toparlanın gitmiyoruz’un yeniden neşri vesilesiyle

(hatıra eskiz defteri – 3)

1.

ismet özel’in kitapları dışında kalmış metinleri “toparlanın gitmiyoruz” serlevhası altında üç cilt hâlinde daha evvel neşredilmişti. birinci ve ikinci baskısı, ebabil yayınları arasından çıkan “toparlanın gitmiyoruz”un genişletilmiş ve gözden geçirilmiş üçüncü baskısı TİYO (tam istiklâl yayın ortaklığı) neşriyatı arasından çıktı. ebabil’deki ilk iki baskıda iç kapakta, künye kısmında “hazırlayan: osman özbahçe” ismini buluyoruz. TİYO’daki künyede sadece “yayınana hazırlayan: DİMDER” ibaresi var. ebabil’deki neşrin osman özbahçe’nin ismet özel’e duyduğu bağlılıkla kendiliğinden gelişmiş bir şahsî arşive ve osman özbahçe’nin zaten yayıncılık içerisinde yer alan arkadaşları, ismet özel okurları yardımına dayalı olarak meydana getirildiğini söyleyebiliriz. özbahçe’nin “hazırlayan: osman özbahçe” ibaresini koymak istemediğini fakat ismet özel’in bunun konmasını talep ettiğini yine osman özbahçe’nin kendisinden işitmiştim. burada, osman abi’nin mahviyetkâr davrandığı, ismet başkan’ın ise temkinli durduğu görülüyor. ömrünce, kitaplarını istediği gibi neşretme imkânı bulamamış, karalisteci tavırlara ve yayınevlerinin yetersizliklerine maruz kalmış bir ismet özel’in temkinli olması anlaşılabilir.

osman abi’nin “toparlanın gitmiyoruz” üzerine epey mesai harcadığını, samimî ve hasbî çaba gösterdiğini ben de şahitliklerime ve bu kitap üzerine kendisiyle aramızda geçen sohbetlere dayanarak söyleyebilirim. kitabın ikinci baskısından evvel son okumaları sadece kendisi yapmamıştı. üç cildin de provalarını ayrı ayrı spiral yaptırıp kargoyla ankara’dan maraş’a, bana gönderdiğini ve bir hafta içerisinde okuyup teslim etmemi istediğini hatırlıyorum. 2010 yaz mevsimi olmalı. o vetirede, idris ekinci’nin de ikinci baskı için emekler verdiğini hatırlıyorum ki o da sivas’taydı. 1963’ten başlayarak 2000’lerin başına kadar gelen üç ciltlik, 1189 sayfalık kitap ismet özel’in dünyasına biraz daha yaklaşmama vesile olmuştu. hatta okuma yöntemi olarak, bazen, bir hafta iki hafta kapanıp tek bir eserle uğraşmanın çok verimli olabileceğini o zaman görmüştüm. bu tashih faaliyetinden bir sene sonra da ismet özel, kahramanmaraş’a “istiklâl için ihtiyar” konferansını vermeye gelmiş, eski otogar muhitindeki hz. osman camiinin karşısındaki ara sokakta tanışmış, beraber namaz kılmıştık.

2.

“toparlanın gitmiyoruz”un tashihiyle meşgul olmak, beni de zamanla, kendiliğinden bir ismet özel arşivi tertip etmeye, ismet başkanın yazdıklarını biraz da yayıncı kafasıyla değerlendirmeye sevk etti. osman özbahçe’nin teşebbüsü, ismet özel’in kitapları dışında kalmış yazılarına dair ilk derleme çabası olduğu için elbette birçok metin eksikliği beklenebilecek bir şeydi, ayrıca bu metinlerin nasıl bir yolla kitaplaşacağı meselesi de kendisini hissettiriyordu. TİYO’dan çıkan üçüncü baskıda (henüz ilk iki cildi çıktı, üçüncü cilt muhtemelen ocak 2024 içerisinde çıkmış olacaktır) kitabın birçok yeni metinle hacminin arttığı görülüyor. daha şimdiden ilk iki cilt 1494 sayfa tutuyor, dahası bu baskıda kitabın ebatları da büyük. ebabil’deki ilk iki baskıda 13,5 x 21,5 cm olan ebatlar, TİYO’daki üçüncü baskıda 16 x 23 cm ebatlarına çıkmış. ilk iki baskıyla önemli bir fark da metinler, kronolojik sıra gözetilerek tertip edilmiş.

üçüncü baskı için osman özbahçe’nin emekleri de var. önceleri, osman abi kitabın dört cilde çıkacağını söylüyor ve tespit ettiği yeni metinleri kitaba ilâve ettiğini söylüyordu. kendisiyle yazışmalarımıza bakınca, en son 18 temmuz 2020’de “raşit kitabı tamamladım, tiyoya teslim ettim, çalışmayı kapattım, yardımların [için] çok çok teşekkür ederim” diye yazmış. osman abi’nin sözünü ettiği teşekkür de yeni metinlerle alâkalı. güzel bir tesadüfle, kahramanmaraş’ta 21 nisan 2006’daki “toparlanın gitmiyoruz” konuşmasının video kayıtlarını arif ceyhan’da (ismet başkanı dâvet edip imza ve konferansı tertip eden işler kırtasiye’nin sahibi) olduğunu öğrenmiş, bir kopyasını mevzumuzun konusu kitap için rica etmiştim. osman abi’nin birçok vesilelerle takviye ettiği dosyayı 2020 yazında TİYO’ya teslim ettikten sonra 2023 yazına TİYO’daki arkadaşlar bütün metinleri inceleyip dosyayı daha kâmil getirdiler. üçüncü baskıyla ilgili tanıtımlarda üç yıllık mesailerini kitabın “yepyeni bir kitap olarak okur karşısına” çıktığını vurgulayarak ifade ediyorlar: “Fahri Genel Başkanımız Şair İsmet Özel’in Toparlanın Gitmiyoruz kitabı TİYO neşriyatına dahil oldu. Büyük boy ve üç cilt olarak neşredilen kitapta İsmet Özel’in “Sorulunca Söylenen” kitabında yer almayan mülakatları, konuk olduğu televizyon ve radyo programları, soruşturmalara verdiği cevaplar, Toparlanın Gitmiyoruz ve başka vesilelerle verdiği konferansları, basın toplantıları, paneller, seminerler ve açıkoturumlardaki tebliğleri, kitaplarına girmemiş yazıları ve sair metinleri yer alıyor. Yepyeni bir kitap olarak okur karşısına çıkan Toparlanın Gitmiyoruz’daki metinlerin büyük bir kısmı ilk defa neşrolunmakla beraber önceki edisyondaki metinlerin hataları, yanlışları, noksan ve fazlalıkları da esas kaynaklardan kontrol edilerek giderildi.”[1]

3.

“toparlanın gitmiyoruz” ile beraber ismet özel’in bütün kitaplarının nasıl neşredileceği üzerine farklı fikirlere, yorumlara, değerlendirmelere ihtiyacımız olduğu kanaati oluştu bende. ismet özel, türk şiirindeki türkçedeki yerine nispetle yayın kalitesi bakımından şiirlerini, yazdıklarını türk milletiyle buluşturamamış bir şairimiz. mesela çıdam yayınları’nın neşrettiği erbain’e kadar ismet özel’in herhangi bir şiir kitabı baskısı, kâğıdı, tasarımıyla içe siner bir şekilde hiç yayınlamamıştı. çıdam da bilindiği gibi şairin kendi kurduğu bir yayıneviydi[2]. erbain’in çıdam’dan çıkan neşrine işaret etmemden ötürü akla “çatlıycak kadar aşkî” kitabı gelebilir. fakat onun da kabı güzel olmakla beraber, şiirler tashihe muhtaç vaziyette çıkmıştı. anlaşılan o ki ismet özel’in yazdıkları üzerine düşülmediği, titrenmediği için ismet özel dışından bir yerden onun kitaplarına dair güzel bir yayın çabası artık gelmeyecek. TİYO’nun da “şiir resitali” kitabı örneğinde olduğu gibi şaire dair “özel” işler çıkarmasını da bekleyebiliriz. mesela “of not being a jew” içerisinden “savaş bitti” şiiri müstakil bir kitap olarak, erbain’in cep boy yayınlanması gibi yahut “şiir resitali” kitabında olduğu gibi daha koleksiyonluk bir yapı içerisinde neşredilebilir. “savaş bitti”nin muhtelif çizimler, fotoğraflar hatta yanında verilecek bir CD’de çeşitli şarkılar, seslendirmelerle sunulması da düşünülebilir. yahut ismet başkan’ın “partizan – amentü – savaş bitti” sıralamasına işaret etmek üzere, bu üç şiirin birlikte neşredildiği bir kitap düşünülebilir. bundan başka, muhtelif kitapları içerisine dağılmış şiir yazılarının hepsini ihtiva eden -“şiir okuma kılavuzu”ndan ayrı bir edisyon olarak- büyük boy, hacimli, tek cilt olarak “hayatımı verdim şiirimi aldım” kitabı hazırlanabilir. şairin kitaplarını okuyanlar fark edecektir ki “şiir okuma kılavuzu” dışında en az onun hacmini tutacak kadar şiir yazıları, röportajları muhtelif kitaplarına dağılmış vaziyette vardır.

“toparlanın gitmiyoruz”un genişletilmiş ve gözden geçirilmiş üçüncü baskısı, ismet özel’in kitapları dışında kalmış bütün metinleri toplamayı hedefleyen bir çalışma olduğu için her baskısının yenilikler, değişikler getirmesi beklenebilecek bir şeydir. bu yüzden, “toparlanın gitmiyoruz”un tamamlanmış, olgunlaşmış bir edisyonuna ulaşmak herhalde çok zordur. kitabın mahiyetinden başlayarak bu zorluğun bir çerçevesini çıkarabilir miyiz? kitabın mukaddimesinde ve TİYO’nun ilânlarında açık bir ifadeyle “ismet özel kitapları dışında kalmış bütün metinlerin toplanmasının hedeflendiği” söylenmiyor. fakat hemen her türden metin, diğer kitaplara dâhil edilmek düşünülmeksizin “toparlanın gitmiyoruz”a dâhil ediliyor. mesela 1980’lerde veya 1990’larda bir dergide, gazetede neşredilip de sorulunca söylenen’e dâhil edilmemiş bir röportaj “toparlanın gitmiyoruz”a dâhil ediliyor. bununla birlikte, “cuma mektupları” sırasından neşredilip vaktiyle cuma mektupları kitaplarına dâhil edilmeyen iki mektubu cuma mektupları’nın iki ciltlik yeni edisyonu içerisine dâhil edildiğini görüyoruz. hâlen ne cuma mektupları’nda ne toparlanın gitmiyoruz’de yer alan sekiz cuma mektubu dergi sayfalarında bulunuyor. demek ki “toparlanın gitmiyoruz” için “ismet özel’in kitaplaşmasını istediği ama diğer kitaplarına girmediği bütün metinler” diyeceğiz.

kitabın bu üçüncü baskısı fizikî olarak okuru zorlayacak bazı özellikler de taşıyor. büyük boy, 1500 sayfaya yakın iki cildin her ikisi de taşımak, okumak, elde tutmak bakımından elverişli sayılmaz. mesela hulki cevizoğlu’nun ceviz kabuğu programının ismet özel’li bölümünün kaydı, böyle cüsseli bir cilt içerisinde 60 sayfayı aşıyor. aynı cilt içerisinde bir sayfalık metin de bulabilirsiniz. hem hacim bakımından hem tür bakımından ciddi farklar barındıran metinler arasında geçiş yaptığınız bir okuma için kitabın ebatları ve sayfa sayısı TİYO’dan çıkan diğer ismet özel kitapları örnek alarak belirlense okur için kolaylık olabilir. bu durumda, “toparlanın gitmiyoruz”un 6-8 ciltlik bir set hâlinde yayınlanması icap eder. keşke maddî şartlar elverse de “toparlanın gitmiyoruz”u iki ayrı edisyon olarak neşretmek mümkün olsa. edisyonların biri araştırmacılar için olur ve çeşitli notlar, cetveller, fihristler, kronologiler, resimlerle yapılır. diğerinde ise yaygın okuma alışkanlıkları düşünülerek 6-8 ciltlik (belki 10 ciltlik) bir yayın yapılır. televizyon ve radyo programlarının[3] kayıtları bir veya iki ciltte toplanır. ismail kara’nın kanal 7’deki “ismet özel ile baş başa” programı gibi üçüncü baskıya dâhil edilmemiş işler de düşünülecek olursa belki kitabı kronolojik sıra esas alınarak değil de türleri esas alınarak ciltlere ayırmak daha okunaklı kılabilir. röportajlar bir ciltte toplanabilir. hatta “sorulunca söylenen” kitabı da buraya dâhil edilip gazete ve dergi röportajlarının hepsi bir araya getirilebilir ve “sorulunca söylenen” ismi bu 10 ciltlik yekûn içerisinde bir alt başlığa dönüştürülebilir. diğer metinler de bu tarzda ele alınıp sınıflanabilir.

bunlardan başka mektuplar meselesi var. mektup, e-mektup, kart, telgraf, not gibi birçok yazışma metni var ki bunları “toparlanın gitmiyoruz”a dâhil edilip edilmeyeceği sorulabilir ve birçokları bunun doğru olmayacağını söyleyebilir. şahsî bulunup biyografik unsurların dışarıda bırakılması gerektiği öne sürülebilir. ben o kanaatte değilim, ismet özel’in de meseleye öyle bakmayacağını tahmin ediyorum. burada sadece iki mese var: 1) mahrem olan hususların setredilmesi, 2) varsa hakları ikinci şahısların, üçüncü şahısların müsaadeleri. edip cansever’in ismet özel’e yazdığı mektuplara çelimli çalım mecmuasında yer verilmişti. cansever’in muhtelif kimselerle mektuplaşmalarının dergilerde neşredildiğini, kimilerinin kitaplaştığını görüyoruz. cansever’in şahsî arşivinin korunduğunu, ismet özel’in cansever’e yazdığı mektupların da orada mahfuz olduğunu düşünebiliriz. attila ilhan, daha evvel bir kitabında ismet özel’in kendisine yazdığı 5 mektup ve kartı neşretmişti. hüseyin ergün, necmiye alpay, ismail kara, turgay gönenç, gültekin çizgen gibi birçok ismin arşivlerinde ismet özel mektubu olduğunu tahmin edebiliriz. yani mektup başta olmak üzere, mektupla yakın mahiyetteki metinlerin yer aldığı bir “toparlanın gitmiyoruz” cildi oluşturulabilir.

4.

