Sen Noel Baba’dan Daha Güzel Gülüyorsun Ama Onun Başı Benim Kadar Ağrımıyor ki

gülersin
bilirim cennet gülersin
ölümlü bir düşüşle düşmenin sırası değil
ikindi vaktine yaklaşıp
menevşeleri ve erguvanları ve kız kulesini
yarım ezber ettiğim türküleri ve cennetül naimi
ellerinle buluşturabilmek gibi bir amacım var

şairliğimi ve cesaretimi sorgularsan
insanlığımdan ve korkularımdan iki adım beride durup
gökyüzüne çıkıp seyrederek güzelliğini
seni istanbul’a benzetmeye yetecek kadar şairim bilesin

her şey yalnızca baharın başlaması
şehrin soyunması değil günahından
bir de devrilmesi gereken
helvadan yapılmayan putlar

gülüşün bir şehri devirmeye
hem diriltmeye yetecek

azgın ve dirençli haykırıyorken sokaklar
duvarlarına şiirler yazılıyorken
ekmeğe suya ve toprağa yemin ediliyorken
şairler güzel ölümlerle ölüyorlarsa
bir baharın kıyamına durmaktan başka bir şey değildir aşk

ben her ağladığımda keyfe gelen kalabalıklar
medhiyeler düzüyorken gözyaşlarıma
acının güzelliği ölülerin fotoğraflarını çeken sokakların diline düşmüşse
vaaz edenlerin dilinde kargışlar
ellerinde cehennem var da
başağrılı akşamların sabahında uyku hayırlıysa

gülüşün için durulacak bir kıyam
söylenecek bir şiir
edilecek çok ezber var

Raşit Ulaş Çetinkaya

(Yedi İklim Temmuz 14)

DİĞER YAZILAR

6 Yorum

  • **** , 10/08/2014

    Biliyorsunuz Aferin ama ne yazık ki şuuruna varamamışsınız şiirden anlamak için ince bir ruha sahip olmak gerekir sanırdım

  • muharrem , 09/08/2014

    Şiirde vurucu olanı beğeniyor olmamla dini mevzularla ilgilenmem gerektiği… ilginçmiş. Lirik şiir genelde sevmiyorum. Ancak vurucu-özgün ve farklı olmak koşuluyla. yani burnumda sıradan bir şiirin kokusu çok net; bir şiir hele ki lirik şiirse ve böyle kokmaya başlıyorsa bunu anlıyorum. Ama bunu kelimelerle ifade edemiyor olabilirim o ayrı. şiiriyet mevzunda ortak kanıya varılsa zaten şiir diye bir şey kalmaz. Noel babaya böyle bir cevap alacağımı biliyordum. Bunu bile bile içimden geçeni yazdım. İkinci yeni şiirini okurken- ki vakti zamanında çok okuyordum- hiç böyle bir şey aklıma gelmedi inanın. Demek ki sizin gelmiş. Her tür insana kapsayabilecek kadar genişlikte olan bir eleştiri cümlesi: en bilinenler dışında okumamışsınız. hıhı evet.

    Not: üstad cezbe olmadığımı ne zaman inkar ettim ayrıca?

  • Hoca , 09/08/2014

    “Baş ağrılı uykuların sabahları hayırlı..” mısraını beğenmeniz sizin şiir tetki ile değil dini mevuzlar ile ilgilenmenizin ne kadar doğru olacağını gösteriyor sevgili Sahte Üstad. Zira şiiriyet olarak en zayıf bölüm orası olarak görünüyor. Şiir başlığı mevzuunu ise böyle irdeliyor olmak yine bir kez daha şiire ne kadar uzak ve ne kadar ehliyetsiz olduğunuzun delili olarak görünüyor. Noel Baba mevzu ise masa üstünde apaçık bir imge olarak dururken bunu hala rasyonel bir şekilde batıyla avrupayla falan iliştirmek de ayrıca komik. Bunlar hep ikinci yeniyi okuyunca imanı kaybetme korkusundan kaynaklı şeyler.

    Şiiri beğenmemeniz pek tabii. Zira ben de inanılmaz bir şiir olarak görmüyorum. Zayıf yerleri ve güçlü yerleri mevcut. Ama tenkid ettiğiniz yerler muhtemelen sizin Tanzimat sonrası şiire hiç bakmadığınızı yahut baktı iseniz bile Sezai Karakoç, İsmet Özel, Zarifoğlu… gibi şairlerin en bilinen şiirlerinin dışında şiir okumadığınızı gösteriyor. Ayrıca Üstad Cezbe olmadığınızı kabul ettiğinize de ayrıca sevindim.

