Hukuk Felsefesine Kısa Bir Giriş

Hukuk Felsefesine Kısa Bir Giriş, Raymond Wacks, Çeviren: Engin Arıkan, Editör: Osman Vahdet İşsevenler, Tekin Yayınevi, 7. Baskı, 2017.

***

Adil olmayan (akılcı olmayan veya genel iyiye karşı olan) kanunlar düzenleyerek otoritesini kötüye kullanan bir yönetim, itaat edilme hakkını yitirir, çünkü ahlaki otoriteden yoksundur. (syf. 42)

Hobbes ileri sürer ki, üç ana nedenden dolayı kavga etmeye meyilliyizdir: rekabet (sınırlı maddi mülk kaynakları için), güvensizlik ve şan. (güçlü itibarımızı korumak için hasım kalmaya devam ederiz.) (syf. 44)

Locke’un özel mülkiyet anlayışı, Amerikan anayasasını şekillendirenleri güçlü bir şekilde etkilemiştir. (syf. 46)

Rousseau’nun kuramında ortadan kaldırılamayan belli doğal haklar mevcuttur ancak hukuk, ‘’genel irade’’yi mutlak yasama otoritesi ile yetkilendirerek bu hakları ihlal edebilir. (syf. 48)

Nazi devlet adamlarını yargılayan Nürnberg Savaş Suçları Mahkemeleri doğal hukuk ülkülerini yeniden canlandırmıştır. (syf. 49)

Finnis, kendi konumunun Thomas Aquinas ile benimsenen genel doğal hukuk anlayışı ile uyumlu olduğunu gösterir. (syf. 53)

Kürtaj karşıtı gruplar ile bunların muhalifleri arasındaki savaş, on yedinci yüzyıldaki feci Avrupa din savaşlarının yeni Amerika versiyonudur. (syf. 56)

Doğal hukukun esas iddiaları, bir normun hukuki geçerliliğinin onun maddi ahlaki niteliklerine zorunlu olarak bağlı olduğu fikrine karşı çıkan hukuki pozitivistler tarafından reddedilmiştir. (syf. 60)

Doğrusu istenirse, hem Austin hem de Bentham, eğer itaatsizlik iyiye doğru değişimi teşvik edecek ise kötü kanunlara itaatsizliğin meşru olduğunu kabul eder. (syf. 62)

Austin’in emirler olarak hukuk üzerindeki ısrarı, onun, örf-adet, anayasa ve uluslararası hukuku, hukuk bilimi alanından dışlamasını gerektirmiştir. (syf. 66)

Bentham’a göre hukuk, hem cezaları (‘’zorlayıcı teşvikler’’) hem de ödülleri (‘’çekici teşvikler’’) kapsar. (syf. 69)

Hart’a göre bir hukuk sistemi, ancak geçerli birincil kurallara itaat ediliyor ve resmi görevliler değişim ve yargılama kurallarını kabul ediyorsa vardır. (syf. 74)

Büyük 18. Yüzyıl filozofu İmmanuel Kant’tan etkilenen Kelsen, maddi gerçekliği sadece zaman ve yer gibi doğada ‘var’ olmayan belli şekli kategorileri kullanarak anlayabileceğimizi kabul eder. (syf. 76)

Dworkin, Oxford’da hukuk felsefesi profesörü olarak H.L.A. Hart’ın yerini aldıktan sonra hukuk felsefesinin temellerini sarsmıştır. (syf. 87)

Dworkin’in hukuk anlayışı, özellikle Birleşik Devletler’de ne zaman tartışmalı ahlaki ve siyasi konular münazara edilse ağırlığını koymaya devam etmektedir. (syf. 87)

En iyi bilinen ve en kapsamlı çalışması olan, Law’s Empire’de [Hukukun İmparatorluğu] Dworkin, hem ‘konvansiyonalizm’ hem de pragmatizme karşı topyekun bir hücum başlatır. (syf. 91)

Dworkin, kurallar ‘ya hep ya hiç’ şeklinde uygulanabilirken, ilkeler ve politikaların ‘ağırlık veya önem boyutuna’ sahip olduğu iddiasındadır. (syf. 93)

Dworkin’e göre hukuk, edebiyat gibi yorumsal bir kavramdır. (syf. 97)

Hukukun ahlaki meşruluğu ile ilgili olmak, Dworkin’in hukuk felsefesinde önemli bir unsurdur. (syf. 100)

Faydacılık, bir adalet ölçüsü olarak ahlaki sezgiyi; cana yakın, ayakları yere basan, insan mutluluğu fikri ile değiştirmenin dikkate değer çekiciliğine sahiptir. (syf. 118)

Faydacılık, neyin doğru olduğunu neyin iyi olduğu cinsinden tanımlarken; Rawls, neyin doğru olduğunu neyin iyi olduğundan önce göz önünde bulundurur. (syf. 123)

Durkheim’a göre suç, toplumsal hayatın oldukça normal bir yönüdür. (syf. 131)

Weber’in hukuk sosyolojisinin önemi, çeşitli tipolojiler arasındaki korelasyonda yatar. (syf. 135)

Marksistler, sık sık kapitalizmin hakiki bireysel özgürlüğü tahrip ettiğini ileri sürmüşlerdir. (syf. 140)

Aktaran: Muhammed Furkan Kâhyası

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir