmak istiyorum. Bu yemekte gerçekten çok şaşırdık. O kadar bilimsel yöntemlerle araştırma yaptık, anketlerle kafa patlattık fakat karşımıza öyle bir sofra çıktı ki gözlerimize inanamadık. Öğrenci evindeki, üstelik erkek öğrenci evindeki bilimi hiçe sayan bu sofra zannımızca metafizikle açıklanabilir. Yani açıklanmasa daha iyi aslında. Yemekte tarhana çorbası, keklikli pilav, yoğurt, salata ve kremalı yaş pasta vardı. Öğrenci evinde normalde çorbalar hazır olur ve dört bardak suyla yapılır. Fakat bu tarhana halis muhlis köy tarhanasıydı. Ana yemekte ise birçok kişinin hiç tatmadığı ve kolay kolay da tadamayacağı bir lezzet olan keklik adeta başımızı döndürmüştü. Bu yemeğin üzerine “Nasıl olur?” sorusunu eve gidene kadar cevaplandıramadık. Arkadaşlar pilav üzerine kondurulmuş iki kekliğin yanına salata ve yoğurdu da koymayı ihmal etmemişler. Son olarak yediğimiz kremalı yaş pasta şekil olarak özensizdi fakat lezzet olarak pastane pastasından bir farkı yoktu.
Yediğimiz içtiğimiz bize kalsın, desem bile artık çok geç. Bu davette yemekler önümüze konduğunda yanlış eve gelmiş gibi şaşırmıştık. Fakat sofra altlığı olarak kullanılan gazeteler bize öğrenci evinde olduğumuzu her lokmamızda hatırlatıyordu. Allah affetsin o gün tıka basa doyduk ve “şuan binlerce öğrenci makarnaya ekmek bandırıyorken bizim bu yaptığımız, öğrencilik ve makarna türesine ihanet olmasın sakın” diye düşünmeden de edemedik.
5 Yorum