Transhümanizm, Yapay Zekâ ve Sanat – 3

Klingemann ve Hiç Var Olmayan Portreleri

Mario Klingemann Alman bir sanatçı olup yapay zekâ hareketinin önde gelen isimlerinden. Çalışmalarında yapay zekâ ile soyut portreler üreten Klingemann, bu teknolojiyi kullanarak insan yüzüne benzeyen fakat gerçekte hiç var olmayan portreler oluşturuyor. Sanatçının portre çalışmalarına baktığımız zaman, yapay zekâ algoritmalarının insan yüzü algısını nasıl bozduğunu da görebiliyoruz. Meraklı ve şüpheci bir zihne sahip olan sanatçı, sinir ağları, kod ve algoritmalar gibi araçları kullanıyor. Son zamanlarda, geleneksel bir açık artırma evinde satın alınan ilk yapay zekâ sanat eserlerinden biri olan “Memories of Passersby I” adlı eseri ile dikkatleri üzerine çekti. Yapay zekâ ile yapılan bu öncü eser, sürekli değişen çıktıları değil onları oluşturan bilgisayar kodu ve sistemini sergilemekte. Sanatçının ilgi alanları arasında yapay zekâ, derin öğrenme, üretken ve evrimsel sanat, veri sınıflandırma, görselleştirme ve robotik kurulumlar gibi alanlar bulunuyor. Eserlerinin uluslararası sanat gösterilerinde sergilendiğini ve eleştirmenler tarafından övüldüğünü söylememize gerek yok sanırım.

Anna Ridler ve On Bin Lale

Yapay zekâ teknolojisini kullanarak sıra dışı sanat eserleri üreten bir başka isim de Anna Ridler. Ridler, 10 bin adet lale fotoğrafını yapay zekâ algoritmasına yükleyip yapay zekânın lalelerin renk, şekil ve boyut gibi özelliklerini öğrenmesini sağladı. Daha sonra, yapay zekâ algoritmasından gerçekte var olmayan lale resimleri üretmesini istedi. Ridler’in sanat anlayışını, duygu, düşünce ve hayallerin güzel, etkili ve belli bir şekil içerisinde ifadesi olarak tanımlayabiliriz. Anna Ridler, bu anlayışa uygun olarak, makine öğrenimi algoritmaları ile el yapımı veri kümeleri kullanarak resimler, metinler ve sesler üretiyor. Bu eserler, anlatı, yaratıcılık ve hafıza gibi kavramlarla karakterize ediliyor. Ridler, bilgi toplama ve bilgi sistemleri konularında uzmanlaşmış bir sanatçı ve araştırmacı. Doğal dünya ile ilgili fikirler ve veri kümeleri kullanarak yeni ve sıra dışı anlatılar oluşturma sürecinde, makine öğrenimi algoritmalarını eğitmek için büyük el yapımı veri kümeleri oluşturuyor. Bu veri kümeleri, yapay zekâ algoritmalarının ürettiği resimler, metinler ve sesler ile anlatı, yaratıcılık ve hafıza gibi kavramlarla ilişkilendirilen sanat eserlerinin şekillendirilmesine yardımcı oluyor.

Öncü Bir İsim: Refik Anadol

Refik Anadol, Los Angeles’ta yaşayan bir medya sanatçısı ve tasarımcı. Sanatçı, mimari ve medya sanatlarını veri bilimi ve yapay zekâ ile birleştirerek çalışmalar üretiyor. Yapay zekâ sanatının dünya çapında gelişmesine katkı sağlayan sanatçılardan biri ve çalışmalarını Refik Anadol Studio adlı kendi kurduğu şirkette gerçekleştirmekte. Sanatçı, 3D teknolojilerini kullanarak yapay zekâ, veri bilimi ve makine öğrenmesi teknolojilerinin yardımıyla dijital varlıklar da oluşturmakta. Kendisi, insan ve makine arasındaki diyaloğun derinleştirilebilmesi ve görünmez olanı görünür kılabilme amacıyla çalışmalarını sürdürmekte. Mimariyi bir tuval gibi kullanarak bilim ve teknolojiyle birlikte hikâye anlatımına odaklanıyor. Elbette biz ifade etmesek de sizlerin tahmin edebileceği gibi Refik Anadol’un eserleri birçok ülkede sergilendi ve pek çok ödüle lâyık görüldü.

Melek mi, Şeytan mı?

Transhümanizm’in sanat ve yapay zekâ ile birlikteliği olumlu sonuçlar doğurabileceği gibi olumsuz sonuçlarının da olması olası ihtimal dâhilinde. İnsanın sınırlarını aşmaya dayalı olan transhümanist anlayış çerçevesindeki bu yeni insan tipi, iddia edildiği gibi modern sanat deneyimleri üretmeye yardımcı olabilir. Yapay zekânın yardımıyla ortaya çıkacak bir eser insanlarla etkileşime de geçebilir. Yine bu teknolojiler sayesinde sanatçının yeni sanat eserleri oluştururken hayal gücü yapay zekâ desteğiyle yeni bir boyut kazanabilir ve çok daha güçlü olabilir.

