İşbu manifesto, insana kendisinin ne kadar kötü ve tehlikeli olduğunu, hayatının merkezinde menfaatlerinin meyve verdiğini göstermek için yazılmış olup insana dair umudun bittiği yerde neşv ü nema bulmuştur. Hâlbuki var olmak başlı başına bir manifestodur. Varlığının bilincinde olmak ve eşyanın nasıl ve nedenine yönelmek ise insanın insan olmasının gereğidir. İnsandan umudu kesmek ne kadar tehlikeliyse insandan umutvar olmak da o kadar hayaldir. Şu an bu satırlar yazılırken yine yüzlerce insan ölmekte, beyaz kadın ticareti yapılmakta, Amerika ve saz arkadaşları birkaç ülkeyi karıştırıp yine birkaç ülkenin masum halkının üzerine bomba atmakta, tecavüzler edilmekte, çocuklar kaçırılmakta, masum insanlar hapishanelere doldurulmakta, insanlar yaratıcı dâhil her şey üzerinden kandırılmakta ve daha binlerce burada sayamayacağım soysuzluk yapılmaktadır. Aynı şekilde siz okurken de bu soysuzluklara devam edilmektedir. O halde insan nerede?
1. Ahlaki erdem; irade ve düşünce sonucu ortaya çıkan erdemdir. Bunlardan biri eksik olursa kişi en iyiye ulaşamaz.
2. İnsanda, hayatını devam ettirmesini sağlayan üç temel kuvve vardır ki bunlar; “Kuvve-i gadabiye”, “kuvve-i akliyye”, “kuvve-i şeheviyye” olarak sıralanır. Bunlar arasında dengeyi sağlamak ise başlıbaşına adalettir. Zira kuvve-i şeheviyye ya da kuvve-i gadabiye merkezindeki bir hayat rezilettir, insanın kendisini inkârdır.
3. Doğmak, ölüme merhaba demektir. Her insanın öleceğinin ilk kanıtı doğmuş olmasıdır. Burada biraz düşünmeli!
4. Aşk, hakikatine son derece zor varılabilen bir gerçeklik olup, ben âşığım diye yanıp duranların çoğu fizyolojik ihtiyaçlarını aşka yamamaya çalışmaktadır. Evet klasik tıpta aşk bir hastalık olarak görünür. Günümüzde ise kavuşamamanın verdiği acı ve bu acının verdiği nefret sonucu sadece fizyolojik bir hale gelmiştir. Evlilik ve aşk arasındaki zıtlığı düşünmeli!
5. Her kadın sıkıntılıdır. Her erkek sıkıntılıdır. Sıkıntılı olmak fıtrîdir.
6. Daha çok günah işlemek için, günahlarımız arasında sevap da işleriz. İnsan kendi kendinin kâtilidir.
7. İhlas, yani samimiyet varılabilecek bir şey değildir. Herkes kendine baksın. Cennet olmasa bile Allah’a kulluk yapacak kaç kişi var?
8. İnsanı canavarlaştıran menfaatleridir. Evlilikler bile menfaat üzerine kurulur. Görür görmez âşık oldum ve benzeri cümleler sadece yalandan ibarettir. Kimse, kendisine yakıştırmadığı birine âşık olmaz.
9. İnsan arzuya dayanan ve arzudan aldığı güçle hayatına devam eden bir varlıktır. Bunu da bir kenara not edin.
10. En iyi, en munis ve en samimi dediğiniz biri dahi menfaatleri söz konusu olduğunda şeytanlaşabilir. Aşk da bu menfaate dâhildir. Sevdiği kişi kendisine yüz vermediği için alçaklaşan ve alçaklaştıkça adileşen çok insan gördüm. Hâlbuki sorsanız kendisinden iyisi yoktur.
11. “İnsan insanın aynasıdır” sözünü buraya yazmakta yarar görüyorum. Olur da biri ayna arar kendine!
12. Bazı insanlar dipleri severler. Her mutluluktan acı çıkarmayı, her beyaz geceden karanlık damıtmayı isterler. Böyle hastalıklı tiplerden uzak durmak gerekir.
13. Bazılarının mutluluğu bazılarının mutsuzluğudur. İnsan kötü bir varlıktır.
14. Niyetlerin arkasında da niyetler olabilir. Kişi, kalbinin en derinindeki niyetinden habersiz olabilir ama bu niyet o kişinin kalbinde oluşmuştur. Bunu da unutmamalı!
15. Sapıklık insana mahsustur. Tutku derecesindeki istekler kişiye sapıklık yolunu açabilir. İnsan tutkularına gem vurdukça insanlaşır. Hodri meydan!
16. Burada yine ölümü hatırlatmak istiyorum. Çünkü yaşamak aslında ölümün huzurunda yaşamaktır. Ve madem ölüm var, insan neyin peşinde koştuğuna bir kez daha bakmalıdır. Her koşu aslında başka bir koşunun antrenmanıdır.
17. Seneca, ölümün herkesi eşitlediğini söyler. Elhak doğrudur. İnsanlar sadece ölümü deneyimlemekte eşittir. Dünyada eşitlik aramak ütopyadır. İnsan, eşit olamayacak kadar menfaatlerine bağlı kötü bir varlıktır.
18. Hayvan ölür toprak olur. İnsan ölür sorgu başlar.
19. Günlük hayatın koşuşturmacası ve kayıtsızlığı insanı düşünmekten alıkoyar. Yani insanı insan olmaktan alıkoyar. İnsan soyunu devam ettirmek için soysuzlaşır.
20. Ölüm beklenmez. Bilakis ânın içinde yaşanır. Gelecekte ölümü aramak beyhude bir çabadır. Anlaşıldı sanırım!
21. İnsan yine de ümit etmek istiyor!
Sulhi Ceylan
6 Yorum