- Sizden Gelenler
- 10/10/2012
- Deneme
Sarhoş Vefası
Gitmek bir parça ölmektir demişlerdi. Bilmenin en umursamaz yazgısıyla bildim. Her seferinde bir daha görmek için yalvarırken, tavşan çaresizliğiyle
Gitmek bir parça ölmektir demişlerdi. Bilmenin en umursamaz yazgısıyla bildim. Her seferinde bir daha görmek için yalvarırken, tavşan çaresizliğiyle
Uzun soluklu çalışmanın ortasındayım yine. İşim gereği bunu yapıyorum ancak bu durumdan memnun olmadığımı kimse iddia edemez. Saat daha
Aynı seyirle devam eden günlerimin bir önceki gece ile klonlaştırılmış gecelerinden birini geçirmekle meşgulüm. Şehrin ordusu gibi dizilmiş apartmanlar,
Kış’ a özel bir televizyon kanalı kurmak istiyorum. Hangi dağda kaç kardelen doğmuş, yeryüzüne düşen kar tanesi sayısı kaça
İçimdeki sebepsiz mutsuzlukların dorukta olduğu bir gün… Evden çıkmak için dakikalarca süren hazırlıklarım nihayet sona eriyor. İçime sinmesi için
Şimdi gitmek her zamankinden daha zor. Vakitlerden gece. Gelip sadrıma oturan bir ağırlığı taşıyamadığım için yazıyorum. Aslında ne yazmak
Çoğumuz alışıktır hayat kompozisyonuna keşkeli cümleler kurarak başlamaya. Bu cümleler; kimi zaman söylenilmemiş sevgi sözcükleriyle, kimi zaman elinden tutulmamış
Kent yorgunuyum, ölümler kusuyorum hüzün anaforumda. Hangi acuze kente sığdıramadık ki kimliksizliğimizi? Hangi patikalı yollarda kaybettik düşlerimizi? İzi kalmış
Bir çocuğun “Seni anneme söylicem” küskünlüğüydü küskünlüğümüz. Hüznümüz buydu. Tüm olanları Rabbimize söyleyecektik. Kötülükleri, kötülükleri alkışlayanları, kötülüklere göz yumanları… Herkesi…
Siz hiç yaş kokusu aldınız mı? Ben her ağladığımda sanki bir koku duyarım. Benden başkası almaz bilirim. Ağzımda değişik
Ben vedalardan ölesiye korkarken, vedalaşacak kimsem kalmadı. Garip. Sandığın kadar öldürücü değildir. Onca kalabalığın içinde ışık zannederken kendini, kimsesizliğine
harflerin dizilişinde esrar arayan, ebleh bir divaneyim. dizlerimde yara izleri, düşlerimde kurşun lekesi, sordum: nedir seninle aramızda olan?
Elleri cebinde, gözleri yerde yürüyordu. Yerdeki parke taşlarının çizgilerine basmamaya çalışıyordu bir yandan. Daha sonra bunun ileride takıntı haline
ölüm ne kadar yakışıyorsa bir insana ve cepsiz bir gömlek ne kadar karizma duruyorsa öyle afiliyim işte bir iç