Ancak bu durumun tersi de olası bir ihtimal olarak düşünülmelidir. Yani transhümanistler, sanatçıların üreticiliğinin robotik teknoloji ve yapay zekâ ile sağlanacak bağlantı sayesinde tartışmasız şekilde olumlu yönde artacağını düşünüyor ve iddia ediyor. Fakat biz de, hiç beklenmedik bir şekilde sanatçının üretici yönü ve özgünlüğü düşüşe geçebilir, ortaya koyduğu eserlerin kalitesi tartışılır bir duruma da gelebilir diyoruz. En azından meselenin bu yönünü gözden kaçırmamak gerektiğini, hadiseyi bir de buradan okumanın elzem olduğunu iddia ediyoruz. Bunun doğal sonucu olarak da yapay zekâ, transhümanizm, robotik teknoloji derken sanat, onu özgün kılan insanî boyutunu kaybedebilir, yörüngesinden çıkabilir ve neticede de insanın sanata ve sanat eserlerine duyduğu bağlılık ortadan kalkabilir.

Sonuç Yerine

Teknoloji her geçen gün daha da gelişiyor ve bu gelişme sahip olduğu büyük güç ve etkiyle bağlantıya girdiği her şeyi değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyor. Transhümanizm, yapay zekâ ve sanat arasında var olan bağ, teknolojinin bu hızlı yükselişi ile daha da iç içe geçmeye başladı. Bu iç içe geçişler nedeniyle bazı düşünürler, felsefeciler ve fütüristler transhümanizm, yapay zekâ ve sanat birlikteliği için olumlu kanaat bildiriyor. Buna karşın bir diğer grup da sanatçının eser üreten bir insan olduğunu buna bağlı olarak da sanatın insanî yönünün önemini yitirmemesi gerektiğini vurguluyor. Çünkü yapay zekâ ve robotik teknolojiler sanatın özünde var olan insanî dokunuşunu yapamaz ve bu noktada sanat robotikleşir, mekanikleşir ve insandan daha uzağa düşer. Böylesi bir durumda insanın kendisini sınırladığı bazı etik değerlerin varlığını hatırladığımızda yapay zekâ teknolojisinde bu etik sorunun nasıl kontrol altına alınacağı da önemli bir problemdir.

Gelişen teknolojiyle yarın karşımıza çıkması muhtemel olan insan üretiminin yavaşlaması, durağanlaşması sorunu büyük bir tehlikedir. İnsanın üretici, geliştirici yönünü olumlu etkileyeceği öne sürülen bu yeni teknolojiler için kötü senaryoyu düşünmek ve gereken tedbirleri şimdiden almak faydalı olacaktır. Zira teknolojik gelişmelerin değiştirdiği transhümanizm anlayışı, transhümanizm anlayışının değiştirdiği insan, insanın değiştirdiği sanat ve sanatın değiştirdiği dünya sonucunda ortaya çıkacak olan teknoloji, insan, sanat ve modern dünya hiç de isteyeceğimiz bir şey olmayabilir.

Davut Bayraklı

Transhümanizm, Yapay Zekâ ve Sanat – 1
Transhümanizm, Yapay Zekâ ve Sanat – 2


Kaynakça

Artut, S. (2019). Yapay Zeka Olgusunun Güncel Sanat Çalışmalarındaki Açılımları. İnsan ve İnsan, 6 (22), 767-783. DOI: 10.29224/insanveinsan.478162.
Erten, Onur, Ömür Göktepeli̇ler. “Yapay Zekâ, Makine ve Sanat.” Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 13, no. 2 (2022): 145-153.
Gümüş, Fatih. “Müzelerde Yapay Zekâ Uygulamaları, Etkileri ve Geleceği.” Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, 2019.
Güney, E. & Yavuz, H. (2020). Yapay Zekâ ile Sanatsal Üretim Pratiğinde Sanatçının Rolü ve Değişen Sanat Olgusu. Sanat ve Tasarım Dergisi, Sanat ve Tasarım Dergisi, 415-439. https://dergipark.org.tr/tr/pub/sanatvetasarim/issue/58750/848434.
Tugay Çoban, Ufuk Uğur. “Sinemada Yapay Zekâ”, 2. Uluslararası Sanat, Estetik Sempozyumu ve Sergisi (2018).
Uzun, Y., Akkuzu, B. & Kayrıcı, M. (2021). Yapay Zeka’nın Kültür ve Sanatla Olan İlişkisi. Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi, Ejosat Özel Sayı 2021 (ICAENS), 753-757. DOI: 10.31590/ejosat.1010691.
Uzun, Y., Akkuzu, B., Kayrıcı, M. “Yapay Zeka’nın Kültür ve Sanatla Olan İlişkisi.” Avrupa Bilim ve Teknoloji Dergisi (2021): 753-757.
Zengin, Ferhat. “Akıllı Makine Çağı Sinemasına Giriş: Sinema Sanatında Yapay Zekâ Teknolojilerinin Kullanımı.” İletişim Çalışmaları Dergisi 6, no. 2 (2020): 151-177.

https://en.wikipedia.org/wiki/Sougwen_Chung
https://sougwen.com/
https://sougwen.com/project/drawing-operations
https://www.artandcrea.com/blogart/refik-anadol-kimdir-biyografisi-ve-eserleri.
https://www.forbes.com
https://www.sothebys.com/en/articles/artificial-intelligence-and-the-art-of-mario-klingemann.

 

 

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir