Turgut Uyar Sibernetik şiirinde:
“üç kere üç dokuz eder / bilirsin/ birin karesi birdir /kare kökü de / bilirsin/ “mutlu aşk yoktur” / bilirsin”
diyor. Mutlu aşk var mıdır?
***
Bilal Can: Mutluluk göreceli bir edinimdir. İnsanın fayda sağlama düşüncesine dayalı pragmatist düşünce Bentham’ın gayretiyle litaretüre geçmiştir. Fayda sağlayan şey güzeldir ve mutluluk vericidir. Bu düşünceye göre aşk fayda sağlıyorsa mutluluk vericidir. Ama aşkta fayda aramak doğru mudur? Herhangi bir menfaat bekleyerek işe girişmek doğru mudur? Bunun ontolojik açmazlarına sürüklenen zihnimiz sanırım mantıksal bir yaklaşımla aşka yanaşırsa aşktan da uzak kalacak. Mutlu bir mutluluk bile yokken aşkın safî bir mutluluk aramak bence sonuçlanamayacak bir girişimdir. İnsan çok mutlu olmadan da yaşayabilir.
Feyza Yapıcı: Bu şiir ilginç duygular husule getirmişti ben de. Turgut Uyar şiirine bir “ama” ile devam ediyor; orada da mesela “bahar” imgesini kullanıyor, “sonsuz” luk imgesini kullanıyor. Bana bu biraz yine de, ne olursa olsun mutluluk veriyormuş gibi garip bir his uyandırıyor.
Fakat “mutlu aşk yoktur” fikrine yine de katılıyorum. Rilke şöyle bir tanımlamada bulunur mesela. “Dünyayı dolaşmayı kafasına koymuş ama “bir kalbin çevresinde” bile dolaşmaya gücü yetmeyen kişiler…. kör kişiler… işte bu kör kişiler mutlu aşkı engelleyenler.”
Mücahit Emin Türk: Mutlu aşk vardır. Ben âşık olduğum kadınla evliyim, mutluyuz. Ayşe adında bir kızımız var.
Üstad Muharrem Cezbe: Nâmümkindir.
Mehmet Raşit Küçükkürtül: Anlatılanlara bakılırsa yok gibi görünüyor. Ama anlatanlar da hep mutsuz olanlar. Bir de 17. yüzyıl Japon köylüsüne sormak lâzım.
İbrahim Halil Aslan: Aşkı depresif hallerine alet edenlerin dediklerine bakmayın. Mutlu aşk vardır, korkmayın; sevin sevilin.
Ömer Ertürk: Aşk vardır, ama mutluluk diye bir şeyden bahsedemeyiz. Mutluluğun olduğu tek yer umut etmektir ki, ikisi de aynı kökten gelir. O halde mutluluk sadece umut etmekte vardır onun dışında mutluluk diye bir kavramı kabul etmiyorum…
Mehmed Kemal Eminalioğlu: Mutlu aşk olmaz mı? Werter en umutsuz aşkla yaşamış hatta bu aşk uğruna intihar etmiştir. Ama yine de Lotte’yi sevdiği için, onu tanıdığı için mutsuz olmamıştır. Onu mutsuz kılan şey başkadır. Ya da Feliks’i düşünün. Balzac, Feliks üzerinden mutsuz aşkı anlatır ama bu kez karşımızdaki kahraman, karakter zafiyeti içinde olan bir kişidir. Zaafı olmayan hatun kişimiz ise her şeye rağmen aşk için mutludur. Eugenie Grandet’te Balzac’ın resmetti diğer bir âşık ise tam bir habistir ve elinden kaçırdığı bir av olarak görür kızı. Kız ise âşıktır ve mutludur. Âşık olduğu adam delikli parayla beş para etmese de, aşk başkadır, âşık olunan kişi başkadır.
Celal Akça: İnsan acili Adana yer ve keyif alır. Acili çiğköfte seni terletir fakat bir o kadar da haz verir. Kendini yemeden geri alamazsın. Bence Aşk ta öyle bir şey, yedikçe acı veren fakat bir o kadar da insanın keyfini getiren his.
Esra Kurak: Kim kaybetmiş ki biz bulalım? Mutlu aşk yoktur. Sadece mutlu anlar vardır. O mutlu anları toplar mutlu aşk diye kandırırız kendimizi.
Raşit Ulaş Çetinkaya: Mutluluğu mutsuzluğu seçebilen âşık mıdır?
Firuze İlhan: Açıkçası böyle bir soruya nerden başlanır bilmiyorum. Belki fi tarihinden itibaren aşkın tanımıyla başlamamız gerekir. Çokça duyulan klişe bir tanım yapacağım belki ama doğru bir tespit olduğunu düşünüyorum. Aşk eğer Bâki olanaysa mutlu aşk vardır ama eğer fâniye duyulansa çilelerin sıkıntıların ardı arkası kesilmeyebilir veyahut en iyi ihtimalle aşk biter ve yerini sevgi, saygıya bırakır.
Tabiî burada Cemal Süreyya’nın mutlu aşk yoktur sözüne verdiği cevabı da paylaşmak gerekir;
“kim istemez mutlu olmayı
ama mutsuzluğa da var mısın?”
Davut Bayraklı: Mutlu aşk elbette vardır. Yoktur diyenin gözü çıkar. Ama aşkta vuslat var mıdır, diye soracak olursanız, o başka bir şeydir. İnsan genel olarak dertlerinden zevk edinmeyi iyi bildiği için aşkın her türlü acısından da kendisine zevk edinir. Sonra onu sanata döker. Bunu yaparken mutludur da, bu mutluluğun farkında değildir.
Seçil Yaren Kopuz: “Aşk” dediniz he… Şimdi… Efenim bu konu oldukça karışık görünmesine rağmen açık ve nettir. Öncelikle “aşk” kişinin kendisinde olandır, iki kişilik asla değildir. Ve dahi; iki kişilik olarak tanımlanan aşklara ise güler geçerim. Bilinçli insanda mutsuz insan olduğuna göre elbette “mutlu aşk” yoktur…
Esra Abaoğlu: Şair burada Aragon’dan aldığı ilhamla; mutlu aşkın olmadığını matematiğe inancı çerçevesinde net bir şekilde ifade etmiş.
Ben matematikten ziyade “penyelere inanırım”. Dolayısıyla önce Aragon’a ve sonra Uyar’a da.
Necip Ârâste
Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız
kim karar verebilir birbirine dokunan taş ve su
hakkında, kimin kimi ayakta tuttuğuna, ve günün
aslında kumdan, tuzdan ve ışıktan oluşmadığına?
Boşlukları doldurduğumuz da belirecek hayatın
anlamı, taşı ve suyu doğru yorumladığımızda, bir
yarı öbür yarıyı anlayacak: olgunluk bize yaban
meyvesi gibidir; gevşek ağızlarımıza dokunan zehir!
Kim sana verdiklerimi, senden aldıklarımı çözebilir?
Birbirine dolanan hayaller yumağıdır hayatımız,
hayalleri dik tutmak gerekir.
…
(Birhan Keskin, 20 Lak Tablet, s. 32, İstanbul: YKY, 1999)
Abdulkerim Kolat: Aşk vardır. Peki mutlu mudur, mutsuz mu onu âşık belirler. Ulaşılmış bir maşuk söz konusu ise bu aşk mutludur. Aksi de olası tabiî. Aslında soruyu aşkın kendisine sormak gerek.
Âşık ile maşuk ne derece liyakat sahibidir mutlu aşkı tatmak için?
Sidre Gül Ekiz: Öncelikle ” aşk var mıdır”ı sorgulamak gerekir derim. Var-yok. Varsa, beşeri aşk var mıdır?
Var-yok. Yine var ise mutlu aşk var mıdır? Var-yok. Yoktur.
Zeynep Yazıcı: Denemeden bilinmez ki bu sorunun cevabı…
Abdullah Karaca: Akıl sağlığı ve mutluluk birlikte var olamazlar, der Mark Twain. Aşk aklı ziyana uğratan bir hâl ise mutluluğu da burada aramak yersiz olacaktır. Zira aşkın avucunda acıdan başka bir şey yoktur. ‘Mutlu aşk’ tamlaması bile kulağı nasıl tahriş ediyor hâlbuki…
Zehra Başkan: Aşk deyince akla ikilik gelmeli şüphesiz. Âşıkla maşuk ayrı oldukları sürece aşktan söz etmek mümkün. Öyleyse aşkta acı ve hüzün var. Şimdi nerede bu işin zevki, hoşluğu denebilir, öyle ya acı ve hüzün diyoruz. Ancak bilenler bilir o acının ne lezzetli ne tatlı bir şey olduğunu. Âşık mutlu mudur peki? Mutluluk kimin umurunda?
Serdar Kocabaş: Aşka maşka inanmıyorum. Gidin başımdan…
Sulhi Ceylan: Ayrı yağmurda ıslananlar aşktan söz ederler… Aynı yağmurda ıslananlar çocuklarından…
16 Yorum