Künye: Nuri Pakdil, Kalem Kalesi, Edebiyat Dergisi Yayınları, 1998, Ankara.
***
Yolculuk: kâğıda düşen yeni sesler demek. (Sayfa 15)
Her yazı: bir temel kazı: yaklaşmak için varoluşun giz alanlarına. (Sayfa 18)
Sesi taşıyan imandır ancak ebediyete. (Sayfa 18)
Ben direnişi seviyorum; inandırıcılık gücü var da, ondan. (Sayfa 21)
Sözden daha etkin yumruk olabilir mi? Dişimizi sıkarız, sıkarız; bir de ağzımızı açtık mı, o artık bir yumruktur. Bunu, sakın ha, kötü söz olarak algılamayasınız; hayır, bin defa hayır; bir bitirime özgü sarsılmaz kabadayılık erdemliliğiyle konuşuyorum, hiçbir bitirim küfür etmez. (Sayfa 57)
Üslûbu ağır bir zaman içindesin. (Sayfa 63)
Sesin ayrışan parçalarının tekrar tekrar birbiriyle çarpışmasından ortalık iyice karışmıştır. (Sayfa 63)
Öfkenin yüce duygular çerçevesinde dışavurumudur bence sorumluluk. (Sayfa 65)
Temel taşlarını yerinden oynatmadan mümkün mü devrilmesi karanlığın? (Sayfa 65)
Ben sorumluluk duyuyorsam insanlığın konuşlandırılışından, çelikten sinirlerle, karanlığın temel taşlarını yerinden oynatmaya başlıyorum demektir. (Sayfa 65)
Her yazar, mutlaka, içseline eklemlenmek zorundadır. (Sayfa 79)
Çünkü taktik, cümlelerin tiklerinde; ama, strateji, dibinin de dibinde: edebiyatta. (Sayfa 79)
Bir de: sabır arenada mevzi kazandıkça yazı ilerler. (Sayfa 79)
Siz siz, engele uğramış iradenizi, hiçbir şey olmamışçasına kalemin yanında gözcü bıraktınız mı? (Sayfa 81)
İstanbul: insanın, yaradılışını en iyi, en sağlam gerçeklendirdiği yer: Mekke’den, Medine’den, Kudüs’ten sonra. (Sayfa 82)
Çocukluk, insanın, rüzgârla yarışmasıdır. (Sayfa 87)
İnsanın vazgeçilmez önceliği: inanmak ateşini yakmak. (Sayfa 101)
Aktaran: Bilal Can