    80-90 yahut 2000 şiiri üzerine yahut eğer imani bir problem oluşacağını düşünmüyorsanız ikinci yeni üzerine tavsiyelerde bulunabilirim dilerseniz. Bu şekilde şiire biraz daha yaklaşmış olursunuz. Daha fazla uzatıp sizi zor durumda bırakmak istemem Sahte Cezbe bey. Esen kalın.

  • muharrem , 09/08/2014

    şair, sevgiliyi istanbul’un menfi yönlerine benzetmekle tehdit mi ediyor? böyle bir şeyi bu şiirden çıkaracak kadar kalp gözüm daha açılmamış demek ki! iki cümleyle değerlendirmek gibi bir kaygım yoktu. yorumlar ki yazıyı ilk okuduktan sonraki sade düşünceler için var. doğrudur şiiri beğenmedim. fakat bunda ne şairliğin bana bahşedilmemesi ne de üstad cezbe olamamak yarası var. o zaman şiiri bütünüyle tahlil edelim hocam:

    başlıkla şiirin içeriği arasında ne imgelem ne de içerik açısından ciddi bir bağlantı göremiyorum. Zira noel baba karakteri batıya has tavrıyla bende tiksinti uyandırır. –ho ho ho şeklindeki gülüşüyle sevgilinin gülüşünü aynı cümlede dahi kullanmaya yetmez benim kalbim. Hem de bu gülüş şiire göre, bir şehri ayaklandırmaya yetecek olan cennet gülüşse.

    Helvadan yapılmayan modern putlara yapılan gönderme ise son derece kılişe.

    Aşk bir baharın kıyamına durmaksa şayet öncesindeki dizelerin insanın içini açması lazım.Evet şairler güzel ölümlerle ölüyorlar, kabul duvarlara şiirler yazılıyor.fakat sokakların azgın haykırmasını nereye koyacağız sevgili hocam bu bağlamda?

    Velhasıl şiiriyeti ve özgünlüğü vasat bir şiir diyebilirim ancak baş ağrılı uykuların sabahları hayırlıdır onda hemfikiriz.

    Bir de noel babanın az da olsa başının ne zaman ağrıdığı görülmüş? Ben bir Avrupalıda böyle bir şeye rastlamadım henüz.

  • Hoca , 09/08/2014

    Üstad Cezbe’ye neler olmuş böyle? Halbuki kendileri iki asrı devirmiş bir çınar olarak “seni istanbul’a benzetmeye yetecek kadar şairim bilesin” cümlesinin gramer yapısının henüz bitmemiş bir fiil olduğunu yani sevgilinin henüz benzetilmediğini, şairin daha evvel bir trilyon şairin sevgilsini istanbul’a benzettiğini bildiğinden bu fiili bitirmeyerek sevgiliyi diğer şairlerin istanbul güzellemesinin aksine istanbul’un menfi yönlerine benzetmekle tehdit ettiğini anlayabilecek kapasiteye sahip bir büyüğümüz olarak bilirdik. Bu Üstad Cezbe olamaz! Zira Üstad, şairler arası etkiyi bilen ve bunun da yadırganacak küçümsenecek bir durum olmayacağını iyi bilen bir zattır. Bu yorumu yazan olsa olsa şiir yazma yetisi Allah tarafından kendisine bahşedilmediğinden zihni ve kalbi dünyasında çeşitli çalkantılar yaşayan bir arkadaş olsa gerek. Ben bir sahte hocayım, şiirden çok anlamam, zaten işimden başka bir şeyle uğraşıp da rezil olmak da istemem. Ama bir şiirin de iki mısra ile değerlendirilemeyeceğini asgari düzeyde bilirim. Değerlendirenin de şiir yetisinin ne düzeyde olduğuna bakarım. Bu şiirin sesinin yer yer düştüğü yahut şiiriyetten uzaklaştığı yerler olsa da tenkidin yapıldığı iki yer şiirin hiç tenkid edilmemesi gereken yerler. Bilhassa istanbul’a benzetme kısmının, evvelki mısralarla değil de tek mısra olarak alınması bile şiir bilgisinin kıtlığını ve Sahte Cezbe’nin daha çok şiir kitabı devirmesi gerektiğini gösterir. Üstad Cezbe olmak kolay değil evlat. Bir Cezbe olamamak sen de yara olarak kalmış belli ama daha çok çalışman lazım. Allah hepimize şifa versin.

  • muharrem , 09/08/2014

    -sevgilinin güzelliğini istanbula benzetme; ilk olarak m.ö. 900lü yıllarda antik romada rastlıyoruz. tabi yazı falan yok şifahi olarak biliyoruz. ilk şaire selam, sahi ilk şair kim?

    -gülüşün bir şehri devirmeye
    hem diriltmeye yetecek

    “bir gülüşün ölmem için yetecek.”etkisi. etkisi bile güzel.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir