Hapşırması Haset, Aksırması Şiir Olan Müteşairlere Dair
efendim, mâzi lezizdir derdi abdülhâk şinasî bey. kendilerinin ahirete intikali hayli zaman oldu. nevzuhur birçok muharrir peydâ oldu. dünya değirmeni
efendim, mâzi lezizdir derdi abdülhâk şinasî bey. kendilerinin ahirete intikali hayli zaman oldu. nevzuhur birçok muharrir peydâ oldu. dünya değirmeni
O kadar çok insan var ki tanınması gereken. Hani şu az önce kitapçıda gördüğün mesela… Bir “Merhaba” ile belki yıllar
Uykuyla uyanıklık arasında, aslında yapacağım çok iş varken fakat hiçbir iş yapmıyorken… Düşünmek mi? Hayır, düşünmüyorken… Dedim ya; hiçbir şey
“Çok yorgunum. Asırlara değil sana seslenmek istiyorum. Şöhretten ebediyetten bana ne? İstiyorum ki bütün yazdıklarımı ve yazacaklarımı sen
Aşk, kendi günahlarıyla hükümlü bir mahkûm olarak yaşamaktır, her gün hapishanenin en kuytu hücresine doğru gönüllü olarak yol almaktır. Şimdi
Hayatın ortasında bir figürdük sadece, pek de kendini belli etmeyen. Tüm insanlığın fert fert çektiği yalnızlığın tamamını çektik her gün.
Filozof: Nerelerdesin Ârif? Görüşemiyoruz. Ârif: Halvete girmiştim. 40 gündür küçük, dar ve karanlık bir odada kendimle yalnız kaldım. Tek Allah vardı
Canımız çok sıkkın. Hayat bizim için oyunu kurallarına göre oynama uğraşıydı. Zamanla oyunu kurallarına göre oynamayanların da olduğunu fark ettik.
Ali Ayçil, duru ve güzel bir şekilde sosyal realizm kokan ve alt kategorileri mevcut olan denemelerini bir arada topladığı ‘‘Ceviz Sandıkları
Ruh mekânda yer işgal etmez. Olduğu yere hayat verir. Bu olduğu yer, ruh için sınır değildir. ***** Asıl olan beden
İnsan bir şey yapmadığında bile bir şey yapıyordur ki bu da ayrı bir şey yapmaktır. Bu mânada insanın özgürlüğünden bahsedemeyiz.
Her şey o soru ile başladı: “Peki, ne olacak?” Günler geçtikçe, rüyamda dahi bu soruyu sormaya başladım. Öyle ki, bu
Sevgili okur, sözüm sana… Şimdi beni iyi dinle… Dinle ki sana anlatacaklarımı kimse söylemez ve bunun sonucu olarak kendine kurduğun
Bazen kalp atmak istemez ya, soluksuz kalakalırsın ya orta yerde. İşte öyle. Dört bir yandan ateş altında pencerem. Eski