Medeniyetin Temelleri, ünlü Amerikan tarihçisi Will Durant ve eşi Ariel Durant’ın birlikte kaleme aldıkları on ciltlik “The Story Of Civilization” (Medeniyetin Hikâyesi) isimli dev eserin önsözünden müteşekkil.
Kitap, medeniyet kavramı üzerinde düşünerek başlıyor. Will Durant medeniyet için şu tanımı yapıyor, “Medeniyet kaos ve güvensizliğin sona erdiği yerde başlar. Çünkü korku üzerinde galebe çalındığı vakit, merak duyma ve yaratıcılık hisleri serbest kalır ve insan, tabii içgüdüleriyle hayatın mana ve süslerini anlama yolunda harekete başlar.”
Medeniyetin bağlı olduğu bazı şartlar var. Bunlar; Jeolojik, Coğrafi, Irki ve Psikolojik şartlar. Kitapta, bu şartların gereken açıklamalarını yapıldıktan sonra medeniyetin ekonomik, siyasi, ahlaki ve zihni temellerine göz atılıyor.
Medeniyet hiçbir zaman tek bir koşula bağlı kalarak gelişen yahut gerileyen bir süreç değildir. Nasıl ki toplumları sosyolojik açıdan ele aldığımızda birçok unsur devreye giriyor ve toplumun farklılıklar bütünü olduğu kanısına varıyorsak, medeniyet de toplumlardan bağımsız olarak gelişebilen bir şey değildir. Özellikle bir toplumun yerleştiği topraklara ve o toprakların iklimine göz atmak gerekir. Siyasi, iktisadi ve kültürel birçok özellik coğrafya temelinden çıkmaktadır. İbn Haldun’un dediği gibi coğrafya kaderdir. Ve coğrafya anlaşılmadan toplumları yorumlamak mümkün değil. Basit bir örnek olarak sıcak iklime sahip coğrafya insanı ve soğuk iklime sahip coğrafyanın insanı arasındaki davranışları ele alalım. Kaba ve sert olmanın karşısında yumuşak ve naif davranış biçimlerinden söz etmemiz yalnızca iklimin sıcaklığı ve soğukluğuyla açıklanamaz. O iklimlerde yetişen yiyeceklerin de büyük oranda davranışlara tesirleri söz konusudur. Nitekim Mehmet Niyazi Türk Tarih Felsefesi isimli eserinde, birçok tarihçinin tarihi meydana getiren unsurun yiyeceklerden kaynaklandığı görüşünü benimsediğini söyler. Bunun yanı sıra soğuk, dağlık ve tepelik yerlerde yaşayan insanların avcı/toplayıcı süreçleriyle, sıcak, sulak ve geniş arazilerde avcı/toplayıcı süreçleri geçiren toplumların arasında farklılıklar vardır. Medeniyetleri meydana getiren şartlar içerisinde ırki şartları değerlendirirken kitapta savunulan görüşe göre; medeniyeti oluşturan ırklar değil, insanları oluşturan büyük medeniyetlerdir. Coğrafi ve iktisadi şartlar bir kültür meydana getirir ve kültür de bir insan tipi ortaya çıkarır. Bu insan tipi medeniyete tekrar şekil vererek, mevcut düzeni ya geriye ya da ileriye doğru taşır.
İnsanlığın medenileşme süreci derken bazen yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Bu eser üzerinden medeniyete bir anlam yüklemek gerekirse bunun, iktisadi şartların iyileştirilmesi, mesela hayvanların evcilleştirilip, tarım düzenine geçilmesi gibi anlayabiliriz. Veya coğrafyanın zorluklarına karşı barınma alanında gelişme gösterip, korunmayı sağlamak, ateşin keşfi ile başlayan ve çamurun pişirilmesi ile sağlamlaşan barınakların ortaya çıkması sayılabilir. Bu tür gelişmelere medeniyet demek yanlış olmayacaktır.
Voltaire’nin deyişine göre insanlığın barbarlıktan medeniyete geçiş sürecini, Will Durant’ın eşi Ariel Durant ile yazmış olduğu on ciltlik dev eserin önsözü olan Medeniyetin Temelleri isimli bu eserde bulunabilir.
İbrahim Orhun Kaplan
(Erguvan Yayınevi, Medeniyetin Temelleri, Will Durant, Çeviren: Nejat Muallimoğlu, 1. Baskı, 2012.)