Künye: Dostoyevski, Karamazov Kardeşler, Adam Yayıncılık, Ağustos 1982.
***
Çoğu zaman insanlar, hatta caniler bile, haklarında verdiğimiz yargılardan çok daha saf, temiz ruhlu olurlar. Biz de öyleyiz. (Cilt 1, sf. 14)
Sosyalizm yalnız işçilerin ya da dördüncü dedikleri zümrenin sorunu değil, daha çok zındıklık, tanrısızlık; yerden göğe yükselmek için değil, göğü yere indirmek kastıyla inşa edilmiş bir Babil Kulesidir. (Cilt 1, sf. 31)
Hayat da hayal gibi geçer gider. (Cilt 1, sf. 64)
Devlet mahkemesinin yeter derecede cezalandırdığı bir suçluya bir acıyan bulunmalıdır. (Cilt 1, sf. 72)
Benden sana öğüt: Mutluluğunu kederde ara. (Cilt 1, sf. 85)
İri iri fareler de vardı, ama Fyodor Pavloviç bunlara pek aldırış etmiyordu “Ne de olsa evde yalnız kalınca insanın canı daha az sıkılır…” diye düşünüyordu. (Cilt 1, sf. 102)
Âşık olmak sevmek değildir. İnsan nefret ederken de âşık olur. (Cilt 1, sf.115)
İnsanların birbirlerini tanımaları için en iyi zaman ayrılmalarına yakın zamandır. (Cilt 1, sf. 247)
Hayal saydıklarınızın gerçekleşeceğini bilin, inanın buna. Yalnız dünyadaki olayları düzenleyen belirli yasalar olduğu için hemen gerçekleşemez bu. Psikolojik engelleri var bunun. Dünyayı yeni bir şekle sokmak için insan ruhuna başka, yeni bir yol açmalı. Herkesle içten, gerçekten kardeş olabilmek gücünü kazanmazsan yeryüzünde kardeşlik nasıl gerçekleşir? (Cilt 1, sf. 324)
Öyle bir zaman gelecek ki, ahlakça düşük bir zengin, yoksulun önünde zenginliğinden utanacak, yoksul bu eğilmeye anlayış göstererek soylu utanca açık yüreklilikle, tatlılıkla karşılık verecek. (Cilt 1, sf. 338)
İçten gelen her dua yeni bir duygunun ifadesidir; yeni, bilmediğin güçlü fikirlerin kaynağıdır. (Cilt 1, sf. 340)
Cehennem, sevememekten doğan bir acıdır. (Cilt 1, sf. 344)
Nereye baksan hep kader, hep ölüm! (Cilt 2, sf. 411)
Bir kıskanç (tabii kıyameti kopardıktan sonra) aşağı yukarı kanıtlanmış bir ihaneti bağışlayabilir, elinden gelir bu. Yeter ki o sırada bu ihanetin “son defa” olduğuna, rakibinin hemen o anda dünyanın öbür ucuna gideceğine ya da kendisinin sevgilisini korkunç rakibin ulaşamayacağı bir yere kaçıracağına inanabilsin. (Cilt 2, sf. 412-413)
Siz sorgularınızla hırpaladığınız suçluya ya da suçlanana inanmayabilirsiniz, ama ruhu soylu bir insana, ruhunun en soylu duygularına (bunu cesaretle söylüyorum) inanmamazlık edemezsiniz, hatta bunu yapmaya hakkınız da yok! Ama ne çare,
Sus kalbim,
Sabret, eğil ve sus! (Cilt 2, sf. 509)
İnsanların kör inançlarına ne kadar ters düşerse düşsün, doğada gülünç hiçbir şey yoktur. Köpeklerin kendilerini anlatma, eleştirme güçleri olsaydı, efendileri olan insanların kendi aralarındaki bağıntılarda belki daha da gülünç yönler bulurlardı. (Cilt 2, sf. 564)
Tanrısız erdemli olabilir mi insan? (Cilt 2, sf. 635)
Şeytanım ben ve insanlara ait hiçbir şeyi kendime yabancı saymıyorum. (Cilt 2, sf.684)
Ruhbilimcilik baylar, çok derin bir bilim olduğu halde iki ucu sivri değneğe benzer. (Cilt 2, sf.774)
Yeryüzünün kısa misafirleriyiz, az zamanda çok kötü şeyler yapar, kötü sözler söyleriz. Bunun için topluyken birbirimize iyi şeyler söylemek fırsatlarını kaçırmayalım. (Cilt 2, sf.791)
Dirileceğiz, mutlaka; mutlaka birbirimize kavuşacağız! Neşe, sevinç içinde olanı biteni anlatacağız… (Cilt 2, sf. 823)
Aktaran: Muhammet Emin Oyar
2 Yorum