1. Kitabın bir bedeni vardır ve bu kâğıttan oluşur. E-kitabın ise tutulabilir bir bedeni yok. Bu sebeple e-kitap ile insan arasında bir anının oluşması zordur. Çünkü hiçbir e-kitap okuyanın şahsi izlerini taşımaz. En fazla not alabilirsiniz ama o da kendi el yazınızla olmaz.
2. E-kitap üzerine aldığınız notlar, e-posta gibi, bulut gibi unsurlarda saklanır. Google şirketi Türkiye’yi antidemokratik ilan edip de bazı videoları Türkiye’de engellediği gibi bütün hizmetlerini engellediğinde notlarınızı alabilmek için ABD’ye gitmek zorunda kalırsınız. Kitabın üzerine aldığınız notlar ise kitap, rafınızda durduğu müddetçe sizinle beraberdir. Şu unutulmamalıdır: Kitap da bir vasıtadır. İnsanın aklını ve hafızasını, beyninden dışarı çıkarıp eşyaya işlenmesidir. Eğer kitabın kenarına alınan notlar birilerine okunmuyor, yazılarda ve konuşmalarda kullanılmıyorsa anlamsızdır. Okunmayan, hafızalarda ve sohbetlerde gezmeyen cümlelerin elektronik veya selüloz ortamında kaydedilmesinin farkı yoktur.
3. Kitabı koklayabilir ve dokunabilirsiniz. E-kitap ise bu yoksunluğu başka imkânlar ile kapatmaya çalışır. Mesela farklı okuma imkânları sunarak, renk ve yazı stilini değiştirme olanağı sağlayarak bu eksikliği gidermeye çalışır.
4. Kitaplardan bir kütüphane oluşturulabilir ve bu sayede odanıza her girdiğinizde sizi karşılayan kitaplarla karşılaşabilirsiniz. Ama bunun bir maliyeti vardır ve belli bir mekân ister. E-kitaplardan da bir kütüphane oluşturulur ama bu dijitaldir. Faydası ise yer sorununun olmaması ve maliyetinin çok az olmasıdır. Odanızdaki kütüphanenizde saklayabileceğiniz kitap sayısı bellidir ama dijital kütüphanede böyle bir sorun yaşamazsınız. Ayrıca bulut teknolojisi sayesinde kütüphanenize her yerden ulaşabilirsiniz.
5. Kitabı saklamanın ve geleceğe aktarmanın zorlukları vardır. Gramajı yüksek, kalın kâğıdı aharlamak ve isli mürekkeple yazmak, bunu da kaliteli bir ciltle ciltlemek icap eder. E-kitabı saklamak ise çok kolay görünür. Bir elektronik cihaz ve bulutla saklıyor sanırsınız. Ama gerçekte elinizdeki cihaz da, sakladığınız bulut da büyük küresel şirketlere aittir. Siz, size emanet edilen parayla o cihazı garanti süresince büyük küresel şirketlerin para kazanacağı şekilde kullanmasına izin verilen bir kölesinizdir.
6. Eğer yanınızda kitap taşıyorsanız belli bir ağırlığı yüklenmişsiniz demektir. Kitap sayısı arttıkça bu yük de doğal olarak artar. Ama bir e-kitap okuyucuyla binlerce kitabı yanınızda bulundurabilir ve okuyabilirsiniz.
7. Kitabı elde etmek için selüloz elde etmek gerekir. Modern matbaa tekniğiyle elektrik, su, ağaç, doğayı kirletme sarmalına girersiniz. Size e-kitap sayesinde bunların olmayacağı söylenir. Fakat e-kitabı okuyacağınız cihaz işin yeryüzündeki sular daha fazla kirletilmekte, elektrik elde edilmek için doğanın karnına daha fazla kazma vurulmaktadır. İsterseniz Youtube’dan beş dakikalık bir video için yeryüzünün ne kadar zarar gördüğünü anlatan bir bilgiye Google’dan bir bakın.
8. Kitabın modern oyuncaklardan pek nasibi yoktur. Yani kitap okurken sadece kitap okursunuz. Ama e-kitap okurken köprü bağlantılar sayesinde kendinizi bir anda bir video izlerken ya da bir sitede sörf ederken bulabilirsiniz. Bu durum ise sizi bilgi sahibinden çok malumat sahibi yapar. Çünkü bir alanda yoğunlaşmanız zorlaşır.
