Neyi taşıdığımı bilmiyorum ama Omuzlarımda çok büyük bir yük var İnsanlara anlatmak çok zor Uzaklarda bir yer var
Zamanmıymış geçen Yoksa ölüm mü yaklaşıyor Bir hayalin ardından Bütün gerçekler gidiyor
Uzanmak isterim Parlak,özgür yıldızlara Her tarafı kurt dolu Kapattılar bu mezara
Ufukta batan bir güneş Görülür manzaralı duvarlarda Belkide hayat dediğin Gökde uçan kanatlarda
Sarsılmaz kaleymiş Çelikten kapıları Tek tek yıktım hepsini Aşamadım surları
Bir pişmanlık içimden Yükselir bulutlara Çaktırır şimşekleri Karışır yağmurlara
Nefesler tükeniyor Hayat denen labirentde Umuda yolculuk var Yolcusuz bu trende (SERMEDİ)
Çizginin bazen nesirden bazen de nazımdan ne kadar tesirli olduğunu anlatır dururlardı.
Karşımda varoluşumu sorgulatan bu derin tabloya bakarken mütalaa ettiğim: Ben nereye gidiyorum, hakikaten nereye gidiyorum?
Gördüğüm insanın kendiyle kendinden kendine ulaşması.
E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir
Daha sonraki yorumlarımda kullanılması için adım, e-posta adresim ve site adresim bu tarayıcıya kaydedilsin.
Δ
3 Yorum