Künye: Lao Tzu – Öğretiler, Çev: Prof. Dr. İsmail Taşpınar, Kaknüs Yayınları, 3. Baskı, 2017.
***
Telaffuz edilen yol;
Ebedi Yol değildir.
O’na isim olan şey,
O’nun ebedi ismi değildir.
İsimsizdir: Yerin ve Göğün başlangıcıdır.
Bir tek ismi vardır: Her şeyin anası.
Varlık sahibi değilken Özü anlarız.
Varlık sahibi iken Sûreti anlarız.
Her ikisinin kaynağı da Bir’dir.
Bunlar birer sırdır.
Sırların sırrı.
Harikalar kapısı.
(Sayfa 7)
Değerli insanların yüceltilmemesi;
Kıskançlığı önler.
Nadir bulunan şeylerin üretilmemesi;
Hırsızlığı önler.
Arzu edilecek şeylerin teşhir edilmemesi;
halkın kalbindeki fesadı önler.
Bilge yönetici:
Kalpleri kirden temizler,
Karınları doyurur,
Hırsı öldürür,
Kemikleri güçlendirir,
Halkı bilgi ve istekten uzak tutarak masum kalmasını sağlar,
Kurnazlığı önler,
Hiçbir şey yapmamayı yapar.
Böylece her şey düzene girer.
(Sayfa 9)
Mükemmel insan, su gibidir.
Her şeye faydalı olan su, hiçbir şey ile yarışmaz.
O, herkesin küçümsediği diplerde barınır,
Oysa Yol’a en yakın olan odur.
Mesken için iyi bir toprak seç.
Kalbin için derin olanı seç.
Başkası için cömert olmayı seç.
Sözlerin içinden hakikat olanı seç.
Yönetim için iyi düzeni seç.
İşler içinde etkili olanı seç.
Davranış için yerinde olanı seç.
Hiçbir zaman çekişme: ayıplanmadan uzak olursun.
(Sayfa 14)
Durmaksızın mal ve mülk toplayan;
Bunu ara vermekle daha iyi eder.
Kılıcının iki ağzını durmadan döven ve bileyenin;
Kılıcı erken körelir.
Evinde altın ve yeşim saklayanın;
Kapısına hırsız dolar.
Zenginlik ve şeref ile kibirlenen;
Kendi sonunu getirir.
İşini bitirince, geriye çekil.
İşte budur Gökyüzü’nün Yol’u.
(Sayfa 15)
Beş renk, gözü kör eder,
Beş ses, kulağı sağır yapar,
Beş tat, damağı köreltir,
Yarış ve av aklı karıştırır,
Nadir bulunan şeyler, kötülüğe neden olur.
Bu yüzden Bilge kişi
Kalbiyle uğraşır, gözü ile değil.
O, bâtın olanı zâhir olana tercih eder.
(Sayfa 18)
Lütfu da, kahrı da hoş karşıla.
Mutsuzluğu kendi benliğin gibi sev.
“Lütfu da, kahrı da hoş karşıla”
Sözünü nasıl anlamalı?
Lütuf yücedir.
Kahır alçaktır.
Onlara sahip olmak kaderdir.
Onları yitirmek de kaderdir.
“Lütfu da kahrı da hoş karşıla” sözünü
İşte böyle anlamalı.
“Mutsuzluğu kendi benliğin gibi sev” sözünü
Nasıl anlamalı?
Mutsuz olmam, beden sahibi olduğum içindir.
Bedenim olmasa
Mutsuzluk nereye isabet edebilir?
“Mutsuzluğu kendi benliğin gibi sev” sözünü
İşte böyle anlamalı.
Kendini dünyaya vermeye değer veren kişiye,
Dünya ödünç olarak verilsin.
Aşka değer vererek kendini dünyaya adayan kimseye gelince;
Ona dünya verilsin.
(Sayfa 19)
Yüce boşluğa ulaş
Ve Huzur içinde ol.
Eşyaların hareket içindeki karışıklıkları karşısında
Onların Dönüş’lerini müşâhede ederim.
Zira her şey gelişip serpildikten sonra
Kendi aslına rücû eder.
Asla rücû, Huzur adını alır.
Kader’e Dönüş adını alır.
Kader’e Dönüş, Ebediyet adını alır.
Ebediyet’i bilmek, Aydınlanma’dır.
Ebediyet’i bilmemek,
Gözü kapalı kötülüğe koşmaktır.
Ebediyet’i bilen kişi,
Her şeyi ihata eder ve kavrar.
Her şeyi ihata eden ve kavrayan kimse, âdil olur.
Adil olan, mülk sahibi olur.
Mülk sahibi olan, göksel olur.
Göksel olan, Yol ile bir olur.
Yol ile bir olan, ebedî olur.
Hayatı boyunca kötülüklerden âsân olur.
(Sayfa 22)
Hürmet et, bütünlüğünü korursun.
Eğilirsen, doğrulursun.
Dolmak için, kendini boşalt.
Gayret et, gençleşirsin.
Az şeye sahip ol; bu az, çoğalır.
Çok şeye sahip olursan; bu çok kaybolur.
Bilge kişi, Bir olana sarılır; böylece bütün yaratıklara
Örnek olur.
O, kendini ortaya koymaz ve bir anda parlayıverir.
Kendini övmez; bu yüzden yüceltilir.
Gururlanmaz; bu yüzden saygın olur.
Başarılarını gizler ve bu yüzden uzun ömürlü olur.
Kimseyle yarışmadığı için rakibi de yoktur.
Eski bir deyiş olan: “Hürmet et, bütünlüğünü korursun.”
Sözü boş bir söz değildir.
Bütünlüğünü koru her şey sana gelecektir.
(Sayfa 28)
Bir şey vardı, tanımlanmamış ancak tamamlanmış;
Gökyüzü ve Yeryüzü’nden önce doğmuş;
Sınırsız gibi sessiz;
Değişmeyen, bağımsız;
Yorulmadan her yerde olan;
Kısaca, dünyanın Anası
Adını bilmediğim için onu Yol diye isimlendiriyorum.
En iyisinden, ona büyük diyorum.
Büyüklük, geniş demektir.
Geniş, uzakta ulaşılandır.
Uzağa ulaşmak, Geri Dönmek’tir.
Buna göre:
Yol büyüktür,
Gökyüzü büyüktür,
Yeryüzü büyüktür,
Ve İnsan büyüktür.
İşte bu yüzden insan,
Dünyanın dört büyükleri’nden biridir.
İnsan, Yeryüzü’nün yollarını izler,
Yeryüzü, Gökyüzü’nün yollarını izler,
Gökyüzü, Yol’un yollarını izler,
Yol ise; kendi yollarını izler.
(Sayfa 31)
İyi yürüyen, iz bırakmaz,
İyi konuşan, pürüzlü söylemez.
İyi sayan, hesap tahtası kullanmaz.
İyi kapatan, kilit kullanmaz
Ve kimse de onu açamaz.
İyi bağlayan, ip kullanmaz
Ve kimse de onu çözemez.
Bilge kişi, insanlara iyilik yapmak için her zaman hazırdır;
Kimseyi dışlamadan.
Bilge kişi, eşyalara iyilik yapmak için her zaman hazırdır;
Hiçbir şeyi dışlamadan.
Işığı takip etmek diye işte buna derler.
İyi insan, kötü insanın eğiticisidir.
Kötü insan, iyi insanın malzemesidir.
Öteki, ustasına saygı duymaz.
Beriki, malzemesini toplamazsa;
En zeki olanı bile şaşırır:
İşte gerçek sır budur.
(Sayfa 33)
Başkalarını bilen, zekidir.
Kendini bilen, aydınlanmıştır.
Başkalarını alteden, cüsselidir;
Kendini alteden, güçlüdür.
Hâlinden memnun olan, zengindir.
Kararlı adım atan, iradesinin efendisidir.
Yerini kaybetmeyen, kalıcı olur.
Yok olmadan ölebilen, uzun ömürlü olur.
(Sayfa 39)
Kapıdan dışarı adım atmadan,
Gökyüzünün altındaki yolları tanı.
Pencereden bakmadan,
Gökyüzünün Yol’unu tanı.
Ne kadar uzağa gidersen,
O kadar az bilirsin.
Bilge kişi, hareket etmeden bilir.
Görmeden anlar.
İşlemeden yapar.
(Sayfa 53)
Gökkubbenin altında olanın bir kaynağı var.
Gökkubbenin altında olanın Ana’sını görüyorum onda.
Kim ki Ana’yı fark eder,
Yakında O’nun çocuklarını da tanır.
Ancak, O’nun çocuklarını tanıtamaz,
Tekrar dönerek Ana’ya katılır.
Ve hayatı boyunca hiçbir teklikeyle karşılaşmaz.
Bütün geçitlere sed çek,
Bütün kapıları kapa,
Kendini tüketmeden hayatının sonuna ulaş.
Bütün geçitleri aç,
İşleri çoğalt,
İşte hayatının sonunda hiçbir yardım bulamazsın.
Kim bâtın nazarıyla zerreleri görür,
Kim vazgeçmesini öğrenirse gücün efendisi olur.
Işığı kullanır
Ve tekrar bâtınî nazara geri döner.
Kötülükleri başına toplamaktan uzak dur.
İşte budur:
Bâki olanla her dem olmak.
(Sayfa 58)
Bilen, konuşmaz.
Konuşan, bilmez.
Bütün geçitleri yasakla,
Bütün açıkları kapa,
Bütün keskinlikleri körelt,
Bütün düğümleri çöz,
Her şeyi birbirine kat.
Sır olan Ayniyet, işte buradadır.
Sen, ona yaklaşamazsın,
Onsuz da yapamazsın.
Ona bir hayrın olmaz,
Zararın da olmaz.
Ona şeref veremezsin,
Onu aşağılayamazsın da.
Dünyada hiçbir şey onun kadar asil olamaz.
(Sayfa 62)
Hakikatı anlatan sözler, güzel görünmezler.
Güzel sözler ise hakikati söylemezler.
Hayırlı söz, belâgatli söz değildir.
Belâgatli söz hayırlı söz değildir.
Hikmet, bilim değildir.
Bilim, hikmet değildir.
Bilge kişi, mal ve mülk yığmaktan kaçınır.
Ne kadar başkaları için yaşarsa o kadar zenginleşir.
Ne kadar başkaları için infak ederse o kadar kazanır.
Gökyüzü’nün Yol’u: İsraf etmeden ikram etmektir.
Bilge kişinin Yol’u: Çekişmeden iş yapmaktır.
(Sayfa 87)
Edebifikir
1 Yorum