Yunus Emre

Künye: Yunus Emre, Sezai Karakoç, Diriliş Yayınları, 19. Baskı, İstanbul.

***

Anadolu’yu parça parça medrese, çeşme, kervansaray, cami ile örmeyi bilmişti Selçuklular. Halktan kopmamışlardı. Halkın içinde aydınlanmışlardı. Her eserin bittiği yerde halkın gönlü başlıyordu. Sanki, Anadolu Türk halkının ruhu, bir ateş kayasından ibaretti ve uzanan alevler, sırlı bir simya ile birden camiye, çeşmeye, türbeye, medreseye dönüşüyordu, çevriliyordu. (sayfa 8)

Anadolu’nun geri verilmez bir tarzda, İslamlaşması ve Türkleşmesinin birinci dönemini başarmışlardır. Misyonları buydu ve bu misyon bitmişti. (sayfa 9)

Mevlâna’nın, Hacı Bektaş-ı Veli’nin arka arkaya çıkışları, tarikatların doğuş ve kuruluşları, Osmanlıların bir uçak hızıyla gelişmeleri, Anadolu’yu her yönden bir yediveren üzüm kütüğü haline çevirmişti. (sayfa 11)

Anadolu’nun yeniden kuruluşunda, Mevlâna metafizik planın mimarıdır. (sayfa 13)

Mevlâna, zaptedilemez ışık çizgileri halinde bir parlayıştır ve İslam’dan gelen ve İslam’a götüren kaç yol varsa, hepsine aydınlık serpmiştir. Çünkü: O gece yolcuları için, yüksek bir dağda yakılmış büyük bir ateştir. (sayfa 15)

Eşyanın ve gerçeklerin kokuları, sesleri, renkleri, biçimleri maddesinden çekilerek alınmış ve bir ipek-site kurulmuştur. Budur Yunus’un şiiri. Realitedeki güzellik, bir çırpıda, Yunus’un eli değip ufak bir noktası değişir değişmez, mutlak güzelliğe dönüşür. (sayfa 32)

Şeyhin ‘bizim Yunus mu?’ deyişi, Yunus’un en direkt yolla, sanat yoluyla da olsa; İslam yoluna çalışacağına, ödevini sanat yoluyla da görebileceğine inanç ve güvenini belirtmesidir. (sayfa 33)

Gerçek sanat erişe götürür veya erişle yan yana yürür. Eriş de sanatı destekler, besler, yüceltir ve yardımcı bilir kendisini. (sayfa 35)

Öz, ama malzeme olan öz değil, poetik öz, hem de şiir biçiminden önce gelmektedir. Çünkü: özle biçim arasında bir ilgi, birbirini doğuran bir yapı ilgisi vardır. (sayfa 41)

Doğum ağrıları şiirleridir bu şiirler. Bir doğumda, eşyanın taptazeliği, çarşafların apaklığı, kanın kıpkırmızı, realin metafiziğe bitişikliği, sevinç ve acı çığlıklarının iç içeliği, yenilik, yenilik, yenilik kavrar çevreyi. (sayfa 43)

Yunus’taysa ölüm, bir hiçlik değil, daha diri ve daha canlı bir hayattır. İnsanlar orada safralarından kurtulmuşlar ve yüzde yüz hâle gelmişlerdir. (sayfa 44)

Bu şiirlerin genel etkisi, insanın içinde bir Müslüman örer. Sonra içte büyüyen bu Müslüman, insanın bütün ruhuna ve kalıbına doğru genişleyerek onun şahsiyetini meydana getirir, insan bir İslam tablosu olur. Yunus bunu yaparken, ilgili ayet ve hadislerin Türk dilindeki en yaklaşık anlam imkânlarını kullanır. (sayfa 53)

Aktaran: Ahmet Yusuf çetin

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir