Öğrenci Manifestosu

Öğrenci Nedir?

Biz şimdi bir öğrenci tanımıyla buna bir giriş atfedeceğiz. Kafaların ve kavramların kargaşasında berrak düşüncelere ulaşmak için kavramın net ve anlaşılır olması lazım. Biz de bu yüzden öğrenci kavramını epistemolojik ve ontolojik bir çıkarımla ele alarak onun geçmiş ve şimdiki durumunu açıkça ortaya koymaya çalışacağız.

Öğrenci kavramını bilmek için öncelikle felsefi disiplinlerin olmazsa olmazı olan soruları belirlemek lazım. Bunlar:

1.     Öğrenci nedir?

2.     Öğrenci kimdir?

3.     Öğrenci ne değildir

4.     Öğrenci kim değildir?

5.     Öğrenci nasıldır?

Öğrenci varlığıyla yokluğuyla hem kendisidir, hem de kendisi değildir. Öğrenci derslerle anılan, derslerle yoğunluk kazanan, sınav haftası dolayısıyla kafasının sağ ve sol lobunu muntazam bir biçimde kullanan, mesleğini elde etmek için o sınav senin bu sınav benim deyip bir yarış atı olan(klasik benzetme), mezuniyete kadar son sürat derslerden sınavlara, sınavlardan açlığa, açlıktan sigarasızlığa dolanıp duran, ardından bir aşk derdiyle kafası hoş olan, bütün bu sık terimler arasında nefes alma zorunluluğunu unutmayıp, açlığını makarna, çay ve kitapla gideren bir varlık türüdür.

Kavramı netleştirmek adına çok uzun bir cümle kurduğumuzun farkındayız. Daha başkası mümkün olmayan bir açıklama tarzıdır bu. Çünkü öğrencilerden çok şey istendiğini ama hiç bir şey verilmediğinin altını çizerek bir cümle kuruyoruz.

Öğrenci Nedir? Diye soruyorsak onun bizden biri olduğunu, aynı türden bir türdeşlik taşıdığını bildiğimiz için söylüyoruz.

Öğrenci Kimdir? Diye nişan alan bir cümle ile belirginleştiriyorsak bunu, öğrenci olabildiğince aç fakat mümkün mertebe sınav hassasiyeti gösteren kişidir. Derslere girmese de sınavlarını aksatmayan kişidir öğrenci. Sınavı üç okunmuş pirinç ve bir yudum okunmuş suyla halledebileceğini sanan kişidir öğrenci. Öğrenci var ya çok eziyet çeken kişidir. Biz biliyoruz onun ne eziyetler çektiğini. Burs ararken yüzüne kapıların kapandığı kişidir öğrenci. Hele hele nereli olduğunu soran burs veren göbekli yağız burjuvalar sırf onun, o memleketli olduğunu aşağılayarak öğrenciye yukardan bakmaları yok mu… Hâlbuki biz bu cümle üzerine bileylediğimiz yumruğumuzu, gıcırdattığımız dişimizi kimseye göstermiyoruz.

Ama bilsin ki öğrenci kardeşim, türdaşım, gönül arkadaşım, yoldaşım biz onunlayız. Onun bir tabak makarnasına el uzatan eli kırarız biz arkadaşım. Onun, o bir tabak makarnasıyla dalga geçen tüm restorantlara karşı acaip bileylenmişiz.

Öğrenci ne değildir? Bunu derken içimizdeki sesin gümbür gümbür geldiğini hissedebiliyoruz. Öğrenci kimsenin hizmetçisi değildir. Hocanın ayakçısı asla olamaz. Şiş göbekli burjuvanın, burs verme bahanesiyle köleleştiremediği kişidir öğrenci. Öğrencinin bilinci yaralıdır fakat kalbi bir Tendürek gibidir.

Öğrenci çok yakışıklı, çok güzel, filinta gibidir. Bunda başka bir cümle aramayın.

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir