yeterince yaşadım, geride kalan tortular beyaz
ovada beyaz badanalı boş bir oda ve ben bir karaltı
böyledir buralarda yaşamak denen cümleler bütünü
sessizlik sızar kırık camlardan bir de otların sarısı
kerpiç kerpiç üstüne vurdum leylayı bu minval üzre
her ne düşünsen aynı kapıya çıkar bu illerde hayaller
bir olta atarsın gecenin ırmaklarına, düşler de hep aynı
yıldızlarınkine benzer bir yalnızlıktır bu belki ama
şu koca gök boşa mı yaratılmıştır inci gibi dişleriyle
başımı kaldırıyorum yalnızlık dökülüyor gri tenime
serçeler yok buralarda ya da kırlangıçlar ve leylekler
isimsiz kanat çırpışlar duyuyorum bazen hayal değil
bazense bir tüy düşüyor gökten, gittikçe beyazlaşan tenime
biri fısıldıyor altı yönden, kalbim ellerimde soğuk ter
ve birden…! rüzgar, buralarda hep benden yana değil
ben bir cümle verir karşılığında söğüt gölgesi alırım
söz ve zaman çoktur paranın geçmediği bu beldelerde
uykularım yorulur rüyalarımı ise ben yorarım
bir köy delisiydim ben buraya gelmeden önce
başımı duvarlara vurarak öldüm rüyadan uyandım
toprak mümbit bir anadır derler ama ben topraksızım
bir yağmur yağsa belki taze aşklarım olacaktı benim de
gözyaşı maya olsaydı göğe çıkardım bulutlara misafir
önce ben yağardım ardım sıra sökün ederdi rahmet
toprak aşksızlığı affetmiyor Allah’ım beni sen affet
Süleyman Salih
6 Yorum