Bir öğrenci, en çok aç kaldığı zaman öğrencidir. Bunu kendinizden biliyorsunuzdur. En çok açlığınızla övünün. Çünkü en çılgın fikirler açlıkla ortaya çıkar. Mide aç olduğu zaman, akıl daha iyi işler. Aç karnına yiyin kitapları. Aç karnına gümbür gümbür kelimeler yuvarlayın TDK sözlüğünden. Eğer işiniz matematik işlemleriyse yıldırın sayıları. Sayılar, kelimelerin kapı komşusudur.
Öğrenciler, sınav haftası yaşadığı anları ömür boyu unutmazlar. Bu anlar her öğrencide benzer şekilde yaşanır ki aşağı yukarı şöyledir;
– Beyin fesadı geçirdiği nadir zamanlardan biridir.
– Ezberlemeye değer gördüğü tüm kelimeleri, işlemleri o gece ezberler. Bir daha karşısına çıkmayacağını ve kullanmayacağını bile bile, sadece o sınav için beyninin tüm kıvrımlarına olabildiğince bu kelimelerden, işlemlerden serper.
– Serptiği ders notları onun zihninde bilinçaltına işler. Genellikle sınavdan bir hafta sonra daha verimli bir şekilde kendini gösterir. Ama sınav geçmiş ve bu mahsulün bir değeri kalmamıştır.
– Nottan nota koşar öğrenci. Bir sınavdan diğerine ışık hızıyla hazırlanır.
– Yorgunluk ve uykusuzluğunu çay ile kardeş yapar. Demliğin dibini diliyle sıyırır.
– Tüm çöpleri biriktirir. Okuldan eve, evden sınavlara koşup durduğu için evin hali çöp ev durumdadır. Üst üste dizilmiş makarna tabakları, çay bardakları, kaşıklar ve çatallardan bir kule yapmıştır.
– Geceden sabaha kadar ders çalışır, 2 saatlik yola revan olup sınava gider. 20 dakika sınavda kalıp, tekrardan eve döner. Bu döngüsel olarak minumum 1 hafta sürer.
– Sabaha kadar uyumayıp, sözde ders çalışıyor bahanesiyle ders çalışmamak için kendine acaip işler çıkartır. Bu cümle biraz değişik oldu idare edin.
– Aynada kendine bakmaktan çekinir.
– Sakallarından süzülen bin parçadır. Acaip arabeske bağlamıştır.
– Saçlarındaki yağ oranının ph dengesi turnusol kâğıdında inanılmaz renkler bırakır.
– Parasızlık canına tak etmiştir.
– Buraya yazılacak bir şey bulamadık…
– Eğer ki bir güne 2 sınav sıkıştırılmışsa o akşam öğrencinin beyninin iflas ettiği gündür. Çünkü iki dersin notları birbirine girer.
– Yemek yapmaktan üşendiği için açlığı olabildiğince abur cubur ile geçiştirmeye çalışır. Bu açlık, stresle birleşince mide kramplarıyla birlikte kendini gösterir.
– Kendine acır. Kendi kendine cümleler kurar.
– Ülkeyi kurtaracağına dair umudu bir gider bir gelir.
– Yol masrafının ödenmesini hangi arkadaşa hediye edeceğini düşünür.
– Ev arkadaşlarına çatar. Gürültü yapılmamasını söyler. Bir yandan da müzik dinler.
– Kafasına girmeyen konuların sınavda çıkmaması için dua eder. Ama bu yerleri anlamak için zahmete girmez.
– Çalışmadığı konulardan mes’ul değildir. Suçlu her zaman hocadır.
– Hoca genelde ters köşe sorular sorar. Ve her hoca bu haliyle bir Maradona’dır.
Sevgili öğrenciler! Yenilen ve olabildiğince yenilen arkadaşlarım! Parmaklarında mürekkep izi olan arkadaşlarım! Silgisini arkadaşlarından saklayanlar! Bir tabak makarna ile olağanüstü enerji gösteren öğrenciler!
Siz, bir okulun vatandaşlık belgesinde en önemli yere sahipsiniz. Kendi hükmünüzde kurabildiğiniz kadar oligarşik bir düzen kurun. Çünkü sizsiz okul olamaz. Okullar sizler içindir. Ona, kendi değerinizi gösterin.
Unutmayın ki “başarısızlık en büyük amaçtır!”