“Kılıbık kavramına şiddetle karşıyım. O kavram tamamen bir uydurmaca. Kavramın aslı “kanı-ılık” olacak. Birileri lügatlerle oynuyor anlaşılan.” Davut Bayraklı
“Hüznü sevmemiz boşuna değildi beyazlara karşı siyahlardık.” Bilal Can
“Delicesine kendinizi paralıyorsunuz; önünüze atılan kemiklere var gücünüzle saldırıyorsunuz. Her şeyi anlamak, kavramak, bilmek, çözmek zorunda olduğunuzu hissediyorsunuz. Niye ki?” Aydoğan K
“Koskoca dünya bir minibüse sığar, sen yine de dışarıda kalırsın…” Sulhi Ceylan
“Kadınlar evet dediğinde bu evet demektir. Hayır dediğinde de bu evet demektir. Özür dile ve yeni bir başlangıç yap.” Aydoğan K
“İçinizden bazı gafiller, erkeğin durumunda ne varmış gibi tuhaf cümleler kurabilir. Allah onlara hidayet etsin!” Mücahit Emin Türk
“O kadar dik kafalı adam tanıyorum ki! Bu adamlar Karadeniz’in o virajlı yollarında bu dik kafayla nasıl gidiyorlar anlayabilmiş değilim.” Davut Bayraklı
“Çok yazı yazanlar üçe ayrılır: Çok yazanlar, durdukları an yazmaya başlayanlar ve Bilal Can” Aydoğan K.
“Evlenince elinize ne mi geçecek? En zor ekonomik koşullarda sabah kahvaltıları, akşam yemekleri ve zamanlı zamansız istediğiniz demli çaylar! Ben bunları zaten elde ediyorum diyen varsa, şunu bilsin ki sabahları kese kâğıdı içinde başkaları görmesin diye sakladığın o poğaçalar yüzünden tansiyon ve kolesterol sorunu yaşıyorsun ve yaşayacaksın da!” Davut Bayraklı
“Anti-Kapitalist müslümanlık dediğiniz şey, yer çekimsiz bir ortamda profiterol yemek gibi bir şeydir. Yemeği beceremeyeceğiniz gibi, üstünüzü başınızı da berbat edersiniz. Kısaca hiç bir anlamı ve izahı olmayan aptalca bir iştir.” Davut Bayraklı
“Kadına ne zaman, hangi konuda itiraz ettimse, sonunda onun dediklerini yaptığımı gördüm. Ya beni efsunladılar ya da ben gereksiz itirazlarla zamanımı öldürdüm. Her iki durumda da anlamsız bir iş yapmışım demek ki! Kadına itiraz etmek bitmiş bir maçın gollerini iptal ettirmeye benziyor. Anlamsız ve sonuçsuz bir durum.” Davut Bayraklı
“Yaşamak için mutlu olmak zorunda değiliz. İyi olmanın yolu huzursuzluktan geçmeli. Huzursuzluk, yani insanı sarsan zaman aralığı. Neden mi böyle olmalı? Çünkü kendimize çok az geliyoruz ve bu iç darbe (huzursuzluk) bizi kendimize yakın tutuyor da ondan. Bir de insanın uçuculuğu var hesapta. Bu benim saham değil. Bu “uçuculuğu” ve aslında bir gün kendimizden de azat olacağımız gerçeğini Sulhi Ceylan tanımlamalı.” Mehmet Erikli
“Mehmet Erikli hangi gizli servise çalışıyor bilmiyorum fakat çalıştığı hücrede hiç kadın olmadığı hâlinden anlaşılıyor.” Mükerrem Mete
“-Bazen ölümü arzuluyorum abi!”(Davut Bayraklı) “-Yerin altında geçecek bir milyon yıl, yerin üstünde geçecek on dakikayı karşılamaz. Ölümü arzulama!” Dervişin Birisi