Sabahattin Ali’nin Madonna’sı

Klasikleşmiş eserler bir edebiyatın değerini, kalitesini ve büyüklüğünü gösteren unsurlar arasındadır. Bir edebiyatın büyüklüğü bir nebze de olsa klasikleşmiş eserlerin çokluğu ile ölçülebilir. Bu eserler o edebiyatın sınırlarını, rengini, kullanımını, yaygınlığını ve güzelliğini gösteren önemli çalışmalardır.

Bir eserin çok okunması popülerizm olgusunu da kendisiyle birlikte getirir. Bu yüzden eserin sadece çok okunması iyi bir eser olması için yeterli değildir. Farklı zamanlarda da aynı ilgiyle karşılaşması ve bahsedildiği üzere konuşulup üzerine yorumlar yapılması o eserin klasik eserler arasına katılmasını sağlayabilir.

Kürk Mantolu Madonna bahsedilen minval üzerinden klasik kabul edilebilecek önemli yapıtlardandır. Daha çok öyküleriyle bilinen Sabahattin Ali’nin bu eseri diğer eserlerinden farklı olarak uzun hikâye formuna uygun olarak kaleme alınmıştır. Kuyucaklı Yusufİçimizdeki Şeytan eserlerinden sonra yayınlanan Kürk Mantolu Madonna diğer iki eserinden farklı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Marida Puder: Kürk Mantolu Madonna

Yazdıklarıyla edebiyatımızın büyük ustalarından olmayı hak eden Sabahattin Ali Türkiye’de yaşanan siyasi meseleler yüzünden ülkeden kaçmaya çalışırken Bulgaristan sınırına yakın bir yerde öldürüldü. Cesedi bir çoban tarafından bulunurken yanında ucu kırılmış piposu, fotoğraflarından aşina olduğumuz yuvarlak gözlüğü ve not defteri vardı. Not defterine yazılan son not ise dikkat çekici bir biçimde işaretlenmişti: “Maria Puder öyle ölmedi.”

Kürk Mantolu Madonna’yı birkaç kelime ile anlatmaya çalışmak çok zor olsa da anahtar kelimeler olarak “Portre, resim sergisi, portredeki kişiyi bulma” belirgin bir biçimde gözükmektedir. Bir resim sergisini gezerken gördüğü bir portreyle çarpılan ve bu portredeki kişiyi bulmak için yola koyulan ve tüm amacı onu bulmak olan Raif karakterinin üzerinden anlatılan hikâye etkili bir biçimde hem bir yolculuğu hem de içsel bir seremoniyi aktararak okurda önemli bir yer edinmiştir.

Tüm çaba belki de bir arayıştı. Bulanlar mıydı arayanlar yoksa arayanlar mıydı bulanlar?  “her yerde kürk mantolu Madonna’yı arıyordum, bulamayacağımdan emin olsam da onun aramam gerekti…”

Sabahattin Ali’nin Madonna’sı

“Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır. Aradan aylar geçtiği halde bir türlü bu tesirden kurtulamadım. Ne zaman kendimle baş başa kalsam Raif efendinin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor. Hâlbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi.” [syf 11 ]

Kitabı birkaç şekilde okumak mümkündür. İlkin içsel bir yolculuğu kelimelere çok iyi bir biçimde işleyen yazarın bu kelimelerle yaptığı psikolojik resmi ortaya çıkarmaya çalışarak. İkinci olarak aşkın ve iletişimin boyutu üzerinden “aşk bir iletişim biçimidir ancak sağlam bir iletişimle ilerler”  cümlesi baz alınarak ele alınabilir. Eser okunurken iletişimsizliğin Raif karakterinin üzerinde ne gibi etkilere neden olduğu gözlemlenebilir.

 “Bir ruh, ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu… Biz ancak o zaman sahiden yaşamaya, -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. O zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için, her şeyi çiğneyerek birbirine koşuyordu.” [syf 87]

Aşkın tezahür şekilleri farklıdır. Didesi yanan bir insanın sinesi giryan olduğu anda söze atılması bir tesadüf değildir. Müselmanlıkta tesadüfe yer yoktur hem. Onunki tevafuktur. Aşk acısı çeken gönül hoştur. Hoş olan bu aşkı kaldırabilecek güçte bir gönle sahip olmasıdır.

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • büşra , 22/11/2013

    ben kürk mantolu madonnayı taa fi tarihinde okurken her satırın altını çizmekten bitap düşüp, sonra kitabın adının hemen oracıgına yıldız koyup açıklama yapmıştım: bu kitabın her satırını çizdim.

  • Sophia , 22/11/2013

    Yıllar sonra sayfalarına dokunduğum Kürk Mantolu Madonna bana tanışmamız niye bu kadar geç oldu diye sorma. Belki de kaçtım senden, saklandım. Neden deme ne olur , sus. Öyle yorgunum ki…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir