Künye: Güller Kitabı – Türk Çiçek Kültürü Üzerine Bir Deneme, Beşir Ayvazoğlu, Kapı Yayınları, 15. Basım: Aralık, 2017
***
Çiçekleri hep sevdim; çiçek sevmeyen biri herhalde normal bir insan olarak kabul edilemez. (26. sayfa)
Dede Korkud Kitabı’nda “çiçek” kelimesi yedi defa kullanılmıştır. (39. sayfa)
İstanbul’un gül ile ilişkisi, Ertuğrul Gazi’nin vasiyetiyle başlar: “İslambol’u aç gülzar yap.” (56. sayfa)
Üftade asitanesi ile İncirli ve Üçkuzular Mevlevihanelerinde birer gece yapılan zikirler, zamanla, Erguvan Bayramı’yla beraber unutulmuş. (64. sayfa)
Güzellikle faydayı birlikte düşünmek, atalarımıza göçebeliğin kazandırdığı bir meziyettir. (93. sayfa)
Yüzyıllarca işlene işlene rafine hale gelmiş bir zevk birdenbire nasıl çözülmüş, yabancı bir zevkin, estetiğin ürünleri nasıl birden baş tacı edilebilmiştir? (104. sayfa)
Kadim medeniyetlerin temel ilkelerinden biri olan tabiatın maneviliği, modern insan için bir şey ifade etmiyor. (118. sayfa)
Gül, ilahi güzelliği ve ihtişamı en mükemmel biçimde yansıttığı için iştiyak içindeki ruhun sembolü olan bülbül tarafından sevilmiştir ve sonsuza kadar sevilecektir. (135. sayfa)
Bâkî, hazan gazelinde, ağaçların yapraklarından soyunmalarını dervişlerin dünya ilgilerinden soyunmalarına benzetir. (138. sayfa)
Anadolu, lalenin Tiyenşan eteklerinde başlayan yolculuğunda, en önemli konaklama yerlerinden biridir. (161. sayfa)
İstanbul’u açıp “gülzar” yaparak büyük dedesi Ertuğrul Gazi’nin vasiyetini yerine getiren Fatih de bahçelere ve çiçeklere düşkündü. (166. sayfa)
Evliya Çelebi, Kâğıthane’de bir lalezar mesiresinin bulunduğunu ve burada Kâğıthane Lalesi denilen rengârenk bir lale türünün yetiştirildiğini anlatır. (192. sayfa)
III. Ahmed devrinde lale merakının toplumu nasıl kuşattığını daha iyi anlatabilmek için, binden fazla yeni lale formu elde edildiğini söylemek herhalde yeterlidir. (198. sayfa)
Zerrinkadeh de, nergis de, cihana ibret nazarıyla baktıklarını ve gördüklerinin bir hayalden, bir “nakş-ı fesane”den başka bir şey olmadığını anladıklarını söyler. (230. sayfa)
Sünbül denince akla ilk gelen isimlerden biri, şüphesiz, Halvetiyye’nin Sünbüliyye kolunu kuran Sünbül Sinan’dır. (240. sayfa)
Kanuni’nin Divanı’ndaki (Muhibbi Divanı) tezhiplerde, Süheyl Ünver’in ifadesiyle İstanbul tabiatının en tanınmış çiçekleri yer almıştır. (245. sayfa)
Gelenekteki manasıyla son çiçek ressamı sayılması gereken A. Süheyl Ünver’in de nergis, gül ve hüsnüyusuf resimlerinden oluşan defterleri 2008 yılında Çiçeklername adıyla yayımlanmıştır. (249. sayfa)
Taçyaprakları yırtılmış koyu renk bir kumaşa benzeyen benefşe, bu görünüşüyle de şairlerin dikkatini çekmiştir. (252. sayfa)
Nilüfer, divan şiirine girmeden önce, kadın ismi olarak Osmanlı’nın kuruluşuna şiiriyet katan bir çiçektir. (255. sayfa)
Karamemi’yle birlikte kitap sanatlarına da giren karanfil, Gazneli Mahmud Albümü’ndeki buketlerle Ali Üsküdari’nin buketlerinde zarif biçimleriyle seçkin bir yer edinmiştir. (258. sayfa)
Şükufename’lerde çok sayıda karanfil meraklısından ve yetiştirdikleri karanfillerden söz edilir. (259. sayfa)
Ve gül şeyh, gülşen camiinde dal minberine çıkıp, ağzını açmadan, sadece kokusuyla nice hikmet incileri saçar. (264. sayfa)
Çiçekler gülşende kurulan tevhid halkasında coşup “huruşa gelirler.” (263. sayfa)
Ekiyle köküyle Türkçe bir kelime olan gelincik’i halk şairlerinin hemen hiç kullanmadıklarını da bu arada belirtelim. (279. sayfa)
Başa veya göğse takılan sapı sırma telli çiçek aynı zamanda nişan yüzüğü vazifesini görmektedir. (297. sayfa)
Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre, yeni edebiyatın daha ilk örnekleri, bizi Ortaçağ’ın bahçe ve bostanından çıkarmıştır. (316. sayfa)
Hiç şüphesiz bütün çiçekleri çok seven Fikret, Aşiyan’ın bahçesini kendi zevkine göre düzenlemiş, sevdiği çiçekler ve ağaçlara bezemişti. (324. sayfa)
Yahya Kemal, belki de böyle bir gurbet dönüşü, Moda’da şafaktan önce uyanır ve odasını bahar kokularıyla dolmuş bulur. (340. sayfa)
Plastik çiçekler, hakiki çiçeklerin geçici güzelliklerini, yani en zayıf taraflarını dayanıklı hale getirerek “mutlak” olanı gözlerden saklamanın yolunu aramaktadır. (366. sayfa)
1 Yorum