Geçenlerde değerli dostum Yasin Taha Kalay, Osmanlı Türkçesi ile yazılmış bir gazete kupürü gönderdi bana. Metne bakınca, nedense aklıma 28 Şubat’ta Batı Çalışma Grubu’nun başında bulunan ve dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı olan Oramiral Güven Erkaya geldi. 24 Aralık 1995 tarihinde yapılan seçim sonucunda rahmetli Necmeddin Erbakan’ın başında bulunduğu Refah Partisi oyların %21,38’ini almış ve Tansu Çiller’in başında bulunduğu Doğru Yol Partisi’yle Refah-Yol koalisyonunu kurmuştu. Ordunun üst kademesinde bulunan komutanların hemen hepsi, bunun bir irtica hareketi olduğunu dile getirmiş ve buna karşı bir önlem alma ihtiyacı hissetmişlerdir. İşte bu komutanların en kilit isimlerinden biri de yukarıda ismini zikrettiğim Güven Erkaya’ydı.
Erkaya, bu rahatsızlığını Ağustos 1996’da Yüksek Askerî Şûra (YAŞ) toplantısı sonrası Başbakan Necmeddin Erbakan’ın Çankaya’da komutanlara verdiği bir yemekte açıkça ortaya koymuştu. Yemek öncesi ufak bir toplantı şeklinde verilen kokteylde, Güven Erkaya garsonlardan kendisine rakı getirmelerini istemiş, garsonlar böyle bir prosedürün olmadığını misafirlere alkolsüz içecekler ikram edildiğini söylese de Erkaya isteğinde ısrar etmiştir. Durum Başbakan’a bildirilince, Erbakan onay vermiş ve bundan cesaret alan bir başka komutan da kendisine şarap getirilmesini istemiştir. Ve böylece alkolsüz tertip edilen bir yemek tam zıttı bir yönde son bulmuştur.
Gelelim bu olayın elimizdeki belgeyle alakasına. Öncelikle şunu belirteyim. Gazete kupürü sadece kararı içine alacak şekilde fotoğraflanmış, dolayısıyla gazetenin tarihi ve emri hazırlayan Harbiye Nazırının kim olduğu çıkmamış. Ancak bazı hocalarımla durumu görüştüğümde, Enver Paşa’nın Harbiye Nazırı (3 Ocak 1914) ve Erkân-ı Harbiye Umum Reisi (Genel Kurmay Başkanı- 8 Ocak 1914) olduktan sonra bu ve buna benzer emirler çıkardığını söylediler. Dolayısıyla aşağıda tercümesini sunacağım metnin Enver Paşa’nın görevi sırasında çıkarılmış olması kuvvetle muhtemeldir. Emir metni şu şekildedir:
“Hayat-ı Askeriye
Şeref-i Askeri İçin
Zabitanın sıfat-ı askeriyeyi haiz oldukları halde gazino ve birahanelerde işret (içki içmek) ettikleri haber alınmaktadır. Sıfat-ı askeriyenin şeref ve meziyetini ihlal eden bu hâl, esasen ahkâm-ı celile-i diniyece muharremât-ı kat’iye (kesin haram) dendir. Ba’demâ (Bundan sonra) sıfat ve kıyafet-i askeriyeyi labis (giyinik) oldukları halde gazino ve birahane gibi yerlerde ve meyhane köşelerinde ve şurada, burada işret ettikleri görülen zabitanın derhal ya teka’ide (emekliye) sevk veyahut açığa ihraç edilmek suretiyle tecziye (cezalandırma) edilmeleri katiyen mukarrerdir.(kararlaştırılmıştır) Mafevklerin (âmir) dahi bu hususa enzâr-ı dikkat (dikkate alma) ve itinalarını hasr ile gerek İstanbul’da ve gerek taşrada böyle mahallerde işret eden zabitan haklarında bu vechle tehdid-i mücazat(cezalandırma) etmeleri elzemdir.
Harbiye Nâzırı
Ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisi
(Enver?)
Her iki durum göz önüne alındığında rahmetli Cemil Meriç’in şu sözlerini anımsadım: “Türkiye ruhunu kaybetti. Toprak mı, en değersiz şeyimizdir belki de! Belki de en değersiz şeyimizi kaybedince her şeyimizi kaybettiğimizi anladık. Ruhumuzu…”
Ömer Ertürk
4 Yorum