62.
“şunu bilmenizi isterim ki, biz savaş hakkında konuştuğumuzda aslında barış hakkında konuşuyoruz.” george w. Bush
“deli gelmeden yeli gelir.”
“insanın aklını kaybetmesi ne korkunç bir şey. ya da hiç aklının olmaması. ne kadar da doğru bir söz.” eski abd başkan yardımcısı dan quayle
“tanrının benim aracılığımla konuştuğuna inanıyorum.” george w. Bush
“erkek zampara olmayacak. eşine bağlı olacak. kadın da iffetli olacak. herkesin içinde kahkaha atmayacak.” bülent arınç
“yat sahibi olmanın bir lüks olmadığı, bunun bir ihtiyaç olduğu olgusunun maliye tarafından kabul edilmesi lâzım.” binali yıldırım
“işi̇d üyelerinin yüzde yirmisi harvard mezunu.” burhan kuzu
“ortadoğu yüzyıllardır o bölgenin başına belâ olan bir sorun.” barack obama
“çevre annemiz, madencilik babamız, bunun üzerine bir de turizm çıktı, üçünü de seviyoruz.” eski enerji ve tabi kaynaklar bakanı hilmi güler
61.
1923’e gelindiğinde alman misyonerlerin sadece maraş misyonu varlığını sürdürmüş, yunanistan ve bulgaristan’da yeni çalışma alanları bulunmuştur. alman sark misyonu ise 1924’te dağılmıştır. 1. hülfsbund 1933’te ülke dışına çıkartılana kadar kürtçe konuşan alevilerle ilişki kurduğu maraş bölgesinde tutunabilmiştir.
kaynak: günümüz türkiyesinde protestanlık, mustafa numan malkoç, doktora tezi, marmara üniversitesi-2006, sy.74
60.
batı kültürünün oluşumunda dini olduğu kadar, siyasi bir etkiye sahip olan kalvinizm’in kurucusu john calvin, 1509’da fransa’nın noyon kentinde aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğdu. calvin, 1523’te henüz on dört yaşındayken teoloji okumak üzere paris üniversitesine girdi.
_ingiliz puritanizm’inin doğuşu ve gelişimi, mehmet alıcı, yüksek lisans tezi, istanbul 2005
aslen bir fransız olan calvin 10 temmuz 1509’da fransa’nın kuzey tarafında picardie bölgesindeki en eski yerleşim yerlerinden biri olan noyon kasabasında dünyaya gelmiştir.
_martin luther ve john calvin’in teolojik görüşlerinin mukayesesi, hatice gözübek, yüksek lisans tezi
calvin paris’in yaklaşık 100 km kuzeydoğusunda bulunan bir katedral şehrinde, noyonda’da doğdu. annesi o beş veya altı yaşındayken öldü. babası, john’un eğitimine katkıda bulunan mütevazı bir kilise maaşına sahip bir katedral vekili ve piskopos sekreteriydi. on dört yaşına geldiğinde, calvin genel araştırmalarla meşgul olacağı college de la marche ve sonra teolojik çalışmalarla uğraşacağı, ondan önce erasmus ve rabelais’in gittiği ve onu da loyola’nın takip edeceği college de montaigu’ya gitmek üzere paris’e doğru yola çıktı.
_avrupa’da reform tarihi, carter lindberg, inkılâp yayınları
piskoposun sekreterliğini yapan bir kişinin oğlu olan calvin (kalvin) 1509’da paris yakınlarında picardy’de doğmuştur. orlean üniversitesinde hukuk eğitimi almıştır. paris’te fransa koleji’nde hümanistlerden dersler alan kalvin, luther’in protestan, erasmus’un hümanist görüşlerinin doğruluğuna inanmıştır. lutherci yaklaşımından dolayı fransa’dan kaçmak zorunda kalmış ve isviçre’ye gitmiştir.
_modern avrupa tarihi, memet yetişgin, nobel yayınları
jean calvin (ö. 1564) isviçre’nin tarihinde önemli bir rol oynamakla birlikte aslen fransız’dır. orleans’ta hukuk öğrenimi yaptıktan sonra 1534’te hükümetin farklı görüşlere mensup kişilere karşı başlattığı saldırı dolayısıyla i̇sviçre’ye kaçmıştır.
_[avrupa (din ara başlığında) – kürşat demirci] cilt: 04; sayfa: 133
59.
bilim adamı kürsüden konuşuyormuş:
“komünizm artık ufukta.”
“ufuk ne demektir?”
“ufuk yerle göğün birleştiği çizgi. biz ona yaklaşmaya çalıştıkça, o bizden uzaklaşır.”
58.
sultan abdülhamid’in gerek mâbeyni ve gerekse bâbıâli’yi gece çalıştırması hususundaki ölçülerinin hayli tartışma götürür olduğunu ifade etmek gerekir. zira, bazen gayet basit ve önemsiz şeyleri bile gece yarısı bâbıâlî’ye göndermekteydi. nitekim, bazı memurların rütbelerinin yükseltilmesine ve bazılarına da nişan tahsisine dair olan iradeler, gece saat dört buçukta yaverlerden birisi ile bâbıâlî’ye gönderilmişti. görüldüğü gibi bu olayda her hangi bir aciliyet ve ehemmiyet mevcut olmamasına rağmen, gece dört buçukta hem mâbeyn ve hem de bâbıâli teyakkuza geçirildi. söz konusu iradelerin gecenin dört buçuğunda bâbıâli’ye gönderilmesindeki mantığı anlamak ve anlamlandırmak güçtür.
kaynak: 2. abdülhamid’in çalışma sistemi, yönetim anlayışı ve bâbıâlî’yle (hükümet) ilişkileri, doç. dr. ali akyıldız, (osmanlı, cilt 2, yeni türkiye yayınları, sy.292)
57.
türkler, tarih boyunca iki temel devlet kurdular: doğu ve batı türk devleti… sonraki asırlarda ortaya çıkan diğer bütün imparatorluklarımız, sultanlıklarımız yahut cumhuriyetlerimiz, işte bu iki devletin devamıdır.
doğu’daki devlet göktürkler, uygurlar, timur ve çağatay imparatorlukları olarak devam etti ama zamanla dağıldı ve hanlıklar ile diğer devletler ortaya çıktı. orta asya’da bugün var olan cumhuriyetler de hep bu devletin bakiyesidir.
batı’daki devlet ise büyük selçuklular, anadolu selçukluları, anadolu beylikleri, osmanlı imparatorluğu ve türkiye cumhuriyeti olarak bugüne kadar devam etti. sınırlar değişiyordu ama devlet aynı, fark da büyük millet meclisi’nin 1920’lerdeki resmî yazışmalarında geçen tâbir ile “şekl-i hükümet” te, yani “yönetim şekli”nde idi…
26 temmuz 2017 çarşamba, 06:55:04 güncelleme:09:38:44
halil hoca ‘osmanlı’ veya ‘cumhuriyet âlimi’ değil, ‘türk âlimi’ idi! – murat bardakçı habertürk
56.
martin pistorius, güney afrika’da büyüyen oldukça sıradan bir çocuktu. 12 yaşında gizemli bir hastalığın baş göstermesiyle hayatı değişmeye başladı. önce boğaz ağrısıyla başlayan hastalık sürekli uyuması ve en sonunda hareket kabiliyetini tamamen yitirmesiyle kendini iyice gösterdi.
daily mail’de yer alan habere göre doktorlar martin’in bir çeşit menenjite yakalandığına inanıyordu. ona yardım edemeyeceklerini söyledikten sonra martin’i eve gönderdiler. ailesi martin’in her anında yanındaydı. banyo ve yemek yemek gibi basit işlerini yapamayan martin’i yatak yarası oluşmasın diye her 2 saatte bir çevirmeleri gerekiyordu. gündüzleri rehabilitasyona giden martin, 2 yıl sonra bilincini kazanmaya başladı.
16 yaşına geldiğinde durumundan haberdardı ancak yine de hareket edemiyordu. birileriyle konuşabilmesi için 10 yıl daha geçmesi gerekecekti. kendine geldikten sonra bakıcılarıyla ilgili anlattıkları ise kanınızı donduracak cinsten: “korkunçtu. ailem başıma gelenleri öğrendiğinde şok olmuştu. bakım evindeki insanlar saçımı çekiyor, metal kaşıkla dişime vuruyor ve kaşığı ağzıma yerleştirmeye çalışıyordu. bana sürekli bağırıyor ve kızıyorlardı. ağladığımda ise daha kötü davranıyorlardı. bakıcı kadınlardan birinin cinsel istismarına bile maruz kalmıştım. kaldığım odaya gelip benimle ilişkiye girmeye çalışıyor ve cinsel organlarıma dokunuyordu. her saniye kaçacağım günü bekledim” diyor.
martin, hayatındaki en kötü anların ise annesinin odasına geldiğinde kulağına “umarım ölürsün” dediği zaman olduğunu belirtti. yaşadıklarından kurtulmak için düşüncelerini anlatmaya çalışan martin, bu sayede ilerleme kaydetmeye başlamış. 2011 yılında 25 yaşındayken terapisti onun iletişim kurmaya çalıştığını fark etmiş. yaşadığı hikâye binlerce insanı etkileyen martin’in hayatını film yapmak isteyen pek çok yapımcı bulunuyor.
kaynak: http://www.sozcu.com.tr/2015/gunun-icinden/12-yil-sonra-komadan-cikti-ilk-sozu-sok-etti-994164/
24 kasım 2015 – sözcü gazetesi
55.
böyle bir günün varlığını bana amerikalı eşim holly öğretti. ben de o zaman erkekçe dergisi ile türkiye’ye duyurdum. yıl 1981.. o gün bugün sevgililer günü artan bir katılım, artan bir coşku ile kutlanıyor, ben de bundan müthiş keyif alıyor, gurur duyuyorum, çorbayı ateşe ben koydum diye..
sevgililer günü yüzünden artan tüketim de fena halde mutlu ediyor beni.. bir ülke ekonomisin ayakta durması, tüketimle mümkün.. sevgilinize aldığınız hediyenin bedeli, kaç ailenin evine yemek götürüyor bir düşünün hele..
4 şubat 2007 pazar – hıncal uluç – sabah gazetesi
kaynak: http://arsiv.sabah.com.tr/2007/02/04/yaz02-10-136.html
54.
kütüphanemde 2 binin üzerinde kitabım var
“fetö üyeliği, anayasal düzeni değiştirmeye kalkışmak ve adam öldürmek’ iddiasıyla gözaltına alınan akay, 26 eylül’de ankara emniyet müdürlüğü tem şube’de sorgulandı. 7 sayfalık ifadesinde, ‘hür ve kabul edilmiş masonlar büyük locası derneği’ üyesi olduğunu belirten akay, “benim ve ailemin fetö/pdy terör örgütü ile bir bağlantısı olamaz ve yoktur” dedi. akay’a bazı sorular ve yanıtları şöyle:
“(bylock programı kullanıyor musunuz) 2015 aralık’ta eski burkina faso dışişleri bakanı djibrill bassole’nin isteğiyle bu programı google play strore’den indirdim ve 3-4 ay aynı şahıs ve herve zongo ile masonik konularda yazıştık.”
(şifreli haberleşme olarak kullanılan bylock isimli programdan nasıl haberdar oldunuz) bu programı bir şifreleme girmeden sadece google play store’den indirdim ve kullandım.
(i̇kametinizde bulunan ekrem dumanlı ve fetullah gülen’e ait kitaplar hakkında ifadenizi veriniz) kütüphanemde 2 binin üzerinde kitabım vardır. yaşam biçimim ve çevrem icabı bunlarla ilgim olması eşyanın tabiatına aykırıdır.
(yurtdışına gittiniz mi, abd’ye gidip geldiniz mi) görevim icabı sayısız denebilecek kadar yurtdışına gittim en son 12-16 eylül 2016 tarihinde i̇srail’e gittim. 1989-1993’te görev icabı abd’ye gittim ayrıca 1994’te geçici görevle bulundum.
kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/fetocu-degil-masonum-40274540
derleyen: mehmet raşit küçükkürtül
3 Yorum