Son dönemde Edebifikir yazarlarına bir haller oldu. Bunun farkındayız ve her şeyin Mustafa Çolak’ın evlenmesi ile başladığının da farkındayız. Bize ne oldu derken yazarlarımızın marketlerden çıkmadığı, ellerinde poşetlerle mahallelerine geri döndüğü konusunda istihbarat aldık ve bizde yazarlarımızın market macerasını takibe aldık. Keşke almasaydık!
***
Mustafa Çolak, marketten çocuk bezi alırken görüldü. Evet, bildiğiniz bez.
Aydoğan K’nın, markete girerken cebini yokladığı ve kapitalist sisteme küfür ettiği duyuldu.
Davut Bayraklı, market çıkışı ellerinin poşetlerle dolu ve yüzünde sebebini anlayamadığımız bir gülümse ile görüldü. O esnada telefonu çaldığı ve “Efendim hayatım” diyerek kıvrılan yollarda kaybolup gittiği gözlemlendi.
Mehmet Raşit Küçükkürtül, marketin önünden geçerken “Buralar bize göre değil, aristokratlar markete girmez.” dediği duyuldu.
Sulhi Ceylan, kandırdığı 20 genç ile birlikte marketten çıkanları döverken görüldü. “Ayol bu çocuk deli!” diye kaçışan teyzeler soluğu mahalle muhtarında aldı. Meselenin mahkemeye aksedeceği düşünülüyor.
Bilal Can, marketten 25 paket makarna satın alırken görüldü. Nedense makarnalara bakarken ağzı sulanıyordu. Makarna fabrikaları Bilal aleyhinde dava açacak deniyor.
Ömer Ertürk, markete girdiği ve bir daha çıkmadığı gözlerden kaçmadı.
Abdullah Karaca, önüne gelen her markete girip, kasiyer kıza “Leyla buradan alışveriş yaptı mı?” diye sorduğu ve “Tabiî ki de hayııır!” cevabını her alışında ayrı bir hüzne daldığı görüldü.
Muharrem Cezbe: Herhangi bir markette göremedik. Sadece mahalle bakkalına uğruyordu.
Serdar Kocabaş: Market market dolaşıp mutlu olduğu, alışveriş yapmadıkça gününün güzel geçmediğini ifade eden sözleri sosyal medyada dolanıyor.
Emre Baştuğ: Yeni marketler aradığı, bu ara gözünü Uzay marketlerine çevirdiği arkadaşlar arasında konuşuluyordu. Yakında Irak marketleri ile Bosna marketlerini mukayese eden bir kapitalizm tenkidi yazabilir.
Onur Peyk: Marketler hakkında güzellemeler yazdığı söyleniyor. “Evlilik Arefesindeki Bir Türk Erkeğinin Marketlerle İmtihanı” başlıklı postmodern bir roman kaleme alacağı yönünde iddialar var.
Süleyman Mete: Kasiyer kızla ağız dalaşına girdiği ve kızı hüngür hüngür ağlattığı görüldü.
Mustafa Yıldız: Ferrari’sini park edebileceği bir market olmadığı için AVM’lere gidiyor.
Mehmet Erikli: Dalgın ve süzgün bir edayla baktığı için kasiyer kızın kendisine taciz edildiğini iddia ederek bağırdığı ve genç hikâyecinin ayıkıp olay yerinden her zamanki suskunluğuyla uzaklaştığı dikkati çekmedi.
Ahmet Özcan: “Levent’te en yakın AVM” paralosıyla yaşadığı ve gittikçe kapitalistleştiği için yazamadığı ve gece rüyalarında eski mahallesinde marketin önünden geçtiği tahmin ediliyor.
Mücahit Emin Türk: Bir AVM yaktığı ve kayıplara karıştığı, “Marketleri de yakacağım, mahalle bakkalları kalacak bir tek!” diye yemin ettiği anlatılıyor.
1 Yorum