Türk Şiirinde Elli Dört Menzil

Şiir duygu veya düşüncelerin ahenkli bir şekilde ifade edildiği bir sanata indirgenemez; bunun çok ötesinde ontolojik ve teknik bir meseledir. Burada ontoloji şuura karşılık gelir; kişinin eşya ve yaratıcı karşısında kendini konumlandırdığı yere, varlığını anlamlandırdığı kaynağa işaret eder. Teknik ise şiirin şiirden öğrenilme sürecidir. Bu süreç en çırak şairden en usta şaire kadar her şairin dâhil olduğu bitimsiz bir süreçtir. Çünkü şair “ben artık oldum” dediği yerde tıkanır ve donuklaşır, yani mecazen ölür. Bu anlamda şiirde ustalık, şairlikte acemilik esastır. Şiirdeki ustalık şiir okumak, ezberlemek ve şiir tarihine hâkim olmakla elde edilir. Şairin, kullandığı dilin doğasına ve ruhuna nüfuz edebilmesi, kendi dışındaki şairlerin şiirini hazmetmesi, kendi şiirini diğer şiirlerin etkisine açması yahut kapatmasıdır. Bunlar kişiye şiirin bilgisiyle birlikte görgüsünü de kazandırır. Çünkü teknik bilgiden çok görgü işidir. Gördüğünü uygulayarak kazanılır. Şairlikte acemilik ise, şairin kendi şiirini geliştirmek, beslemek, yenilemek ve tazelemek için benimsediği bilinçli bir tavırdır. Bu tavır şaire özgünlüğün kapılarını açar. Bu yüzden şairlikte ustalık “korkulan” bir şeydir. Bir başka ifadeyle asıl usta şairler, acemiliğin imkânlarından yararlanmayı bilenlerdir.

Dolayısıyla bu doğrultuda donanmadan şiir uğraşını nitelikli bir şekilde devam ettirebilmek mümkün değildir. Yazdım oldu demekle şiir yazılmaz. Bütün bunları Edebifikir’in çokça şiir gönderilen bir mecra olması nedeniyle belirttik. Şiirde titiz bir yayımcılık anlayışıyla hareket etmeye çalışıyoruz. Metni zayıf şair adaylarına bol bol şiir okumalarını söylüyor, onları Türkçenin büyük şairlerine havale ediyoruz. Bizden somut ve net tavsiyeler isteyen ısrarlı okuyucularımız için Türk şiirinde uğramaları gereken elli dört menzil belirledik. Şiirle iştigal edenlerin Türkçeyi bu menzillerde soluması ve tatması gerekir. Günümüz şiirine dair daha önce 33 kitaplık bir liste hazırladığımız için bu listeyi klasik Türk şiirinden 20 şair, modernleşen Türk şiirinden 20 şair ve modern Türk şiirinden 14 şair olmak üzere 54 şairle sınırlı tuttuk. Klasik şiirde ağırlıklı olarak sade yazan şairleri tercih ettik. Modernleşen Türk şiiri klasik ile modern şiir arasında bir ara dönem olarak nitelenebilir. Modern Türk şiirinin karakteristik özelliği harf değişikliğinden sonra yetişen ve yeni alfabeyle yazan şairlerden oluşmasıdır. Klasik şiirde fazla oyalanmak istemeyenler olabilir; böyle düşünenler en azından Yunus Emre, Fuzûlî ve Karacaoğlan’ı okumayı ihmal etmesinler, deriz. Listenin faydalı olmasını diliyoruz.

Mücahit Emin Türk

Klasik Türk Şiiri

  • Yunus Emre Divanı
  • Süleyman Çelebi Mevlid
  • Necatî Divanı
  • Fuzûlî Divanı ve Leyla ile Mecnun Mesnevisi
  • Bâkî Divanı
  • Köroğlu Şiirleri
  • Pir Sultan Abdal Şiirleri
  • Karacaoğlan Şiirleri
  • Gevheri Şiirleri
  • Âşık Ömer Şiirleri
  • Nef’î Divanı
  • Niyazi-i Mısrî Divanı
  • Nedim Divanı
  • Şeyh Gâlib Divanı ve Hüsn ü Aşk
  • Kuddusî Divanı
  • Dadaloğlu Şiirleri
  • Âşık Seyranî Şiirleri
  • Erzurumlu Emrah Şiirleri
  • Âşık Sümmanî Şiirleri
  • Âşık Ruhsatî Şiirleri

Modernleşen Türk Şiiri

  • Ziya Paşa – Terci-i Bend ve Terkib-i Bend
  • Nâmık Kemal – Bütün Şiirleri
  • Tevfik Fikret – Bütün Şiirleri
  • Mehmed Âkif – Safahat
  • Yahya Kemal Beyatlı – Bütün Şiirleri
  • Ahmet Hâşim – Bütün Şiirleri
  • Faruk Nafiz Çamlıbel – Han Duvarları
  • Nazım Hikmet Ran – Bütün Şiirleri
  • Ahmet Kutsi Tecer – Bütün Şiirleri
  • Necip Fazıl Kısakürek – Çile
  • Ahmet Muhip Dıranas – Bütün Şiirleri
  • Asaf Halet Çelebi – Bütün Şiirleri
  • Ziya Osman Saba – Bütün Şiirleri
  • Cahit Sıtkı Tarancı – Bütün Şiirleri
  • Orhan Veli Kanık – Bütün Şiirleri
  • Oktay Rıfat Horozcu – Bütün Şiirleri
  • Melih Cevdet Anday – Bütün Şiirleri
  • Behçet Necatigil – Bütün Şiirleri
  • Âşık Veysel – Bütün Şiirleri
  • Abdürrahim Karakoç – Dosta Doğru, Suları Islatamadım

Modern Türk Şiiri

  • Attila İlhan – Bütün Şiirleri
  • Metin Eloğlu – Bu Yalnızlık Benim
  • İlhan Berk – Bütün Şiirleri
  • Ahmed Arif – Hasretinden Prangalar Eskittim
  • Turgut Uyar – Büyük Saat
  • Edip Cansever – Sonrası Kalır
  • Cemal Süreya – Sevda Sözleri
  • Ece Ayhan – Bütün Yort Savul’lar
  • Ülkü Tamer – Toplu Şiirler
  • Sezai Karakoç – Gün Doğmadan
  • Sedat Umran – Leke
  • Hilmi Yavuz – Büyü’sün Yaz
  • Cahit Zarifoğlu – Bütün Şiirleri
  • İsmet Özel – Erbain, Of Not Being A Jew

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • Hasan B , 13/08/2022

    Şiir, şairin iç aleminden üfürülen bir kokudur.
    Kelimeler de bu kokuyu taşıyan rüzgar.

    Koku ne kadar yoğun olursa tesiri de o kadar çok olur.

    Rüzgar ne kadar kuvvetli olursa kokuyu o kadar geniş bir sahaya yayar.

    Güçlü rüzgar çıkaranlar, kokusunun muhteviyatı dikkate alınmadan iyi şair olarak addedilmiştir.

    Halbuki o şiddetli rüzgar seni yalayıp geçerken bir serinlik bir ferahlık verse de burnuna tesir edecek olan onun muhteviyatındaki kokudur.

    Insanların ekserisi bu şekilde zehirlenmiştir.

    Hangi iç alemden menfûh olduğu belirsiz rüzgarlara açmayın gönül pencerelerinizi.

    HB

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir