Edebifikir Ütüsüz Gömlek-Temiz Toplum Beyannamesi

İnsan, neden elbisesini ütülemek ister? İki bin yıldır bu soruya makul bir cevap verilememesine rağmen insanlar hâlâ elbiselerini ütülemeye devam ediyor. Metal tavalar, düzleştirici taşlar derken 1882 yılında Henry W. Seely tarafından icat edilen elektrikli ütü ile serencamımız bir türlü bitmiyor. İki bin yıl önce odun kömür yakılan tava şeklindeki ütüden şimdi buharlı, dokunmadan düzelten ütülere geldik. Geldik de ne oldu! Bir Allah’ın kulu da çıkıp kardeşim ütü yapmanın hiçbir tutarlı tarafı yok. Buruşukluğun da kötü olduğuna dair hiçbir delil yok, diyemiyor. Ütü ile kurulan ilişkinin mahiyeti ise muamma… Son araştırmalar ütü yapanların yaşlılık dönemlerinde akıl sağlığını yitirdiğini ve hatta ütü yaparken kendilerini ütülemek istediklerini ortaya koydu.

***

1850’li yıllara kadar Kilise, Eski Ahit’te var olan bilgilerin dışındaki her şeye karşıydı. Büyük bir kesim, akıl hastalığının sebebini, insanın içine şeytan girmesi ile açıklıyordu. Yıldırımı da şeytanın gazabı olarak görüyorlardı. İki binli yıllarda ise değişen bir şey olmadı. Modern insanlar elbiselerinin içinde olduğuna inandığı şeytanı yakarak yani ütüleyerek temizliyor!

***

Lafı uzatmadan direk söyleyelim: Ütü yapmak gibi dünyanın en fuzuli işlerinden birinin insan sağlığına verdiği zararlar saymakla bitmez. Bilhassa sabahın erken saatlerinde buz gibi suyla yapılan sinekkaydı tıraşın verdiği acı ve huzursuzluk, uyku mahmurluğu ve uyuşuk kasların gerginliği ile yapılan ani ütüleme hareketleri kas yırtılmalarına, baş dönmesine, mide bulantısına, eklem ağrılarına ve kalp spazmına yol açabilmektedir. Bu uğurda, ömürlerinin baharında, İtalyan kesim gömlek giymeye zorlanan nice katılım bankası memuru, nice gencecik evladımız bir yediveren gülü koklamadan toprağın altına girmektedir.

***

Tercihe matuf bir durum olmayan, yapısal reformcu bürokratların ve özel sektör beyaz yaka cemiyetinin icbarıyla bir gelenek halini alan gömlek ve kumaş pantolon giyme zorunluluğunun oluşturduğu zaman israfı son yüz yılda hat safhaya ulaşmıştır. Sayısal veriler çığ gibi büyüyen tehlikenin boyutlarını gözler önüne sermektedir. Türkiye’de masa başı tabir edilen işlerde emek arz eden bir devlet memuru ortalama 40 yıl boyunca çalışmaktadır. Bir yılda 52 hafta vardır. Kafa izinleri, idari izinler, hafta sonu izinleri ve yıllık izinler düşüldüğü takdirde bu rakam 48 hafta bandına ulaşmaktadır. Bir hafta 5 günden mürekkep bir zaman diliminden oluştuğuna göre, 48×5’ten 240 gün rakamına ulaşırız ki bu rakam, 1 senelik süre zarfında ütülenmesi gereken gömlek ve pantolon sayısının 480’e tekabül ettiğini göstermektedir. 480×40’tan ulaşacağımız 19.200 gün sayısı ise zaman israfının vahametini, insan ömrünün nasıl çarçur edildiğini, tehlikenin büyüklüğünü tüm çarpıklığıyla gözler önüne sermektedir.

****

Nizami ütüleme endeksi baz alındığında TUİK verilerine göre yüzde 25 oranında pamuk içeren sentetik bazlı gömlekler ortalama 10 dakika 47 saniye, kumaş pantolonlar ise 7 buçuk dakika 25 saniyede ütülenmektedir. Marjinal fayda kat sayısı ve sabah mahmurluğu indeksi de hesaba katıldığına bir gömlek ve pantolonun ütülenmesi için ayrılan zaman 19 dakika 53 saniyeyi aşmaktadır. Pi sayısı 3.14 kabul edilirse ortalama bir memur, 19200×19’dan 365.050 dakikalık devasa bir zaman kaybıyla ömür sermayesini malayani bir uğraşla berhava etmektedir.

***

Akşam saat 22.00’dan sonra elektrik kullanım ücretlerinin minimum seviyeye düşmesinden dolayı, asgari ücretle geçinmek zorunda olan dar gelirli tasarruf sahipleri ütü işini günün son demlerine bırakmaktadır. Uyku, tefekkür, taat, sükûnet ve meşveret saati olan bu vakitlerde dağ gibi elbiseleri ütülemeye çalışmak hayatın insicamına ve insanın fıtratına terstir.

***

Hilafetin ilgasından bu yana prizde unutulan ütüler devasa yangınlara sebebiyet vermektedir. Küçük kıvılcımlarla büyüyen alevler diğer evlere de sıçramakta, bazen tüm mahalleyi, hatta bütünüyle bir şehri saran yıkıcı felaketlerle büyük çapta can ve mal kaybıyla karşı karşıya kalınmaktadır.

***

İnsî ve cinnî şeytanların vesveseleri, dünyanın ağırlığı, heva, muhtelif havatırların ve dahi vehimlerin katli uğruna nefsin tezkiyesiyle uğraşan insanlarımız, hiç dertleri yokmuş gibi bir de modern bir kalp hastalığı olarak tanımlanan “Ütü Obsesyonu” ile cebelleşmek zorunda bırakılmaktadır. “Acaba fişi çektim mi?”,  “Hiiii ya unuttuysam!”, “Ütüyü kapattığıma eminim ama ya fişte kalan priz kısa devre yaparsa?” kabilinden kalbe ekilen fitne tohumları necip milletimizin ruhî buhranlarını hat safhaya çıkarmakta, çiçeği burnunda psikiyatristlerimiz takıntılı bireylerle uğraşmak zorunda bırakılmaktadır.

***

Kentucky Üniversitesi Tarih Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Ord. Prof. Dr. Ömer Ertürk’ün UNESCO’ya sunduğu rapora göre; ütü kavramı hayatımıza Türkiye’nin modernleşme sürecinde kolalı gömleklerin üretilmesi ile girmiştir. Batı şapkaları, iskarpinler, rugan ayakkabılar, franklar ve smokinler gibi kolalı gömlekler de, Cemil Meriç’in ideoloji tanımından mülhem, idrakimize giydirilmiş deli gömlekleridir. Bu toprakların insanları, kendir tohumunu kendilerinin ekmediği, ipini eğirip kumaşını dikmediği Frankon tarzı gömlekleri giymeye icbar edilerek terakkinin çarklarında ezilmişlerdir.

***

Tanzimat’ın ve meşrutiyetin ilgasından sonra kültürel motiflerini bir bir yitiren kadim Türk milleti, 1950’leri takiben kapitalizmin tasallutu altına girmiştir. “Ütü Devrimleri” adı altında palazlanan nevzuhur sanayi alanlarında emek arz etmeye mecbur kalan cefakâr insanımız, Almanya başta olmak üzere Avrupa memleketlerine göçe zorlanmış ve nihayet bin yıllık tarım ekonomisi, yerini ütü destekli kimyasal sektörlere bırakmıştır.

***

Çamaşırların sözde kolay ütülenmesi, güzel ve uzun süreli kokması adına sentetik bazlı kimyasallarla üretilen yumuşatıcılar kanserojen içermekte, böylelikle nesillerin genetiğiyle oynanarak aile bireyleri teker teker zehirlenmektedir.

***

İşlem kolaylığı için ütü masalarının üzerine serilen alüminyum folyolar ve yüzlerce markadan oluşan ütü ve masa setleri borsada büyük işlem gören tahvillerle piyasayı speküle etmekte, ürün çeşitliliği ve fiyat rekabeti ile monopol piyasada satışa sürülen markalar kapitalizmin arkına su taşımaktadır.

***

Bütün bunlar bir yana çamaşırları ütülü olarak yıkayıp kuruttuğu iddia edilen nevzuhur çamaşır makinelerinin tedavüle sokulduğunu öğrenmemiz bardağı taşıran son damla olmuştur. Gazete, televizyon ve sosyal medyada bolca reklamı yapılan bu yeni şeytanî ürün çoktan kadınlarımızın aklını bulandırmaya başladı! Edebifikir İstihbarat Ajansının edindiği bilgiye göre kılıbıklık mezhebini terk ederek tüyübüklük ideolojisinin fikir babalığına soyunan yazarımız Bahadır Dadak ve ikinci çocuğu olduktan sonra Edebifikir’i üç talakla boşayan “yazamazımız” Celâl Kuru, eşlerinin baskılarına dayanamayarak birkaç yıl önce aldıkları çamaşır makinelerini spotçulara satmak ve kapitalizmin bir truva atını daha evlerine sokmak zorunda kalmışlardır.

***

Feyyaz Kandemir, Ömer Can Coşkun ve Mehmet Raşit Küçükkürtül gibi ütülü gömlek ve kumaş pantolon giymekten karıncanın tırnağı kadar hicap duymayan kamu haricileri istisna, bizler, Edebifikir ailesi olarak mazlum Türk halkı adına, ilgili mercilere sesleniyoruz. Bu zulme dur deyin! Ütüsüz kıyafet giymek anayasal haktır ve engellenemez. Kapital sermaye odaklarının karnını genişleten, devlet bürokrasisine taş koyan, evlatlarımızı zehirleyen, kalifiye işçi göçleriyle yerli ve milli sanayiyi baltalayan, insan haysiyetine sığmayan ütü uygulamalarına bir an önce son verilsin.

***

Sözün özü ütü yapmak bir rahatsızlığın belirtisidir. Kişiliği ile tanınmamak ve kendini olmadığı biri gibi göstermek isteyen kadın ve erkeklerin bir nevi elbiselerine yaptığı makyaj hükmünde olan ütü, karakter zayıflığının göstergesidir. Evet, ütü yapanlar kendilerinin değil başkalarının hayatını yaşayan birer zavallı hükmündedirler!

Edebifikir

 

 

DİĞER YAZILAR

8 Yorum

  • Ali , 01/03/2023

    Futbolcular içinde kirli sakal modası çıkınca gençlerin de sakal bırakması, bazı tarihi dizilerde uzun sakallı jonler dünya markası bir jilet firmasının yıllık cirosunun bir kaç milyar dolar gerilemesine vesile olmuş. Aslında bu olay saçma bir dizideki tutulacak bir karakterle çözülür gibi. Yeter ki iyi reyting alabilecek kurgusu olsun.

  • J.P. Ütü , 24/02/2023

    1: Ütüye durmadan atıp tutanlar var. İnsanoğ­lunun bütün üzüntüleri ütüye bağlanıyor. Ama bütün zevklerin kaynağı da ütü olduğu unutuluyor. Ütünün yapısında öyle bir öğe var ki, ne çok iyidir denebilir, ne de çok kötü. Ama bana üzüntü veren şu ki, ütüye hep kötü yönden bakılmaktadır. Bununla beraber, insanı yüksek şeylere ulaştırabilen ancak ütüdür. Ütü olmaksızın ne eserlerde yücelik arayın, ne de ahlâkta. Ütü olmaksızın güzel sanatlar çocukça bir oyun, erdem ise kılı kırk yaran bir nitelik olurdu.
    2: Çok iyi ütülenmemiş ortalama bir gömlek; sıradan insanlar oluşturur. Yurdumun kurtuluşu söz konusu iken oturup düşmanı beklersem sıradan bir yurttaş olurum. Bir dost tehlike içindeyken ben gözlerimi dört açarak kendi hayatı­mın kaygısına düşersem dostluğum hesaplı bir dostluk olur. Hayat benim için sevgilimden daha tatlı ise, düpedüz bir âşıktan farkım yok demektir.
    3: Az ütülenmiş bir gömlek; büyük adamları küçültür. Bu gömleği giymek; doğal büyüklüğü ve gücü yok eder. Şu ağaca bakınız, gür dalları olduğu için onun altında serinlik ve gölge bulabilirsiniz; kış gelip yapraklarını dökünceye kadar onun tadını çıkarabilirsiniz. Ütüye aşırı bağlılık, hele ihtiyarlıkta yaratılan eserleri etkilediği zaman, şiirde, resimde, müzikte daha da olgun eserler elde edilir.
    4: Bana denecektir ki, Öyleyse jilet gibi ütü yapmak bir mutluluktur. Evet, şüphesiz öyledir, ama gömlek ve pantolon arasında bir birlik, bir uyum olursa. Ütülü kıyafetler arasında uygun bir denge kurdunuzmu, bir bozukluk olabileceğinden hiç korkmayınız. Eğer umut korkuyla, şerefini koruma yaşama sevgisiyle, eğlence eğilimi sağlık kaygısıyla denkleştirilirse ortada ne çapkın kalır, ne cüretkâr, ne de korkak.
    5: Ütüyü yok etmeyi ileri sürmek zırdeliliktir. Hiç bir şey istememek, hiç bir şey sevmemek, hiç bir şey duymamak için bir cezbeli gibi kendine eziyet eden som sofunun bu tatlı hayali gerçekleşmiş olsaydı, ortaya tam bir ucube çıkmış olurdu.

  • ûtü'l kulûb , 24/02/2023

    İnsanın ütü yapıp yapmama seçimi, bir tercih muhakemesi içinde doğar ve bu seçim çeşitli gereksinimlerimizin ve çıkartanınızın bir uyumunu ifade ediyorsa akıllı ve iyi bir seçimdir. Kötülükler ve karakter bozuklukları genelde yanlış yönlenmiş tercihlere ve ben’in eksik veya parçalanmış bir uyumuna yol açarlar. Bazı atılgan itkiler veya uyumsuz tutkular başka her tür düşünceyi sert bir şekilde bertaraf ederler ve bizi, karşı güç ve alıkoyma olmadan, düzensiz şiddetlere veya terkedişlere iterler. Obur, ayyaş, sefih bu ütüsel yıkımın genel örnekleridir: ütüsüzlük. Ama, bu durum ruha egemen olan diğer nedenler başımızı döndürdüğü zaman da gözlemlenebilir. Kemirici kıskançlık, çekememezlik, düzensiz tutku, cimrilik, intikamsal öfke, üzüntünün perişanlığı veya kör bencillik, -tüm yanılsamalar ve tutkunun tüm ayaklanmaları dengeli muhakememizi başarısızlığa sürükleyebilir ve bizi ölçüsüz ve yıkıcı aşırılıkların içine sokabilir.

    Düzenli devletin her zaman taraflı kafanın düzensizliğine veya şiddetine karşı korunaklı olması gibi yaşamımızın akılcı dengesi, ancak ütünün değişmez ve kararlı bir kontrolü sayesinde sağlanabilir. Her düzensizlik başlangıcına karşı bu ütüsüz uyanıklık, davranışımızın dengesini ve uyumunu korumadaki bu güçlü kaygı ılımlı olma erdeminde ifadelerini bulurlar. Burada kendini kontrol, tam ve bütün ben tarafından, her tercihten ve her eylemden ben’in ifadesini oluşturacak ve davranışın bir uyumunu gerçekleştirecek şekilde, özel her tutku veya çıkar üzerine uygulanan kontrolü belirtir. Bu, her şey yerinde ve zamanında yapılmış olarak yaşamın düzenlenmesindeki kargaşasız, belirli bir uyumu varsayar. Roma ılımlılığının anlamı da böyle imiş gibi görünüyor. Eski Yunan’da ılımlılık kavramı, tüm isteklerin ve duyguların zekanın yönetimine tabi olması amacıyla tutkuların akılcı bir kontrolünü ifade ediyordu. Sağlıklı bir düşüncede hiçbir duygunun veya geçici görüşün muhakemeyi gerekliğinden fazla etkilemesinin kabul görmemesi gibi, davranışta, sağlığımız ve zihin bütünlüğümüz isteklerimizin ve yanlılıklarımızın aklın ütüsüzlüğü kuralına tabi olmasını gerektirmektedir.

  • Musa Hitay , 02/02/2023

    YAPMAAA

  • Güç ve Estetik Mixlendi , 01/02/2023

    Bu bombardımanın güzelliğine gölge düşürmek olmazsa şayet, son ütü bükücü mesleğini nereye yerleştireceğiz?

