Hakiki Zeytinyağını Tanıma Teknikleri

* Hakiki zeytinyağının en belirgin özelliklerinden birisi fiyat oranındaki yüksekliktir. İnsan, ekonomik durumu nispetinde bir eşyaya hak ettiğinden fazla bir miktar ödediği zannına kapıldıysa, tat dedektörleri yeni bir algı düzeyinde mevcut zannın mahiyetini genişletir. Parayı basınca acı bal eylenir. Oysa sınırsız lütfun olduğu yerde eşyaya bedel biçmek ve ondan hakikat devşirmek hakka muarız olmaktır.

* Hakiki zeytinyağı için bütçeniz yeterli gelmiyorsa ölün! Çünkü snob etkisi, çoğu mikroekonomi teorisinin aksine negatif değil pozitif eğimli bir talep oluşturur. Azalan verimler kanuna göre ise ölümün marjinal faydası yaşamaktan evladır. Bu bağlamda, belirli bir fiyatın altındaki zeytinyağlarını tercih etmemekle elde edilen fayda, bizatihi yaşamdan elde edeceğimiz faydaya eş-değerdir.

* Her ne kadar hakiki zeytinyağı fiyatları tüketici için pahalıya kaçıyor olsa da, farklı markaları araştırarak “doğal kötülük” yelpazenizi genişletebilirsiniz.

* Doğal toprakta yapıldığı iddia edilen organik tarım kapitalizmin tüketicilere yutturduğu inorganik zokalardan biridir. Buradan insanın inorganik bir varlık olduğu bilgisine ulaşılır ki, o da en çok kendine secde etmektedir.

* Uzmanlara göre doğal zeytinyağı, kimyasal yollardan ve rafinasyon gibi işlemlerden geçmez. İçeriğinde bulunan yüksek moleküllü bileşikler sayesinde sofralarımıza ulaşır.

Kötülüğün cümle eşyayı kuşattığı bir dünyada durmadan halis olandan dem vurma eğilimi özünde tazeliği, duruluğu, güzelliği, doğumu imler. Bu eğilim esasen sonsuza kadar yaşama isteğinin dışavurumudur. Doğalı arama eğilimi insanda evvela bir dürtü olarak başlar. Sonra, zamanla artan bir eylem sistematiğine, nihayet bir haslet haline evrilir.

Doğal olmayan, türlü arızalarla durmadan motoru su kaynatan bir yaratığın, üstelik Tanrı’nın onu kısa devreleriyle sevdiği ve kendini onardıkça daha değerli bulduğu haberi kendisine ulaşmışken sürekli doğal olandan dem vurması kendi kötülüğünü setretmesinin apaçık beyanıdır.

* Hakiki zeytinyağının donup donmayacağı sorusuna net bir cevap verilmemektedir. Çünkü ortalama zekâda bir pazarlama uzmanının zaviyesinden hepimiz geri zekâlıyız. Ortada net bir cevap yoksa satıcıların kemâlatları nispetinde işarî yolu takip edeceklerini biliriz. Biliriz bilmesine ama bile bile lades deriz. Nihai alıcılar olarak “doğal saflık” oranımız nispetinde tevile başvurarak “bir artı bir” denkleminden yine bire ulaşırız.

Zerreden küreye hep aynı şarkı çalar, zeytin ve yağı araçtır, amaç kör kütük mutlu olmaktır.

* Uzun süre düşük sıcaklıkta bekleyen zeytinyağı donar ve normal bir oda sıcaklığına girdiğinde ise özelliğini kaybetmeden eski haline döner. Dolayısıyla halvet halinde vücuda gelip halkın içine çıkınca kaybolan manevi hallere itibar edilmez. Bilahare uzlet, sanıldığının aksine insanlardan gelecek bela ve sıkıntılardan kaçmak değil, halka bela ve sıkıntı vermekten kaçmak demektir. Son tahlilde uzun süre düşük sıcaklıkta bekleyen insan donar ve normal bir kabir sıcaklığına girdiğinde ise tüm özelliklerini kaybederek eski haline dönemez.

* Hakiki zeytinyağını normal zeytinyağından ayıran en belirgin özelliklerden birisi de ağızda bıraktığı tattır. Bu bakımdan arkadaşlarımızın etini iyice çiğnedikten sonra yutmalıyız. Arkadaşlarımızın etini iyice çiğnemeden yutarsak hakiki gıybetin tadını alamayız. Hakiki gıybetin tadını alamazsak iftira şerbetini yudumlamak zorunda kalırız ki, gıybetin “doğru söz” üzerine söylendiği bilgisi istiklal mahkemelerinde gayriahlaki bir cürme burhan teşkil etmez.

Zeytini sapıyla yiyene selam olsun!

* Çoğu zaman sırf tadına bakarak bile ayırt edebileceğiniz hakiki zeytinyağı, içeriğinde az da olsa asit barındırır. Bu asit ve zeytinyağının kendine özgü aroması sayesinde tadına baktığınız zeytinyağı eğer genzinizde hafif bir yanma oluşturuyorsa, insanın faydalı bir mikrop olduğunu anlamaya başladınız demektir.

* Aynı zamanda ağzınızda yayılan hakiki zeytinyağı, dilinizin arka kısmında bir acılık ve burukluk bırakıyorsa bu zeytinyağını rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Aynı imkânlarınız genişse hayatta olmayı bizzat tercih ettiğiniz davulunu çalıp, filminiz bozulduğunda kadere iman kırkbeşliğini gramofona yerleştirmeyi unuttuğunuz gibi.

* Tıpkı tat farkı gibi koku da iyi ve hakiki bir zeytinyağının olmazsa olmaz özellikleri arasındadır. Hakiki zeytinyağı herhangi bir yoğun kimyasal işlemden geçmediği için genellikle ilk halini olabildiğince muhafaza eder. Bu nedenle hakiki zeytinyağının çok daha taze ve meyvemsi bir kokusu vardır.

Patric Süskind’in Koku kitabından mülhem hakiki zeytini çekirdeğinden ayıralım: ‘’Çünkü bakterilerin çürütücü etkinliğine daha dur diyen on sekizinci yüzyılda olmamıştı; bu yüzden gerek serpilmekte gerekse sönmekte olan hayatta, pis kokuların eşlik etmediği bir görünüm, yapıcı veya yıkıcı bir insan eylemi yoktu.”

* Eğer tercih ettiğiniz zeytinyağından fazlasıyla ağır, acımsı ve yoğun bir koku alıyorsanız bu hakiki bir zeytinyağı olmayacaktır. Onu alın ve ihtiyacınız kadarıyla iktifa edin. Eğer tercih etmediğiniz dünyadan fazlasıyla ağır, acımsı ve yoğun bir koku alıyorsanız bu ebedi bir dünya olmayacaktır. Onu terk edin ve ihtiyacınız kadarıyla iktifa edin.

* Hakiki bir zeytinyağını anlamanın minik püf noktaları vardır. Tıpkı yoğunluğunu test etmek gibi. Bunun için uygulayabileceğiniz pek çok yöntem bulunmaktadır. Ancak ilk aşamada zeytinyağının gerçek olup olmadığını anlamak istiyorsanız su ile kıyaslamanızı öneriyoruz.

Bir misalle anlatalım. Bir muaraza anında çay bardağı içerisine eşit oranlarda doldurduğunuz insan parçacıklarını mikroskop altında inceleyin. İlim ve zan arasında üste çıkan ilim oluyorsa, o yağ hakiki bir yağdır. Eğer yağınız sahte ise, yine de suyun üzerine çıkabilir. Burada dikkat etmeniz gereken nokta, muarazaya giren insan parçacıklarının ağzından baloncuklar çıkarıp çıkarmadığına bakmanız olacaktır. Hakiki zeytinyağı baloncuklar çıkararak suyun üzerinde kalır.

Buna mukabil tevatüren anlatılan bir kıssa hayreti mucip bir olaydır: “Cenâb-ı Hak hasedi ve kibri cümle mahlûkata taksim etmiş. İlmiyle amil olmayıp muaraza meydanlarında çalım atan hocalar: Ya Rabbi! Sen ki âlemlerin padişahısın, kudret hazinen sonsuzdur, nasibimizi arttır.” demişler.

* Zeytinyağının rengine bakılarak hakiki olup olmadığını anlamak imkânsızdır.

Nitekim patolojik yalan, yalan söylemenin alışkanlık haline gelmesi durumudur. Psikiyatride mitomani olarak adlandırılır. Bu belirtiye sahip kişilere mitoman denir. Mitomani, Yunanca muthos (efsane) ve Latince mania (delilik) kelimelerinin birleştirilmesinden meydana gelmiştir.

Zeytinin özellikle Yunan Medeniyetinde barışı ve iktidarı temsil etmesinin nedeni bu kavmin “mitoloji” adı altında profesyonel yalan atma becerilerinin gelişmiş olmasından kaynaklanır.

* Çekirdeğin şeriatına varmadan zeytinin hakikatine varmaya sanayi devrimi, zeytinin hakikatine varmadan yağın marifetine varmaya kapitalizm denir.

* Hakiki zeytinyağının, balın ve incirin parayla satıldığı bir dünyada insanlar, vakitlerini tayin etmek için saatlerine bakmak zorundadırlar. Cenâb-ı Hak ise kadiri mutlaktır. Biz Edebifikir ailesi olarak zeytinyağının acısını, balın şekerlisini, ölümün hayırlısını diliyoruz.

Edebifikir

 

 

DİĞER YAZILAR

2 Yorum

  • zeytin , 18/11/2023

    Ben de beğenmedim hoş olmayan bir yazı olmuş

  • zeytin nördü , 17/11/2023

    edebifikirde böyle yazılar okuyunca üzülüyorum. sanki birileri kırılmıs birinin canı yanmış gibi geliyor. onun dışında zeytinyağına saygı duyuyorum zeytini de çok seviyorum hatta zeytine aşığım..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir