- Abdussamed Geçer
- 09/10/2012
- Hikâye
Sıkışmış Zamanlar
Gözlerini açtığında kendini, yapraklarını yeni yeni dökmeye başlamış ağaçların arasında buldu. Ayağa kalkıp, etrafa meraklı gözlerle baktıktan sonra, ürkerek,
Gözlerini açtığında kendini, yapraklarını yeni yeni dökmeye başlamış ağaçların arasında buldu. Ayağa kalkıp, etrafa meraklı gözlerle baktıktan sonra, ürkerek,
Bildiğiniz üzere Semih Kaplanoğlu’nun, beş yıl süren Yusuf üçlemesi ”Bal” ile sona ermişti. Bal filminde, Kaplanoğlu bizi heybetli ağaçlarla
Kâtip Çelebi… Ehl-i Divan arasında “Hacı Halife”, Avrupalılarca “Hacı Kalfa”. Gerçek adı Mustafa olan bu kul; uçurumun kenarında olan
Küçük, dağınık odasında dar bir masa ve masanın hemen üzerinde, kare şeklinde, eski bir saat bulunuyordu. Saatin beyaz zemininin
428. Gün / İbyaş Oteli’nde Kahvaltı Sabahı Gözlerim kamaştı. Güneş pencereden sızarak odama doluyordu. Çok güzel bir uyku
Lisedeydim o sıralar. İbrahim Sadri bizim için yaşayan en büyük şairdi. “Sen benim on yedi yaşımsın” diye girdi mi
Fazıl’a Bir cinnet her şeyi çözer diyorsun ya Fazıl, çözer elbet. Ezilip geçilmiş yaz akşamlarının karaltısı bir cinnetle yerle
Bazı sıradan sorular yazgıyla ortaklaşa hareket edince ortaya vahim acılar çıkarır. İkindi vaktiydi. Terasa kurduğu hamakta gözlerini açmaya çalıştı.
Devletin medar-ı iftiharı, tüm amirlerinin gözdesi, nezaketi ve naifliğiyle tüm dairenin göz bebeği Memur Fuat Sadıkoğlu, paydos edip evine
Otobüse binmek için durakta bekliyordum. Bir hayli zaman geçmesine rağmen otobüs bir türlü gelmemişti. Durakta bekleyenlerin sabırsızlığını fark
Geniş, boş bir mahzen. Karanlık denecek kadar loş bir yer. İçerisi soğuk. Ağır bir nem kokusu var. Uzak köşede,
Son zamanlarda içerik ve konsept bakımından bir değişim sürecine giren sinema endüstrisinde, bazı türler can çekişmeye başladı. Seyircinin artık abartılı
Son zamanlarda tekrar gündeme gelen Almanya’ya işçi olarak gitmek, insanların geçmişi irdelemesine ve bu konu hakkında tekrar düşünmesine sebep oldu.
Uzun zamandır vizyonda filmlerini göremediğimiz yönetmen ve senarist Çağan Irmak, kendi içimizdeki sıkıntılara ve paradokslara parmak basan, duygusal anlamda bir