  • ütüsüz kıyafetler için el ele , 01/02/2023

    Edebifikir editörü bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında bir dene bile ütülü gömlek and pantolonunun kalmadığını görür ve her ütü yapması gereken günlerde olduğu gibi gene “neden ütü yapmak zorundayım?” sorusunu kendine sora sora o gün giyeceği gömlek ve pantolonu alıp ütüye ve kocası masasına ters bir bakış atarak ütü yapmaya başlar. Sonra editör, yazar ve dahi şair olmanın verdiği yetkiye dayanarak bunu araştırmaya koyulur ve bu işin saçmalığını neden aziz ve cefakar edebifikir okuyucularına haykırmıyoruz diyerek yazıyı yazmaya koyulur. Hem belki yazıyı okuyan milyonlar bize hak verip ütü yapmayı bırakarak bir eylem yapıp ütüsüz ve müreffeh bir dünyayı kabullendirebilirler diye düşünür, bu düşünceler, sorgulamalar sebebiyle okumuş olduğunuz yazı ortaya çıkmıştır.
    Efendim ütü yapmak zorunda değilsiniz, bendeniz dahi çalışacağı işte ve stajını gördüğü meslekte bir forma giymek mecburiyetinde ama o formayı ütülemeden bir çok kez staja gittim. Sonra ne oldu dersiniz. Hiçbir şey evet hiç ama hiçbir şey olmadı. Önlüğümün çizgilerine baka baka stajımı da yaptım, pek muteber hocalarımın önüne çıkıp o gün içerisinde neler yaptığımı da anlattım bir şey olmadı sadece bir kezcik bir hocacığım önlüğümün çizgilerine bakarak staja gelirken üstümüze biraz daha çeki düzen verelim dedi o kağa. Ondan da bişeycik olmaz. Sözün özü söylemek istediğim bu duvarları bu zorunluluğu kendiniz koyuyorsunuz kimse bişey demez. Ütüsüz gitseniz bile insanlar üstünüz jilet gibiymiş gibi davranıyor genelde, denenmiş onaylanmıştır. Tüm bu açıklamalarımıza rağmen şeytanın vesvese ve desiselerinden kurtulamayıp hayla ya müdür beni odasına çağırır ve neden ütüsüz kıyafetle işe geldin diye sorarsa gibi düşünceleriniz varsa böyle bir olayla karşılaştığınızda ne yapmanız gerektiğini söyleyeyim: küresel ısınma almış başını gidiyor, ütü kullanırken kullandığımız su ve elektrik küresel ısınmaya daha çok hizmet ediyor bilmem farkında mısınız? yıl olmuş 2023 siz hala kalkmış neden işe ütüsüz kıyafetle geldin diye hesap soruyorsunuz lütfen şu yaşadığımız gezegeni de biraz düşünün ve ütüsüz kıyafetle de işimde aynı performansı göstereceğimi göz önünde bulundurarak gezegenimizi iyileştirmeye yönelik kurallar getirin! deyiverin.

    • Ütülü kıyafetler huzurlu yaşam , 02/04/2023

      Fikrim değişti ütülü kıyafetleri savunuyorum artık. Bu konu telegramda konuşulduğunda bazı arkadaşlarımız ütülü kıyafet sünnet demişlerdi, haklılar. Zira Efendimiz aleyhiiselattu vesselam – her konuda olmamakla beraber- içinde bulunduğu toplumun normlarına göre hareket etmiştir. Atladığımız nokta o normları da yaratan Allahtır Azze ve celle ve efendimiz aleyhiiselattu vesselamı o topluma indiren de Allahtır Azze ve celle. Şöyle örnek verelim daha iyi anlatabilmek için mesela bir imam düşünün halkın ne düşündüğünü önemsemeyip kot pantolon kapri vs. giyiyor. Halkın gözünde sıfırlanmaz mı o imam. Şimdi siz diyeceksiniz ki biz de onu diyoruz neden halka göre hareket ediyor. Hayır imamın halkta tecelli eden hakka göre hareket etmesi gerekiyor bunu hakkal yakin yapamıyorsa bile takliden yapması gerekir zira imam halkın nazarında ilmin temsilcisidir ve ilmin izzetini korumak için üzerine giydiği kıyafete önem vermesi gerekir. Ütülü kıyafettede mantık aynı usulsüz vusül olmaz demiş büyüklerimiz. Çalışılan işe göre oraya usulüne uygun kıyafetler tercih edilmeli burada bir nokta var ki çok önemli farzın dışına çıkmadan bu yapılmalı yani hanımlar için tesettür son derece önemli bir çizgi erkekler için de keza aynı şekilde.

    • çok doğru , 04/04/2023

      çok doğru gerçekten

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir