www.wikilala.com, matbaanın kullanılmaya başladığı tarihten, harf devrimine kadarki süreçte basılan tüm Osmanlıca metinleri tek bir çatı altında toplamayı amaçlayan dijital bir kütüphane. Edebifikir okurlarını Wikilala hakkında bilgilendirmek için Proje Direktörü Sadi Özgür ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
***
İsim bulma her zaman zorlandığımız bir konudur. Özellikle büyük projelerde bu iş giderek zorlaşır. Daha önce Wikil-Ala gibi bir çağrışımla karşılaştığınızı ancak Wikilala isminin, Wikipedia ve Osmanlı’daki şehzade hocası olan Lala’dan mülhem olduğunu söylediniz. İsimlendirme süreci nasıl gelişti?
Evet, isim koymak zor. Ama bunu da şöyle düşünebiliriz; nasıl ki bir makale ya da projenin özeti en son yazılmalıysa belki de isim en son düşünülmeli. Çünkü projenin tasarımı ve inşâsı sırasında zihin meseleye yoğunlaştığı için daha devingen oluyor ve daha fazla ihtimal/alternatif ortaya çıkabiliyor. Bizde de öyle oldu. Projenin başlamasının ardından ismi çıktı ortaya.
Wikilala nedir? Wikilala için Osmanlı’nın Google’ı olduğunu ve bir tür Rönesans özelliği taşıdığını düşünüyorsunuz. İsmiyle birlikte düşünecek olursak yaptığınız benzetmeleri nasıl anlamalıyız?
Bu iki soruyu beraber cevaplayayım izninizle. Wikilala bir Osmanlı Türkçesi veri tabanı. Benzerlerinden ayrılan tarafı da bu veri tabanındaki dokümanlara hem Latin hem de Arap harflerini kullanarak erişim imkânı bulabiliyorsunuz. İsmi de, daha önce de belirttiğimiz gibi, “hızlı-lala” yani rehber anlamında. Milyonlarca sayfa içinde aradığınızı saniyeler içerisinde bulabilmenize olanak tanıyan böyle bir sistemi hızlı diye isimlendirmekten başka çaremiz yoktu. (gülüşmeler)
Yaptığınız bir açıklamada, harf devrimiyle beraber Osmanlı döneminden ciddi bir kopuş yaşandığını, toplumun ve akademinin Osmanlı’nın kültürel, sosyal ve siyasi birikiminden habersiz kaldığını dile getirdiniz. Yaşanan kopuşun tamirinde Wikilala bizlere nasıl bir çözüm sunuyor?
İbrahim Müteferrika’nın ilk Türkçe matbaacılık faaliyetini başlattığı 1729 yılından harf devrimine yani 1928 yılına kadar geçen 200 yıllık süreçte kitap, dergi, gazete vb. yazılı olarak üretilen milyonlarca sayfa dokümana, siz birkaç saniyede ve mümkün olan en kolay şekilde ulaşabiliyorsunuz. Bunun adı çok açık bir devrimdir ve bir nevi kültürel rehabilitasyon için de inanılmaz bir araçtır bu.
Osmanlıca okur-yazar olmanın ve yüz sene önceki kültürün izini sürmenin toplumsal olarak bize nasıl bir katkısı olabilir?
Eğer toplum olarak yaşadıklarınızı “tarih” diye isimlendirmek istiyor ve bunların basit bir “geçmiş” olmasını istemiyorsanız; bu birikime ve mirasa sahip çıkmak zorundasınız. Osmanlıca, söz konusu mirasın kaydedildiği ve bugüne aktarıldığı önemli bir araçtır. Haliyle “tarih”imiz diyebileceğimiz geçmişi onun sayesinde keşfedebilir ve sağlıklı değerlendirebiliriz.
Karşılaştığım şikâyetler genellikle sayfanın geç yüklenmesi ve yapılan aramalarda herhangi bir sonuçla karşılaşamama şeklindeydi. Bu tarz sorunların çözümüyle birlikte önümüzdeki süreçte bizi ne tür yenilikler bekliyor?
Hız sorununu artık çözdük. Ayrıca “sen de yükle” butonu da aktifleştirildi. Dolayısıyla veri tabanındaki içerik giderek kabarıyor, bu da arananların bulunabilme ihtimalini artırıyor. Bu kapsamda sistemin arka planda kullandığı “sözlük” de geliştiriliyor ve bu da içeriğe daha geniş kesimlerin ulaşabilmesini mümkün kılacak.
Çevriyazı ve sadeleştirme çalışmaları olacağını söylediniz. Okurlar ve araştırmacılar Osmanlıca metinleri günümüz Türkçesi ile de okuyup, karşılaştırma yapabilme imkânına sahip olacaklar. Bu zorlu bir süreç olsa gerek. Bunun için ne kadar bekleyeceğiz?
Süreç teknik açıdan oldukça karmaşık ve uğraştırıcı… Ama çevriyazı özelliği 2022 yılı içinde büyük oranda yerleşmiş ve kullanıma hazır hale getirilmiş olacak diye umuyor ve ona göre çalışıyoruz. Sadeleştirme işiyse çeviri özelliğinden daha sonra faal olabilecek görünüyor.
Yapılan işin zahmetli olduğu apaçık. Zahmetli işlerde geri döndüğümüz çok olur. Sizin de vazgeçip geri dönmek istediğiniz anlar oldu mu? Olduysa kendinizi nasıl motive ettiniz?
Aslında bu proje bir mecburiyet… Yani bu işi ya çözeceğiz ya da çözeceğiz! Yoksa birileri, buradan uzak bir memlekette sahip olduğumuz bu mirasa erişmek için benzer yöntemler geliştirebilir ve tereciye tere satmaya kalkabilir. Tere bizim; en iyi tereci de bizden olur. Olmalı…
Muhtelif kaynaklardan eserler topladığınızı öğrendik. Eser sahiplerinin yardımcı olmak istemediği durumlar oluyor mu? Ya da eserlerin izini sürerken can sıkıcı şeylerle karşılaşıyor musunuz?
Proje, cidden ilham verici ve kiminle paylaştıysak hemen hepsi şevkle destek olmak için can attı. Dolayısıyla köstek olan kimseyle karşılaşmadık, diyebilirim. Bir iki kurumla dilediğimiz düzeyde işbirliği yapamadık; ama bunlar gayet olağan ve sıradan şeyler.
Günümüzde dijital ortamda çeşitli arşivler mevcut. Wikilala’yı diğer arşivlerden ayıran özellikler nedir? Meraklı bir okur Wikilala’yı neden tercih etmeli?
Osmanlıca içerik peşindeyseniz; metinden resme, paradan kitabeye Osmanlı döneminde üretilen herhangi bir malzemeye erişmek istiyorsanız Wikilala’yı ziyaret etmemek size hem zaman kaybettirecek hem de sizi, ufkunuzu daraltmak riskiyle baş başa bırakacaktır.
Dijital arşiv ve kütüphanecilikte yeterli olduğumuzu düşünüyor musunuz?
Batı kütüphaneleriyle kıyaslandığında şüphesiz nispî anlamda gerideyiz; ama son yıllarda yapılan kamu hamleleri, özel teşebbüsün de bu yönde geliştirdiği teşebbüsler aradaki mesafeyi hızla kapatıyor. Umuyorum Wikilala’da Türkiye adına bir yüz akı projesi oldu, daha da olacak…
Söyleşiyi gerçekleştiren: İbrahim Orhun Kaplan