Künye: Uysal Kız, Fyodor Mihailoviç Dostoyevski, Mutena Yayınları, 2014, İstanbul.
***
Yazdıklarım ne bir hikâye ne de anılar toplamı. Birkaç saat önce pencereden atlayıp canına kıyan, şimdiyse bir masanın üstünde boyunca yatan bir kadının kocasını getirin gözlerinizin önüne; içinde bulunduğu duygu karmaşasında, düşüncelerini toparlamaya zaman bulamamıştır, evin odalarını gezip neler olduğunu anlamaya, aklını bir noktada yoğunlaştırmaya uğraşır. Adam aynı zamanda kendi kendine konuşan ölü gibidir. (syf. 5)
Zaten bu işin en korkunç yanı her şeyi anlamamdır. ( syf. 9)
Bu sözü duyunca, ikinci kez kızardı ama sesini çıkarmadı. Parayı atmayıp aldı, yoksulluk böyledir işte. (syf. 11)
Eğer felaket hem onda hem bundaysa, en doğrusu en kötüsünü seçmek… ( syf. 20)
Gördünüz mü, gençler, eli açık ve alıngandır, sabırları yetersizdir, bir şey kötü gittiğinde hemen yüz çevirir. (syf. 22)
…Evet, yarım bir mutluluk istemediğim içindir ki, böyle davranmak zorunda kaldım: “Kendin anla ve değer ver!” Çünkü siz de hak verirsiniz ki, her şeyi ona kendim anlatmaya, yaltaklanmaya, saygısını kazanmaya başlasaydım, sadaka istemeye benzerdi bu.. (syf. 23)
Ağırbaşlı ve gururluydum, ruhsal avuntuya gereksinim duymuyor, sessizce azap çekiyordum. (syf. 28)
Eve akşamüstü dönmüş, yatağın üstüne oturmuş, alaylı gözlerle bana bakıp, ayağıyla halıyı dövüyordu. Onu izlerken bu son ayda kişiliğini değiştirmiş, diyebilirim ki, geçimsiz bir kişilik aldığını geçirdim aklımdan: azgın, saldırgan, ahlaksız değil ama dengesiz ve kavga isteyen bir yaratık olmuştu karşımdaki. Ne var ki, uysallığı izin vermiyordu buna. İsyan eden böyle biri olduğunda alışılan bütün ölçüleri ayar. Bununla birlikte, onun kendisini yine de zorladığı, saflıkla utangaçlığını yenemediğini görülür. İşte bunun içindir ki, böyleleri ölçüyü kaçırıyorlar, o kadar ki, insan gördüklerine inanamıyor. (syf. 32)
Bazen böyle olur gerçekten, derin uykuya dalmış biri aniden gözlerini açıp, başını bile kaldırarak çevresine bakabilir ve sonra tam bir bilinçsizlikle başını yastığa koyup uyumayı sürdürebilir. (syf. 37)
…İşin tuhafı uyumak filan da istemiyordum; çok büyük sıkıntılar çekildiğinde sürekli uyumak istenir. Ölüm mahkûmlarının son gece çok derin uyudukları söylenir. Böyle de olmalı, çünkü doğaya uygun olanı bu; yoksa sinir sistemi çöker… (syf. 41)
…Beni sizin yargıcınız yargılasın, beni mahkemeye götürsünler, açık mahkemenizde, hiçbirinizi tanımadığımı söyleyeceğim. Yargıç bağıracak “Subay, susunuz!” ben de bağıracağım ona: “Elinizde beni şimdi susturmak için bir güç var mı? Neden uğursuz bir tesadüf benim için paha biçilemez olanı parçaladı? Yasalarınızdan bana ne şimdi? Bunların hepsinden vazgeçiyorum.” Her şey vız gelir bana! (syf. 63)