9. Kitaplarda bir bilgi aramak ya da bir konuyu araştırmak uzun süren bir iştir ama öğreticidir. Pek çok kitabı taramak gerekir. E-kitapta ise arama kolaylığı sayesinde anında istediğiniz bilgiye hemen ulaşabilirsiniz.
10. Kitap; görme, koklama, dokunma, işitme ve tatma denen beş duygudan ilk üçüne hitap ederken e-kitap ise sadece görme ve işitme duygumuza hitap edebilir.
11. Kitap okumanın sınırı yorulmanız ya da sıkılmanızdır ama e-kitap okurken şarjınız ya da bataryanız bittiği an artık okuyamazsınız.
12. Bazen sadece bir kitabı açıp karıştırarak bile mutlu olabilirsiniz. Ama bir e-kitap bu duyguyu veremez çünkü dijitalin duygusu olmaz.
13. Bir kitabın size ulaşması uzun ve maliyetli bir süreçtir. Önce yazar metni oluşturur, sonra yayınevine gönderir. Editör kitabı okur ve gerekli düzeltmeleri yapar. Bir nevi içindeki bilgilerin sağlamasını da yapmış olur. Sonra matbaa süreci başlar ve dağıtımcı vasıtasıyla kitaplar kitapçıya ulaşır. Ama e-kitap tüm bunlardan uzak olduğu gibi, otoritesi de yoktur. Bu sebeple internetten kaynak göstermek sıkıntılıdır. Ayrıca e-kitaplar her an yükleyici tarafından silinebilir ya da üzerinde değişiklik yapılabilir.
14. Kitap gelenekseldir, sürprizi olmaz, bu ise güven hissi doğurur. E-kitap ise moderndir, sürekli kendini yenilediği için sürprizlerle doludur.
15. Kitap, kitabevini işaret eder. Yani kitap okurları bir şekilde yollarını kitapçılara düşürürler. Almayacak olsalar bile sadece yeni kitaplara bakmak bile onları hoşnut eder. Böylece literatür bilgilerini de geliştirirler. E-kitap da böyle bir durum söz konusu değildir.
16. Kitap klasiktir. Zaman geçtikçe eskimez bilakis tadı artar. Ama e-kitap zaman geçtikçe eskir, güncelleme ihtiyacı duyar. Bu sebeple tekin değildir.
17. Kadim kitap, şekli ve yazılma tarzıyla berraklaştırmaya, arılaştırmaya, özleştirmeye yönelmişti. Nevzuhur kitap ile e-kitap, “ilim bir noktaydı, cahiller onu çoğalttı” sözünün ispatı olacak tarzda “malumatı” çoğalttıkça çoğaltan, insanı küstahlaştırıp echel-i cühelaya dönüştüren araçlar olmuştur. Kadim kitap, ilmin ve insanın yerini korurken, nevzuhur kitap ile e-kitap bağlamsız, rabıtasız bilgiyi çoğaltıp insanı “kitap yüklü merkep”lere dönüştürmeye çalışır.
18. Yahudiler, Eski Ahid’i rulolalar şeklinde muhafaza ediyorlardı. Çünkü Musa aleyhisselam Tur Dağı’ndan sandıklarla rulolanmış bir halde getirmişti vahyi. Önceleri kitabı şekli ve muhtevasıyla geldiği gibi korumak endişesiyle rulo şeklinde çoğalttılar Tevrat’ı. Hıristiyanlar ise Yeni Ahit’i rulolamaktan sakındılar. Çünkü Yahudilere benzemek istemiyorlardı. Müslümanlar ise kâğıt denilen malzemeyle ve Osmanlı’da son şeklini alan kitap sanatlarıyla “kitap”a nihai şeklini vermişlerdi. “Din-dışı Batı Medeniyeti”, matbaa denilen çirkin aletle kitabı değersiz, kağıt mendil gibi kullanılıp atılan bir eşyaya çevirdi. E-kitap ise robotlaşlaştırılan, cinsiyetsizleştirilen, borçlandırılmış, çiplenmiş, sağlığı ilaç şirketlerine teslim edilmiş, “hakikat sonrası” ve “duygu-ötesi” insanın hayatgörüşüne uygun zavallı bir okuma yöntemdir.
Sulhi Ceylan – Mehmet Raşit Küçükkürtül
5 Yorum