Montunun cebindeki anahtarlarını çıkardı son merdiveni aştığında. Demir tırtıklara dokunarak bulduğu evin anahtarını kapıya yöneltti. Anahtar yöneldi. Çevirdi kilidi, bir daha çevirdi. Gıcırdamadı kapı bu kez. Şaşırdı. Bağcıklarını çözdüğü ayakkabılarını çıkardı. Sağ ayağını salona attı, peşine sol ayağı. Girişteki üstü açık şıpıdık tedirginliklerini geçirdi ayaklarına.
Evindeydi. Adımlarını hemen gevşetti. Tedirginliklerini sürüyerek yürüyordu artık. Koridoru aştı. Odasındaydı. Kıyafet dolabının başına geçti. Yanlış yerde durduğunu anlayınca, kıyafet dolabının sonuna geçti. Dolaptı, kapağı yoktu. Pijamaları oradaydı. Aynaya baktı. Elleri bıçak kadar keskindi. Kabuklarını soymaya başladı. Çıkardığı çöpleri askıya astı. Pijamalarını giydi.
Tedirginliklerini sürüyerek su kıyısına yaklaştı. Ellerini köpükledi. Ellerini duruladı. Su kıyısından uzaklaştı. Odasındaydı. Yatağının başına geçti. Bu kez doğru yere geçmişti. Yanında yattığı yemeğini yedi. Yemediğini yanına koydu. Yattı.
Yattığı yerden duvarı izledi. Gözleri saati gördü. Kalktı. Akarlı saat tiktaklamıyor, akıyordu. Akıyordu öylece, durağan. Yattı tekrar. Odaya baktı bütünüyle, odaya baktı yarım yamalak. Bütünüyle bir oda, yarım yamalak; dolap, ayna, saat, masa, ölü perdeler… Yere sarkan örtüsü yatağından, yanında yemeği ve bir çift tedirginlik ayakucunda, hâlâ sıcak.
Gözleri saati gördü. Akıyordu saat y u k a r ı. Akıyordu a ş a ğ ı y a. Hareketsiz odaya baktı, yutuyordu zamanı.
Derin bir nefes alıp uykuya daldı. Yüzme bilmediği geldi aklına, korktu. Çırpındı. Çok geçti artık, boğulmaya başladı. Biraz sonra yarı canı gitti. Uykuya teslim olmuştu. Uyumaya başladı. Uyku onu yüzeye çıkardı. Rüyalar kıyıya vurdu onu. Fena dayak yemişti dalgalardan.
Yorgundu. Uyandı.
Ayaklarını yataktan sarkıttı uyandığında. Gövdesini el yordamıyla doğrulttu. Yere bastı. Henüz adımları doğmamıştı. Kalktı, ilk adımını doğurdu. Dokuz doğumla odadan çıktı. Zemin soğuktu. Şaşırdı. Yere baktı, fazlaydı. Ayaklarına baktı, eksik… Koştu odaya, yatağına baktı, ayakucunda bir çift tedirginlik. Geçirdi ayaklarına. Adımlarını hemen gevşetti. Yürümeye devam etti, ayaklarını s ü r ü y e s ü r ü y e.
Zehra Atalar
6 Yorum