Starbucks İle Çay Ocakları Arasındaki Sayısız Farklar

Edebifikir olarak meydanlara inerek insanların yaptıkları ve yoğun bir biçimde sosyalleşmeye çalıştığı yerlere girip bu yerlerin ne olduğunu, ne olmadığını, ne manaya geldiğini acayip merak ederek çözümlemeler yapmaya çalıştık. Ne yapalım canımız çok sıkılıyordu. O kadar sıkılıyordu ki, bunu söylerken bile çok tuhaf olduk, yine canımız sıkıldı. Bunun için sorumluluğumuzu düşündük. Üzerimizdeki sorumluluğun yükü fazlaydı. Bu hem maddi olarak bir sorumluluk getiriyordu hem de manevi.

Biz edebifikir olarak başta rengimizi belli ederek kapitalizme olabildiğince karşı durup ona dirsek geçirmeyi üzerimize bir vazife bilmiş adamlarız. Size Starbucks’a gitmemenin nedenlerini aşağıda söyleyeceğiz ki bunu size yapılmış bir iyilik olarak görün. Daha ne diyelim.

Starbucks’a gitmen senin kapitalizm ile ilişkiye girmen demektir. Aman dikkat!

1.      Bir kahve fiyatıyla neler yapabileceğini düşün. O kadar pahalı kahve mi olur? Hem ne o isimler öyle cafe latte, mocha falan filan. İsminde cibiliyet yok bunların. Kalkıp bilmediğiniz bir şeyi içmenizi hiç tasvip etmiyoruz.

2.      Varsayalım ki gittiniz. Etrafınıza bakın bir. Kimler var kimler yok. Genelde zenginlerin ya da öyle görünmek isteyenlerin boy gösterdiği yerlerdir bu mekânlar. Onlar kahvelerini yudumlarken daha fazla nasıl para kazanırım hesabı yaparlar. Oysa o paralar, açlık sınırının altındaki insanların bir ekmek için çalışmaları karşılığında damlattıkları terlerin sömürülmesi ile elde edilir. (Özellikle aç öğrenci tayfasının bu mekânlarda ne işi olduğunu hiç anlamadık. Onlar ayrı bir tür olduğu için bir şey demiyoruz şimdilik. Ama onlara da sıra gelecek.)

3.      Starbucks’ta oturanların yarısından fazlası son model telefonlar kullanır. Ki o kullandıkları telefonlar bizim ortalama olarak 4 aylık masraflarımızla eşdeğerdir.

4.      Starbucks’a giderek ilk başta sipariş verirken yenilirsiniz. Daha önce hiç gitmemişseniz ne içeceğinizi bilmediğiniz için aval aval isimlere bakar ve kendinizi kötü hissedersiniz. Bunu yapmayın. Kendinizi üzmeyin. Siz bizler için değerli, güzel ve önemlisiniz. Kıyamayız sizin o halinize. Daha fazla dalasımız ve dağıtasımız gelir öyle kapitalist bataklıkları.

5.      Pet bardaklarla verilen kahvelerdeki o küçük deliğe ağzınızı iyi tutturmanız lâzım. Sizin için izlemeye gittiğimiz bu mekânda kendimizi rezil etme pahasına daldık ve içerdeki kabarenin başrol oyuncusu olarak boş bir masada bulduk kendimizi. Self servis olarak sunulan kahve midemize oturdu. Ne içtiğimizi bilmeden kendimizi kötüleyip durduk.

6.      Verdiğimiz para 16 çaya bedeldi. İçimiz çok acıdı.

7.      Bir kere yaptıysanız bir daha yapmayın.

Kısaca değindiğimiz bu konulara bir de çay ocaklarını baz alarak bakalım.

1.      Çay ocakları yoğun muhabbetlerin olduğu mekânlardır. Onlarca ülke kurup, bu ülkeleri birer birer içtiğiniz çaylara feda edebilirsiniz.

2.      Çay ocaklarında içtiğiniz çayın iyi olmadığını söyleme şansınız vardır. Soğuksa değiştirebilir, askıcı abiye laf atabilirsiniz. Bunun karşılığında size taze ve can kanı bir çay döndürülme ihtimali çok yüksektir.

3.      Çay ocaklarını istediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Eğer sürekli gittiğiniz bir ocaksa o ocak sizin kalenizdir artık. Ödediğiniz çay paraları içinizi acıtmaz çünkü çay, ortalama olarak 50 kuruştur.

4.      Aç karnına içilen en güzel içeceklerden biri çaydır. Çay ısmarlayan insan güzeldir, yakışıklıdır, yanağı sıkılası, gözleri öpülesidir. (Bu arada, kadınlar neden bir şey ısmarlamaz? Konumuz bu olmadığı için başka bir yazıda değineceğiz. Merak etmeyin, sıra siz kadınlara da gelecek.)

5.      Çay ısmarlayan insanın kötü olma ihtimali çok düşüktür.

6.      Olabildiğince her tabakadan insanla karşılaşabilirsiniz.

7.      Gündemdeki haberlerin en iyi analizleri, spor yorumları en çok çay ocaklarında yapılır.

8.      Çay insanı dirilten bir iksirdir.

9.     Çay bir kıza “seni seviyorum” demenin en kolay ve en ucuz yoludur.

10. Çaysız aşk olmaz, şiir yazılmaz, şair hiç olunmaz, bu cümle şimdilik böyle kalsın.

11. Daha başka bir şey de diyeceğiz.

12. Hadi gel çay içelim.

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir