Dünyanın bu yakasındaki çocukların şarkısı hüzünlü ve delişmendir.
Seni aldım ve bir dağ kekiğinin atlara söylediği şarkıya götürdüm. Büyüyen bir dağ nasıl büyüyorsa sen de öyle büyüyordun, gözlerinin merakını bütün aynalarda ve ışıklarda ve dahi renklerde nasıl da işlediğini izliyordum.
Sen büyüyordun ve ocakta kaynayan her tarhana tenceresi biraz daha umut oluyordu. Biraz daha hasret ve biraz daha gurbet. İnsan büyürken içindeki sızı da büyüyor, bunu sen de büyüyünce öğreneceksin.
Sen büyüyordun ve dünya karışıyordu, dünya karıştıkça çalkanan her yürek biraz daha burkuluyor, biraz daha umudunu yitiriyordu. Ama sen benim için yarınlar adına bir umutsun. Yarınlara hazırlıklı olman için neler yapabilirim, bunu düşünüyorum. Dünya işte, kendi ekseni etrafındaki dönüşünü yine kendi ekseni etrafındaki dünyalara çarpa çarpa tamamlıyor. Ama tarhana içebilseydi belki biraz durulurdu.
Şimdi bu tarhananın acısı içimizde… Bu sıcaklık Kalahari çölünden gelen ve dahi nice yolculuklar çekmiş bir göçmen kuşun serüvenindeki sıcaklık gibi. Gobi çölündeki annesini arayan bir tayın annesini bulma sevinci gibi… İçimizde kendini yaya yaya büyüyen bir sıcaklık. Büyüyünce hem Kalahari’yi hem Gobi’yi hem göçmen kuşları hem de tayları bileceksin. Şimdi sadece küçüksün ve bahsettiğimiz bu tüm şeyler ve yerler koskocaman dünyanın birer parçası sadece.
Kendimiz için kitaplar seçip uykular armağan ediyoruz. Sana, senin yaslanacağın kitapları şimdiden hazırlıyorum. Sen büyüyünce onlar seninle yaşıt olacak ve dokunduğun her kitapta önce izleri göreceksin, ardından sembolleri ve anlamları. O zaman ışıyacak gözlerin, anlama vakıf olduğunda bileceksin Simurg’un serüvenini ve dahi Kâf Dağı’nı. Küçük bir prensin hayallerini, Nuh’un gemisini anlatan hikâyeleri, Bostan ile Gülistan’ı, Mesnevi’de geçen hikâyeleri. Hazreti Ali’nin (r.a.) Cenkleri’ni. Şeref ve vicdanî olanı bırakmadan nasıl yaşandığını, en zor zamanda bile.
Her kitap bir yaşanmışlığın izini taşır, sen her kitapta biraz daha tecrübeleneceksin. Aynı yerden ısırılmaman için ısırılmış isimlerin acılarını da bilerek büyüyeceksin. Çünkü ısırılmak iz bırakır, bunu yanaklarına bakıp anlayabilirsin.
Dünya, binlerce aç çocuğu barındırıyor ve bu çok acı. Herkese yetecek kadar tarhana… Bizim, belki de en büyük hayalimiz olmalı. Bunun için çok çalışmalıyız, çok yorulmayı göze alarak her çocuğun elinden tutmalıyız.
Bilal Can
2 Yorum