Tolstoy, Abdullah el-Sühreverdi tarafından hazırlanan “Hazret-i Muhammed’in Hadisleri” adlı eserini okumuş ve bu kitaptaki bazı hadisleri seçip 1909’da küçük bir hadis kitapçığı yayımlamıştır. Bu eseriyle Tolstoy, okurlarını Hz. Muhammed’in hadisleriyle tanıştırmış ve Rusların İslâm hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır.
SSCB döneminde Tolstoy’un birçok eseri tekrar tekrar basıldığı halde “Muhammed’in Kur’an-ı Kerim’e Girmeyen Hadisleri” adlı bu derlemesi hiç yayımlanmamıştır. Tâ ki 1978’de bir Azeri dergisinde Moskova’dan alınan özel izinle yayımlanana kadar.
Tolstoy büyük bir dâhi ve İslâm’a büyük bir saygısı olan bir yazar olsa da derlemesine isim seçerken metodolojik bir yanlışa düşmüştür. Seçilen bu isim, hâşâ, Kur’an-ı Kerim’i Peygamber Efendimizin yazdığını düşündürmektedir. Rus okurlar bu derleme vesilesiyle İslâm’ı tanımışlar fakat derlemeye verilen bu isimle de Kur’an’ın ortaya çıkışını yanlış anlamışlardır. Tolstoy bu talihsiz hatası sebebiyle belki de kaş yaparken göz çıkarmıştır. Kara Kutu Yayınları bu derlemeyi Azeri Türkçesi’nden Türkçeye çevirip ismini de “Hz. Muhammed” olarak değiştirmiştir. Bu kitap dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde Tolstoy’un Abdullah el-Sühreverdi’nin kitabından seçtiği hadisler yer almaktadır. İkinci bölümde Müslüman bir generalle evli olan ve çocuklarının kimliliklerine hangi dinin yazılması gerektiği hususunda Tolstoy’a danışan Yelena Vekilova ve Tolstoy’un mektupları yer almaktadır. Üçüncü bölümde Tolstoy’un itirafları, dördüncü bölümde ise kitabın orijinal Rusça baskısının belgeleri bulunmaktadır.
Tolstoy, bu kitabı Komünizmin doruk yaptığı zamanda hazırlamıştır. Müslümanlığı böyle bir zamanda dile getirmiştir. Bu hareketiyle işkence ve hatta idamı göze almıştır. Sanatının zirvesindeyken böyle bir işe kalkışması hayret verici bir durumdur.
İslâm’a sempati beslediğini ve ilgi duyduğunu hatta İslâm’ın diğer dinlerden üstün olduğunu söyleyen Tolstoy’un Müslüman olup olmadığı halen büyük bir tartışma konusudur. Kur’an-ı Kerim’i Rusçaya tercüme eden Bayan Porohova, Tolstoy’un İslâm’ı kabul ettiğini ve vasiyeti üzerine defin işlemlerinin İslâmî kurallar çerçevesinde gerçekleştirildiğini Sovyet medyasında dile getirmiş. Tolstoy’un mezarının üzerinde Hıristiyanlık sembolü olan haçın bulunmaması da bunun açık delili olarak gösteriliyor.
Tolstoy Müslüman mıydı? Yani, mezarında haç bulunmaması Müslüman olmasına yetiyor mu? Bizce bu konuyu fazla irdelemeye gerek yoktur. Orasını Allah bilir.
Lev Nikolayeviç Tolstoy’dan;
“Muhammed her zaman Evangelizm’in (Hıristiyanların) üstüne çıkıyor. O, insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah’tan başka ilâhı yoktur ve Muhammed onun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur.”
“Benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlıktan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her Provoslav ve her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah’ı ve onun Peygamberini kabul ederdi…”
“Kalbimizde Allah’ın nuru vardır, onun adı da vicdandır.”
“O, benim arayışımı biliyor, çaresizliğimi ve savaşımı da görüyordu. ‘O var!’ dedim kendi kendime ve bunu kabul etmem yetti. O anda yaşam içimde kıpırdandı ve ben varlığın imkânını, sevincini hissettim.”
Muhammet Emin Oyar
2 Yorum