
Platon’un modern mağara alegorisi olarak kabul edilen sinema, geçmişten günümüze sihirli kutu olma özelliğiyle karşımızda durmaktadır. Öyle ki sinema günümüzde, büyüsü bozulmuş dünyayı yeniden büyülemenin önemli bir aracı hâline gelmiştir. İçerik olarak sınır tanımayan bir alana sahip olan sinemanın, gerçekleşmesi imkânsız görünen her şeyi perdede mümkün hâle getirmesi, izleyicide gerçeklik algısını yeniden şekillendirmesine olanak sunar. Yani sinema, ütopyaları mümkün hâle getirir ve gerçekliğin karşısında kendisini bir alternatif olarak izleyiciye aktarır.
Modern dünyanın önde gelen kültür endüstrisi olan sinemaya sadece kültürel bir popcorn etkinliği olarak bakılması, asıl görülmesi gereken gerçekliğin de göz ardı edilmesi demektir. Nitekim sinema, geniş yelpazeye sahip olmasıyla ele aldığı konuları psikolojik, sosyolojik, politik, felsefi ve dinî olarak izleyiciye aktarma misyonu edinmiştir. Bu açıdan değerlendirildiği vakit izleyicinin bilinçaltı aslında apaçık bir hedeftir. Sinema, aktarmak istediği fikirleri, perdeye yansıtarak izleyiciye bir mesaj iletmektedir. Burada gerek filmin konusu, gerek yönetmeni ve senaryosu bir aracı görevi üstlenir. Zira geniş yelpazesi sayesinde elde ettiği etkileme gücünü neredeyse kusursuza yakın bir şekilde işleyen sinema, -her ne kadar popcorn izleyicisi olsa da- aslında açık hedef olarak tüm bilinçaltlarına ulaşabilmekte ve böylece toplumsal davranış kalıpları da üretebilmektedir.
“Siz Gerçeği Bilmek Değil, Kandırılmak İstiyorsunuz”[1]
Uğur Cumaoğlu, Vertigo Etkisi adlı kitabında, sinemanın yukarıda bahsettiğimiz problem ve yönlerine odaklanıyor. Sinemaya bir toplumsal tasarım aracı olarak yaklaşan eser, gerçekliğin kurgusu ve kurgunun gerçekliği arasındaki ayrımı okuyucuya aktarmakta. Sinemada tasarlanmış olan kurgunun, gerçekliğe alternatif olarak sunulduğu gerçeğini örneklerle inceliyor. Bir korku filmindeki korku öğesinin seyircinin bilinçaltında yaptığı çağrışım, bir bilim kurgu filminde şimdinin gerçekliği içerisinde gelecekten mümkün olabilecek ihtimalleri görselliğe dönüştüren teknoloji, politik bir filmde gerçek hikâyeyi yapıbozuma uğratıp seyirciyi taraf olmaya zorlayan arka plan ve söylem vs. gibi değişkenler film örnekleriyle çözümlenmiş.
Geçmişten günümüze uzanan sinema serüveninin değişimini ele alan yazar, bu serüvenle birlikte gerçeklik algısının da zamanla değiştiği noktasını vurgulamaktadır. Eser, kadraja sığan görüntünün, hayatın gerçekliği ile karşı karşıya gelişini ve bu karşılaşma sonucu bir çatışmanın ortaya çıktığını dile getiriyor. Böylece zihnin mevcut sınırlarının, kurgusu belli olan bir projeksiyondan bambaşka bir gerçekliğe kaydığını göstermiş oluyor.
“Bir Fikir, Virüs Gibidir”[2]
Kitap, tasarlanmış olan kurgunun başrolünde insanı ve kurgulanmış olan geleceği ön planda tutuyor. Sinema aracılığıyla birlikte gelecek ve gerçeklik, günümüzde şekillenmiş bir hâl alır. İnsanı, bu projeksiyondan yansıyan geleceğe hazırlayan sinema, insandaki gerçeklik algısını dinamik tutar ve böylelikle istediği noktaya çekebilir.
Vertigo Etkisi, sinemada yer alan konuların perde arkasında verilmek istenen mesajlara değiniyor. Kültürel etkinlik olarak izlenen filmlerin, aslında dolaylı ya da direkt olarak anlatmak istediği bir fikir üzerinde durduğuna işaret ediyor. Bu fikir, sosyolojik, politik, teolojik ya da psikolojik bir aktör olarak karşımıza çıkabilir. Bu bakımdan sinema, geniş yelpazesini etkili kullanma gücüyle seyircideki hedefine ulaşır.
Christopher Nolan’ın Inception (2010) filminde geçen bir sahnede yer alan rüyalarla ilgili şu replik, aslında bize sinemanın üstlendiği görevi de açıkça gösterir: “Birinden fikir çalmak yerine, neden bir fikir ekemiyorsunuz?” Sinema aslında bir fikri empoze etme yeridir. Seyirci bunu her ne kadar fark etmese de aslında sinemanın ulaşmak istediği yerdedir, yani Platon’un mağara alegorisinde. Çünkü insan, gördükleriyle bir anlam inşâ eder. Kısacası Cumaoğlu, bir toplumsal tasarım aracı olarak sinemanın işlevselliği üzerinde yoğunlaşır. Bir bakıma, sinemaya dair bilinenlerin aslında sadece buz dağının görünen kısmı olduğu gerçeğini gösterir.
Adem Suvağcı
[1] Prestij filminden
[2] Inception (Başlangıç) filminden
* Yazınınn başlığı, Inception (Başlangıç) filminden alıntıdır.
1 Yorum