Edebifikir Eylem Stratejisini Açıklıyor

Edebifikir eylem stratejisini açıklıyor. Eylem nasıl yapılır, eylemde nelere dikkat edilir, eylem öncesi kalbi ve zihni hazırlıklar nelerdir vb. konulara ışık tutuyoruz.

         “Sistem bir araya getirilen bilgi ve teorilerin tutarlı bütününü, metot ise bu tutarlı bütüne, yani esasa götüren yolu belirtir.” Sistem ve metodun son derece önemli olduğu açık. Usulsüz vusul yani sistemsiz amaca erme olamayacağı için biz de eylemlerimizde sistem ve metodu belirlemeli ve bu minvalde eylemlerimizi gerçekleştirmeliyiz.

         İnsan; kendisi, içinde bulunduğu toplumu, çevresi ve bu çevrenin üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri düşündüğü, irdelediği ve gerekeni yaptığı sürece insandır. Teori ve pratiğin evliliğinden hakikati doğacağı aşikârdır. Teorisiz pratik eksik olduğu gibi pratiksiz teoride güdüktür. Meseleleri kendi bütünü içinde değerlendirilmeli ve bu doğrultuda bir sistem uygulayıp metot vasıtasıyla amaca ulaşılmalıdır.

         Eylem yapacak kişiler arasında sıkı bir iç disiplini ve birimleri arasında organik bir hiyerarşiye gerek yoktur. Herkes tek başına eylem yapabilir. Eylemin yapılması gerektiğinin takdiri kişinin kendisine aittir. Bu sayede herhangi bir eylemci yakalandığında ya da deşifre olduğunda ondan hareketle diğerlerine ulaşmak imkânsızlaşır. Çünkü her eylemci lokal olarak hareket eder. Bu sayede her eylemci kendi çapında sisteme ve kapitalizmin egemenliğine bir tür başkaldırır. Bu başkaldırı; kurulu düzene, alışılmış hayat tarzına, otoriteye ve de en önemlisi kişinin kendisine karşıdır. Kişi kendi eylemiyle kendini ortaya koyar ve kendi anlamını bulmaya çalışır.

         Bir örnekle konuyu açıklığa kavuşturalım; “Bir köpekbalığı aç halde bir akvaryuma konulur. Balık akvaryumun her yerinde yüzebilmektedir. Avlayacağı bir şeyler aramaktadır. Sonra akvaryuma küçük bir balık konur. Köpekbalığı küçük balığı yemek için harekete geçer. Küçük balığı yemek için ilk saldırısında kafasını ne olduğunu algılayamadığı sert bir şeye çarparak şok geçirir. Çünkü bilim adamları küçük balık ile köpekbalığının arasına cam bir bölme yerleştirerek onları ayırmışlardır! Köpekbalığı “balık aklıyla” düşündüğünden camı görememekte ama kafasını çarptığında camı algılamaktadır. Sonra bir daha dener, yine kafasını cama çarpar. Bir daha dener, tekrar aynı şeyi yaşar. Yaklaşık 48 saat sonra köpekbalığı küçük balığı yemek için uğraşmayı bırakır. Deneyin ikinci aşamasına geçildiğinde araştırmacılar aradaki cam bölmeyi kaldırır. Artık köpek balığı isterse küçük balığı yiyebilecektir. Önünde hiçbir engel bulunmamaktadır. Çok da açtır! Araştırma ekibi neler olacağını beklemeye başlar. Şaşırma sırası bilim adamlarındadır. Çünkü köpekbalığı küçük balığı yemek için hiçbir şey yapmaz! Küçük balığı kovalayıp büyük balığın alanına geçirirler ama yine de yemek için hiçbir hamle yapmaz. Sonuç çok dramatiktir, büyük balık açlıktan ölmek üzere olmasına rağmen yine de küçük balığı yememiştir. Bilim adamları köpekbalığının içine düştüğü ruh durumuna “öğrenilmiş çaresizlik” demektedir. Öğrenilmiş çaresizlik, bir canlının defalarca denediği halde istediği sonucu alamaması durumunda, bir sonraki denemesinde başarısız olacağını beklemesinden dolayı, deneme cesaretini kaybedip hiçbir şey yapmaması halidir.”

         Eğer büyük balığın durumuna düşmemek istiyorsanız sizde yukarıda yazdıklarımızı iyi düşünün. Eylem kişinin kendini tamamlamasında önemli bir adımdır. Öğretilmiş çaresizliği yenmenin tek yolu eylemdir. 

         Edebifikir, sırası geldikçe yapacağı eylemleri siteden açıklayacaktır. Eylemlerimiz; tuvalette dergi okuyanları kınama eylemi, İETT otobüs sırasına kaynak yapan yolcuları destekleme eylemi, derse girmek yerine yerine sahil kenarına giden öğrencilere simit alma eylemi,  alışveriş merkezlerinde kendilerini unutanlara kalbi olduğunu hatırlatma eylemi vb… Süpriz eylemlerimiz de olacak.

         Bizi takip etmeye devam edin… Eylemlerimizle geliyoruz…

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir