Bazen denizin ortasında bulursun kendini. Ardında bıraktıkların karşı kıyıda bekliyordur.
Bazen her şey bir vapur yolculuğunda bulur anlamını. Unutamadıkların orda olur. Hayallerinle hatıraların karşılıklı çay keyfi yapar da nasiplenemezsin ikisinden de. Hatta hatırlayamadıkların da uzaktan hüzünle güler sana. Gökten aşk yağmadıkça bitmeyecek sıkıntıların. Rota belirsizdir. Rüzgârın estiği yöne değil, biliyorsun, oraya işte, tam olarak oraya gitmelisin. Hâlen mi niye? Çünkü gitmek zorundasın, çünkü karşı kıyıda bekliyor ardında bıraktıkların.
Bazen suya atlamak istersin, yangın büyümüştür, gökten aşk yağacağına dair umudun ânı kurtarmaya bile yetmiyorsa artık, suyun derinliğine sığınmak istersin. Yapamayacağını bilirsin ya, acziyet işte…
Bazen korkarsın, sonundan korkarsın. O şelalenin orda olmayacağı fikri üşütür birden. Saksı çiçeğiyle tarla çiçeği arasındaki farka takılırsın o an. Başladığı gibi bitmeliydi dersin. Katıksız, tertemiz, arınma gereksinimi olmayacak kadar duru bitmeliydi.
Martılara simit atanlar olur ya bazen… Umutları mutlu eder seni. Uçarsın mutluluktan; martılara karışırsın, havaya, suya, bulutlara, güneşe kâinata karışırsın. Kendinden yola çıkmalar hüzün olarak kalır günlüğünde, bütünden gelmeliydim diye iç geçirirsin. Bir fikir ufkunu açar birden: evet, ben de bütünün bir parçasıyım! Uyuyormuşum meğer der, sevinirsin. Ve birden uyku biter. Uyandığında aynı yatakta aynı isli tavanın altında, aynı kokuyla baş başasındır. Aynı gözyaşlarının gölgesinde ve aynı gürültünün esaretinde… Kervan gider, yolcu gider, yol gider. Kaldığın yer başladığını sandığın yerdir.
Bazen bir vapur yolculuğu umut verir. Yoldayım der, sevinirsin. En azından yoldayım.
Hele ki bazen, bir an gelir mıhlanır gecenin ortasına. Aynı türkü evrenin plağında takılmış gibi inatla çalıp duruyordur. Sana kırgındır, hissedersin, derin bir ah çeker, susarsın. Gözlerinin hayaline bile geceyi feda ettiğin, gözyaşı döküyordur ya belki, kalbinde deprem olur bu sefer. Artık susmak da yetmez. Yoldasındır. Vapurun orta yerinde. Gözün karşı kıyıya takılır. Buradayım diye bağırmak istersin. Öyle düşünme, buradayım! Yol uzar, gece uzar, zaman uzar, evren iki kat genişlemek ister; anlatamazsın işte. Sayfalar bittikçe artar susuzluğun…
Ve nihayet bir fotoğraf karesinde olduğunu fark edersin. Çayına katık gibi gelir bu farkındalık. Seni izleyen vardır. Vapurda olmak mutlu eder yeniden. Yoldayım dersin ve karşı kıyıda bekliyor olacaklar…