Modern Dünyanın Bunalımı

Künye: Modern Dünyanın Bunalımı, René Guénon, Çeviren: Mahmut Kanık, İnsan Yayınları, 1. Baskı, 2016.

*** 

Rönesans ve Reform birer sonuçtur ve bir önceki çöküşle meydana çıkmışlardır. Ama bir yükseliş olmaktan çok, oldukça derin bir düşüşü belirtmişlerdir. Çünkü, biri bilim ve sanat alanında; öteki, dinsel alanda olmak üzere, geleneksel ruhla kesinkes bağlarını koparmışlardır. (Sayfa 53)

Hümanizm, çağdaş laikliğin ilk şekliydi. Ayrıca, her şeyi doğrudan doğruya, amaç kabul edilen insanın ölçülerine indirgemek istediğinden, sonunda insanda bulunabilecek en düşük seviyeye kadar inildi ve sadece insan tabiatının maddî yanına ait ihtiyaçların tatmin edilmesine çalışıldı. Boşuna bir çalışma! Çünkü, insan tabiatı daima tatmin olabileceğinden daha fazla sun’î ihtiyaçlar yaratır. (Sayfa 55)

İşte modern çağın en çok göze çarpan özelliği de budur: Ardı arkası kesilmeyen bir telâş, sürekli değişim ve bizzat olayların kendisiyle birlikte sürüklendiği, durmadan artan hız gereksinimleri… Bu, çokluk içinde dağılmadır. (Sayfa 83)

Modern anlayış bilimleri aşan her şeyi inkâr ederek ve tabii onları hesaba katmayarak -ki bu pratikte onları inkâr etmek anlamına gelir- bilimleri bağımsız kıldığını iddia eder. Aslında bu inkâr pozitivizm ve agnostizm gibi isimler altında, sistemli bir kuram hâline getirilmesi düşünülmeden çok önce de vardı. Çünkü, bütün modern bilimlerin hareket noktasının gerçekten bu inkâr olduğu söylenebilir. İnsanların kendi cehaletleriyle övünmeleri -çünkü insanın kendini agnostik diye ilan etmesi bundan başka bir şey değildir- ve kendilerinin bilmediği bilgiyi herkese yasakladıklarını iddia etmeleri, ancak 19. yüzyılda görüldü. Bu da, Batı’nın entelektüel düşüşünde bir ileri aşamayı belirtiyordu. (Sayfa 95)

Modern bilim, kazara çok dolambaçlı bir yolla, eski geleneksel bilimlerin bazı verileriyle uyuşur gibi görünen bir takım sonuçlara ulaşsa bile, bunları o verilerin doğruluğunun tasdiki olarak görmek çok büyük bir haksızlık olur. Çünkü o veriler böyle bir tasdike muhtaç değil. Aynı gözlem, modern bilimin sonuçlarıyla uyuştuğunu iddia eden herhangi bir din kitabı için de geçerlidir. Böyle bir iddia tamamen aldatıcıdır ve daima gözden geçirilmesi gerekir. Nitekim bu, değişken ve fani kavramlarla dini muhkemleştirmeye çalışmak gibi ciddi bir tehlikeyi arz etmektedir. Oysa dinin bunlardan tamamen bağımsız kalması gerekir. (Sayfa 97) 

Tüm sapmaların temelinde yatan şey ‘bireycilik’ dediğimiz şeydir. (Sayfa 108)

Doğru bir düşünce yeni olamaz; çünkü hakikat, insan aklının bir ürünü değildir. Hakikat bizden bağımsız olarak vardır ve biz onu sadece bilmek ve tanımak zorundayız. (Sayfa 113)

Bireycilik kaçınılmaz olarak peşinden “natüralizm”i sürüklemektedir; çünkü doğanın ötesinde olan her şey, bireyin birey olarak ulaşamayacağı şeylerdir. “Natüralizm” veya metafiziğin inkârı, ikisi de tek ve aynı şeylerdir. (Sayfa 115)

Modern insan kendisini hakikat seviyesine yükseltmeye çalışacağı yerde, hakikati kendi seviyesine indirmek istemektedir.  (Sayfa 125) 

Artık hiçbir şey ve hiçbir kimse normal olarak olması gereken yerde değildir; insanlar artık manevî alanda hiçbir gerçek yetki, maddî alanda ise hiçbir yasal güç tanımıyorlar. “Din dışı” çevreler rahat rahat kutsal şeyleri tartışmakta; onların niteliğine, hatta varoluşuna bile itiraz etmektedir. Bu, astın üstü yargılaması, bilgisizliğin bilgelik önüne engeller koyması, yanlışın hakikate üstün gelmesi, beşerî olanın İlâhî olanın yerini alması, yerin göğü yenmesi, bireyin kendisini her şeyin ölçüsü yapması ve tamamen kendi izafî ve yanılabilir aklından çıkardığı yasaları evrene zorla benimsetmeye kalkışmasıdır. (Sayfa 128)

Demokratik anlayış gereğince iktidar aşağıdan gelir ve temel olarak çoğunluğa dayanır; bu da zorunlu olarak her gerçek istidadın dışta bırakılması doğal sonucunu doğurur. Çünkü istidat her zaman bir üstünlüktür, en azından izafî bir üstünlüktür ve ancak çok az sayıda insana özgü olabilir. (Sayfa 136)

Gerçek iktidar, ancak yukarıdan gelebilir. (Sayfa 137)

 

Aktaran: Tarık Tahir Balıkçı

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir