Bütün hayatını sadece başkaları için çalıştığın, kendini hiç düşünmediğin inancıyla geçirdin. Hiçbir şey kibri, kişinin kendini düşünmekten uzak olduğu ve kendini sadece komşularına vakfettiği şeklindeki bir tür iç tanıklıktan daha iyi besleyemez. Ne var ki başkaları içinmiş gibi görünen bu fedakârlık aslında kendin içindir. Kendine olan sevgin kendini ondan bağımsız olduğun şeklinde tebrik noktasına ulaşır; bütün duyarlılığın kendinden tam anlamıyla tatmin olamadığındandır. Seni bu kadar hassas ve duygulu yapan “ben” dir. İnsanlar kadar Allah’ın da senden hoşnut olmasını ve Allah ile olan bütün ilişkilerinde de kendinden hoşnut olmanı istiyorsun.
Bunun yanında, basit bir iyi niyetle yetinmeye alışık değilsin. Kendine olan sevgin canlı bir his, tatmin edici bir haz, bir tür cazibe ve heyecan ister. Çalışmalarının farkında olmadıkça muhayyile tarafından güdülmeye ve akıl ve iradenin eylemsiz olduğunu varsaymaya çok alışıksın. Bu nedenle ihtirasların uyandırdığına veya tiyatro oyunlarına benzer türden bir heyecana bağlısın. İncelik vasıtasıyla karşı uca —gerçek bir muhayyile kabalığına— düşersin. İnanç hayatına olduğu kadar gerçek irfana da hiçbir şey bu kadar karşı olamaz. İnsanların sayesinde yanılsamadan kaçmaya çalıştığı tasavvurlardan daha tehlikeli bir yanılsama daha yoktur. Bizi yoldan çıkaran muhayyiledir; muhayyile, duygu ve haz yoluyla aradığımız kesinlik, bağnazlığın çıktığı en tehlikeli kaynaklardan biridir. Bu Allah’ın kalbinizde bulmanızı sağlayacağı boşluk ve çürüme uçurumudur; ona gerçek tevazua ait sükûnet ve sadelikle bakmalısınız. Kişinin kendi kusurlarını görmekten hoşnut olmaması salt kendini sevmekten başka bir şey değildir; onları ne hoş görerek ne de pohpohlayarak, hırçınlaşmadan kendini düzeltmeye çalışarak onlarla yüzyüze gelmek ise kendi için ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla iyiliği istemektir.
—Fénelon
Kaynak: Kalıcı Felsefe, Aldous Huxley, İnsan Yayınları, 2003, İkinci Baskı, İstanbul, sayfa: 248.
François Fénelon: (6 Ağustos 1651 – 7 Ocak 1715), Fransız Roma Katolik başpiskoposu, ilahiyatçı, şair ve yazar. Bugün çoğunlukla, 1699’da yayınlanan Les Adventures de Telemaque (Telemakhos’un Maceraları) adlı kitabının yazarı olarak anılmaktadır.
2 Yorum