“toparlanın gitmiyoruz” kitabı ve bugün piyasada kopyası kalmamış olan 12 ciltlik “şairin devriye nöbeti” serisi, ismet özel kitapları için bir arşiv çalışmasının elzem olduğunu gösterdi. şahsî arşivleri, kayıtları, dosyaları esas alarak bu kitapları neşretmek yeterli olmuyor. millî kütüphaneye, arşive, koleksiyonlara girip tarama yapmak karşılaştırmalarda bulunmak bir zaruret olarak görünüyor. “toparlanın gitmiyoruz”un TİYO’dan çıkan üçüncü baskısındaki bir örnek, işaret ettiğim zaruretin anlaşılmasına yardımcı olacaktır. birinci ciltte 243. sayfada “demokrasi içinde islâmî dönüşüm” başlıklı metin “cumhuriyet, 28 mart 1991” kaynağıyla verilmiş. 245. sayfadaki “2020 yılındaki türkiye” başlıklı metin ise “şahin alpay, cumhuriyet gazetesi, 5 nisan 1991” künyesiyle verilmiş. aslında her iki metin de şahin alpay’ın 1991’de cumhuriyet gazetesinde çıkan “2020 yılında türkiye” başlıklı araştırmasında yer alıyor. fakat 243. sayfadaki metnin künyesi ve sunuluş şekli sanki onun 245. sayfadaki metinle bir alâkası yokmuş gibi anlaşılmasına sebep oluyor. daha da sıkıntılı olan ise arşivden gazetenin koleksiyonundan karşılaştırma yapıldığında ortaya çıkıyor. ismet özel’in yazı serisi içerisinde sadece 28 mart ve 5 nisan’da görüş bildirmediği; 30 mart, 10 nisan ve 12 nisan’da da görüşlerinin yayınlandığı görülüyor. elbette bunlar kitabın dışında kalmış. bir diğer mesele de şahin alpay’ın araştırmasının muhtelif yazarlara, aydınlara yöneltilen 9 soruya dayanılarak oluşturulmasına rağmen ismet özel’in hangi sorulara cevaben kitabın ilgili kısımlarındaki görüşleri beyân ettiği anlaşılmıyor. çünkü şahin alpay’ın araştırması hakkında açıklamaya ve yazarlara tevcih edilen 9 soruya da “toparlanın gitmiyoruz”da yer verilmemiş. TİYO’dan çıkan üçüncü baskı elinde olanları karşılaştırmak ve doğrudan fikir sahibi olmak için edebifikir’de neşredilen “önümüzdeki on yıl içinde türkiye’nin islâmî bir dönüşüm geçireceğini düşünüyorum” başlıklı yazıyla kitabın ilgili sayfalarını mukayese edebilir.

 

mehmet raşit küçükkürtül

[25 recep 1445 pazartesi – 5 şubat 2024]

 


[1] https://www.istiklalmarsidernegi.org.tr/IcerikDetay?Id=3&IcerikId=3136 (erişim tarihi: 30 ocak 2024 salı)
[2] bu arada, şair hakkında son yirmi yılda birçok akademik tezler, kitaplar neşredidi. fakat edebiyat dergileri başta olmak üzere gazete, dergi ve tv’de hakkında yeteri kadar yayın yapıldığı söylenemez.
[3] TİYO’dan çıkan üçüncü baskıda, radyo programı olarak marmara fm’de sunulmuş “bana sorarsanız” programının 6 kaydına yer verilmiş. bunlardan üçü kertenkele dergisinde osman köker’in yayınladığı deşifrelerden alınmış ve kaynak olarak kertenkele dergisi verilmiş. fakat 4., 5. ve 6. konuşmalar sadece tarih ve radyo istasyonunun adıyla kitaba girmiş. bu son üç kaydın daha evvel başka bir yerde neşredilip neşredilmediğini bilmiyoruz. “bana sorarsanız” programının kaç bölüm olduğuna, 6 bölümden ibaret olup olmadığına dair de bir bilgi yok. herhalde son üç bölüm TİYO tarafından deşifre edilmiştir. bundan başka, marmara fm’de ismet özel’in başka programları da vardı. mesela -ilgili birçok kimsenin elinde kopyaları vardır- “fincancı katırları” isimli program bunlardan biridir. acaba TİYO bunları ismet özel’in talebiyle mi dışarıda tuttu? yoksa kitabı yayına hazırlayanların elinde ilgili programın kayıtları yok muydu?

 

 

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • Feyyaz Kandemir , 05/02/2024

    İsmet Özel külliyatı özensiz neşrediliyor. Ne yazık ki Özel’deki titizlik kitaplarına yansıtılmıyor. Kesinlikle her kitabının sonuna isim ve kavram dizini eklenmeli. Bunları hazırlamak çok kolaylaştı, neden yapılmıyor anlamıyorum. Dizinler hazırlamadan böylesi büyük bir külliyatı doğru değerlendirebilmek pek mümkün görünmüyor. Ayrıca İsmet Özel’in her kitabı -Bir Yusuf Masalı ve Of Not Being A Jew’de olduğu gibi- ciltli olarak evladiyelik nüshalarla basılmalı. Kendisi de vefatından önce külliyatının düzgün bir baskısını görüp bir parça mutlu olur belki.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir