Her geçen gün üniversitelerimizde yeni bölümler peyda oluyor. Eğer elinizde olsaydı siz üniversitede hangi bölümü açardınız?
***
Ahmet Atan (Öğretim Üyesi – Güzel Sanatlar): Resim bölümü açardım. İnsanların tasvir ve tasarım alanlarına ihtiyaçları var.
Muhammet Emin Oyar (Yazar): Apartman Yöneticiliği bölümü açardım. İktisadi ve İdari Bilimler derslerinin yanında psikoloji ve sosyoloji derslerinin de ağırlıklı olarak verilmesini sağlardım. Bu derslerle beraber Aylık Apartman Toplantılarında Öğrencilere Verip Veriştirme, Aidatlardan İndiregandi Yapma, Her Ay Asansörü Bozulmuş Gibi Gösterme gibi dersler de koymak lâzım tabiî ki. Apartman Yöneticiliği Bölümü olmayan bir üniversite, üniversite değildir.
Burak Uslu (Proje koordinatörü): Bölüm açacak olsaydım Ahlâk bölümü açardım. Yaşamın her alanında “ahlâk nedir” sorusuna cevap verebilecek kimselerin yetiştiği bir bölüm olurdu.
Muhammad İsmij Hidayat (Havacılık ve Uzay Bilimleri mezunu): Ben Maraş Dondurmacılığı bölümü açardım. Gerçekten çok lezzetli. Fakat istediğimiz zaman ulaşamıyoruz. Bu dondurmanın artması için ustalarının da artması gerekiyor. Üstelik Endonezya’da Maraş Dondurmasına rağbet çok büyük. Dondurmayı satmadan önce ustanın yaptığı hareketler hem müşterileri hem de etraftaki izleyenleri eğlendiriyor. Biz Endonezyalılar Maraş dondurmasını çok seviyoruz.
Davut Bayraklı (Yazar): Bölüm olarak değil de edebiyat fakültelerinde, edebiyata ek olarak bir alt bölüm tarzında Necip Fazıl ve Sezai Karakoç bölümü açardım. Hatta bu fikrimi tartışmaya dahi açmazdım, itiraz edeni ıslak odunla sabaha kadar döverdim. Edebiyat okuyan gençlerin bu alt bölüm derslerini vermeden mezun olmalarını engellerdim. İlahiyat fakültelerine de İmam-ı Gazzâli, İmam-ı Rabbâni ve Zahid el-Kevseri bölümü koyardım, yine alt bölüm olarak. Bu bölümden kalınan dersler nedeniyle okulunu uzatırdım öğrencinin. Bölümlerde yazarların eserlerini ders yapardım, okutup ezberletirdim. Bence Türkiye’nin en çok buna ihtiyacı var.
Ferhat Akbaş (Sosyoloji öğrencisi): İlahiyat fakültelerinde tefsirde Kadı Beydavî, hadiste İmam-ı Buharî, İmam-ı Müslim ve İmam-ı Tırmızî’nin yanı sıra dört mezhebi ve imamlarını dört yıla yayar ya da her sene kademeli olarak dördünü birden ders olarak okuturdum. Felsefe derslerini en aza indirir sadece İmam-ı Gazalî, Farabî gibi âlimlerin eserlerini ders olarak okuturdum. Akademisyenlerin yazıp ders olarak okuttuğu kitapların hepsini müfredattan kaldırırdım. Sosyolojide de İbn-i Haldûn’u alt bölüm yapardım. Montesquieu, Durkheim, Weber, Marx gibi yabancı sosyologlardan önce Türk sosyologların anlatılmasını sağlardım.
İhsan Sülüs (İİBF mezunu): Yüksek Teknoloji Mühendisliği bölümü olabilir. Değişen ve gelişen dünyanın çok gerisindeyiz. Daha akıllı telefon bile yapamıyoruz. Ama her şeyden önce elimizdeki mevcut bölümleri geliştirmeli ve bazı işe yaramaz olanları da kapatmalıyız.
Mehmet Raşit Küçükkürtül (Yazar): İslâm harfleriyle tedrisat yapan bir edebiyat bölümü, ayrıca yine İslâm harfleriyle tedrisat yapan bir şiir bölümü açardım. Şiir bölümüne talebeleri mülakatla alırdım. “Bölümü bitirip şair olacağım” diyenleri mülâkatta elerdim. Bir de mümkünse ilahiyat fakültelerini kapatır veya felsefe bilimleri diye bir fakülte açıp oraya dâhil ederdim. Şunu da eklemek lâzım: at yetiştiriciliği bölümünün de sayısını arttırırdım. Bu arada, at yarışını ve altılı oynamayı tedavülden kaldırırdım.
Aydoğan K (Yazar): “Her şeyi en baştan alalım”’ bölümü olabilir. İlkokuldan beri öğrendiğimiz, ezberlediğimiz, baştan kabul ettiğimiz bilgileri unutup, sıfırdan “başka ve gerekli bilgiler” öğrenilmeli.
”Kediler kulağını düzleştirirse bu ne anlama gelir?” sorusunun cevabını, ”Yerçekimi kanunu nedir?” cevabından daha önemli ve gerekli olduğunun bilincindeki insanlar lâzım.
Mustafa Engin Aslan (Elektrik ve Elektronik Mühendisliği öğrencisi): Ben Tıp Fakültesinde bölümler açardım. Yani TUS’u ortadan kaldırır tıpta bölümleme işini ta en başa alırdım.
Mücahit Burak Demirel (İlahiyat öğrencisi): İlahiyat fakültelerinde Oryantalizm Araştırmaları bölümü olmalı. İlahiyatta olması gerektiği gibi tarih bölümlerinde de olsa iyi olur. Oksidentalizm için her üniversitede gönüllülerden müteşekkil bir grup oluşturulmalı. Özellikle tarih bölümündeki öğrenciler teşvik edilmeli.
Mümin Munis (Yazar) : Bilinçli Okuma ve Okuduğunu Aktarma bölümü açardım. Çünkü okumuyoruz. Okuduğumuzu da aktarmada zorluk yaşıyoruz. Bu bölüme dekan olarak da Sulhi Ceylan’ı atardım. Kendileri okuma konusunda bana da rehberlik etmiştir.
Raşit Ulaş (Şair): İletişim Fakültesi bünyesinde Televizyon ve Medyanın Zararları bölümü, Eğitim Fakültesi bünyesinde Üniversite Okumanın Gereksizliği ve Gerçek Meslek Sahibi Olma bölümü, Edebiyat Fakültesi bünyesinde de Her Edebiyat Okuyan Yazar-Şair Olmak Zorunda Değil bölümü…
Sait San (Öğretim Üyesi – Matematik): Ben olsam Havacılık ve Uzay Mühendisliği bölümü açarım. Çünkü gelecek uzay ve havacılık teknolojileriyle şekil alacak. Bu alanda çok fazla çalışma yapılmasına ve iş gücüne ihtiyaç var.
Kübra Taşkıran (Hukuk öğrencisi): Hâlihazırdaki üniversite mantalitesinin devamını, ülkenin ve genç güruhun ruhsal ve zihinsel gelişimi açısından oldukça zararlı görüyorum. Bu şartlar altında “Mevcut Üniversitelere Alternatif Eğitim ve Öğretim Kurumları Üretme ve/veya Geliştirme Bölümü” açar, öncelikle tüm akademisyenleri puansız olarak öğrenci kaydederdim. İstisnalar kaideyi bozmaz.
Yusuf Girayalp Atan (Ekonomist): Açma değil de ben kapatma taraftarıyım. Mesela eczacılık bölümünü hemen kapatırdım. Çünkü eczacıların yaptığı işi işletme bölümü mezunları da gayet rahat yapar. Hem bu sayede eczacılar da asli vazifesi olan ilaç üretimine yönelebilir. Ayrıca tüm bölümlere girişimcilik dersinin konulmasını sağlardım.
Zeynep Ayşe Aydın: İlk aklıma gelen “Fıtrat Tahlili” oldu. İnsan kendini tanımadan, ne kendisine ne de başkalarına faydalı olabiliyor. Böyle bir bölümde okuyup da, bu konuda derinleşen, uzmanlaşan insanlar diğer insanlara da yardımcı olabilir. İnsanların yaşadığı birçok sıkıntıların temelinde özünü, fıtratını tanımamak yatıyor. Bu da yanlış yönelimlere sebep olabiliyor.
Misal ince ruhlu, nazik, şair yürekli bir erkeğin eline silah verip sen git savaş, askerliği meslek olarak yap demek ne kadar adilce? Aynı şekilde karakterinde savaşma güdüsü olan, gözü pek, ruhen ve bedenen savaşma koşullarına dayanıklı, güçlü bir erkeğin eline kalem verip sen masa başına otur yaz demek ne kadar doğru?
İşte “Fıtrat Tahlili Bölümü” bu adaleti sağlayacak ilimleri öğreten bir bölüm olabilir. İnsanları mizaçlarına uygun faaliyetlere yönlendirecek ehil şahıslar yetiştiren bir bölüm olabilir.
Betül Ceyhan (Tıp Öğrencisi): Edebiyat türevi bölümlere dâhil olabileceğini düşündüğüm ama uzmanlığın dahi uzmanlığının yapıldığı bir dönemde açılması sürpriz olmayacak bir bölüm “Doğru Kitap Seçme” bölümü olurdu fikrimce. Her gün yüzlerce kitap basılan ve bir referans olmadan kaliteli yayın bulmanın imkânsızlaştığı, yazıdan bol fikirden fukara günümüzde, bilhassa büyük puntolu metinleriyle az zamanda fazlaca okutan çok satan kitapların ve on dakikada hayatı değiştirmeyi vadeden kişisel gelişim kitaplarının baş döndürücülüğüne kapılmamak için “Doğru Kitap Seçme” bölümünün açılması mevcut kimi bölümlerden daha faydalı olacaktır. Mezun olunca da kütüphanecilik, köşe yazarlığı, entelektüel camialarda ahkam kesme hiç olmadı yaşam koçluğu, online kitap alıntısı paylaşımcısı gibi meslekler edinirsiniz şeklinde reklamını da yapabiliriz. Tutmazsa da bölüm rehberliği adı altında çocuklara özgün fikirler buldururuz. İcat çıkarmadan başka işimiz gücümüz yok zaten. “İcat Çıkarma” bölümü de fena olmaz sanki…
Sulhi Ceylan: Şuan ki okulların öğrenciyi sıradanlaştırdığını, tek tipleştirdiğini, moronlaştırdığını, uysallaştırdığını, edepsizleştirdiğini, memurlaştırdığını, eylemsizleştirdiğini ve öğrencilerin doğuştan sahip olduğu yetenekleri öldürdüğünü düşünüyorum. Bu sebeple üniversitelerde yeni bölüm açmanın hiçbir anlamı yok. Çünkü yeni bölümler açarak eğitim sistemini düzeltemeyiz. Radikal kararlar almadıkça da düzelemeyeceği için tüm okulları kapatmalıyız derim.
Dosya Editörü: Muhammet Emin Oyar
6 Yorum