1. Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, Zülküfül Dağı’nın eteğindeki küçük bir kasabada doğdu. Fakat hatıralarında, annesinin onun Gülan (Mayıs) ayında doğduğunu söylediğini aktarır. İsmi; Muhammed, mahlası ise Sezai. Muhammed Sezai. Kimlikte Ahmed Sezai.
2. Küçük yaşta Elazığ/Maden’e taşınırlar. İlk sanat algısını Maden’de aldığını söyler. 1937’de tekrar Ergani’ye dönerler. 1938’de bağbozumundan sonra okula başlar.
3. İlkokulu Ergani’de, ortaokulu Maraş’ta okudu. 1950’de Gaziantep Lisesi’nden mezun oldu. Felsefe okumak istedi, babasının isteği İlahiyat Fakültesiydi, fakat şartlar el vermeyince, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin parasız sınavına girdi ve Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümünden 1955 yılında mezun oldu.
4. Annem bana gülü şöyle öğretti
Gül, Onun, o sonsuz iyilik güneşinin teriydi. (çocukluğumuz 1960)
5. Batı için “Vahşet Bölgesi” demiştir.
6. Maliye Bakanlığı’nda göreve başlar. İstanbul’un onda çok ayrı bir yeri vardır. İstanbul onda başkentler başkentidir. Yazdığı “İslam’ın Dirilişi” başlıklı yazısı sebebiyle hakkında dava açılır. Dava sürerken adeta bir sürgün gibi Ankara’ya gider. Bu durumu bu dönemde yazdığı Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine isimli şiirinde adeta Yusuf (a.s.) kıssasına bir atıfta bulunarak “Köle gibi satıldım pazarlar pazarında.” dizesiyle aktarır.
7. Her büyük şairin tutkun olduğu şehirler vardır. Sezai Karakoç’ta bu şehirler: Diyarbakır ve İstanbul’dur.
8. Sezai Karakoç “Diriliş”i dirilterek tarih huzurunda yüzü ak durmayı başaran bir gönül işçisidir. Nitekim bunu “Makam”da kitabının ilk cümlesinde şöyle aktarır: “Ölülerin dirilişi sağlamasına imkân yoktur. Diriliş dirilmişlerin işidir.”
9. Necip Fazıl’ın çıkardığı Büyük Doğu Dergisi’ne 16 yaşında ilk şiirini göndermiştir. (1949) Sabır isimli bu şiir Mehmet Leventoğlu ismiyle yayımlanır.
10. 13 şiir kitabı vardır. Bu şiirleri daha sonra Gün Doğmadan isimli eserde toplu olarak yayımlanmıştır. Deneme, hikâye, fikir kitapları başta olmak üzere toplamda 53 kitap yayımlamıştır.
11. Hatıralarında Hızırla Kırk Saat’i şöyle anlatır: “Mayıs, haziran aylarında akşamüzerleri Yenikapı’ya iniyor, deniz kenarındaki kahvelerde Hızırla Kırk Saat’i yazıyordum. İki ay içinde aşağı yukarı kırk gün kadar deniz kenarına inip şiiri bölüm bölüm yazdım. Her gidişimde net bir saat yazmış olduğumu kabul edersek kitap için kırk saatlik net çalışma olmuş demekti. Kitabın ismi de bir nevi bu oluşumuna uygunluk göstererek Hızırla Kırk Saat oldu.”
12. Sezai Karakoç bir gül şairidir.
13. Şiirde metafiziksel olgulara önem vermiştir.
14. En önemli eserlerinden biri de “Diriliş Neslinin Amentüsü”dür. Bu eserinde bir meşaleyi eline alıp bunu ileriki nesiller için tutar ve bunu bir bekçi, bir miras sahibi olarak yapar. Diriliş Neslinin Amentüsü bir manifesto olarak dirilişin tüm ayrıntılarını ele aldığı 68 sayfalık ince bir kitaptır. Fakat hacmi çok büyüktür.
15. Sezai Karakoç hâlâ aramızda. 2011 yılında Cumhurbaşkanlığı büyük ödülüne lâyık görüldü. Fakat ödülü almaya gitmedi. Bu onun bir misyon ve aksiyon adamı olduğunun göstergesi olarak yer etti. Daha önce de 2006 yılında Kültür Bakanlığı özel ödülüne lâyık görülmüştü.
Bilal Can
2 Yorum