Masa başı şairlerinin façasını yağmurlu mısralarımızla aşağı aldık.
21 Kasım Cuma günü sözleştiğimiz gibi Kadıköy Rıhtım camisinin önünde buluştuğumuzda tüm yazar ve okurlarımızın gözünde “Kadıköy’ü ele geçirmenin, belediye şairlerini haddini bildirmenin günü bugündür!” bakışı vardı.
Saat 19.00’da “Doya Doya Sanat Noktası”na geldiğimizde bir grup müzisyen şarkı söylüyordu. Onlar da bilmeden sevincimize ortak oluyorlardı. Onların programının bitmesini beklerken yeni arkadaşlar eylemimiz için yanımıza gelmeye devam etti. Saat 19.15’de Mehmet Raşit Küçükkürtül’ün, tok, kendinden emin ve gür sesi ile Kadıköy tanıştı. Dizeler, Raşit’in dilinden Kadıköy’e düşüyor ve düştüğü yerde şok etkisi yapıyordu. Yavaş yavaş etrafta toplanmalar başladı. Meraklı gözler bizi izlemeye ve ne yapıyor bunlar fısıltıları kulaklarımıza gelmeye başlamıştı. Raşit şiir okudukça havanın karanlığı ağarıyor, yüzlerdeki merak hissi kendini huzura, beklenen huzura bırakıyordu. Bu arada Sulhi Ceylan, “Eve Dön Şarkıya Dön Kalbine Dön” broşürlerini dağıtmakla meşguldü.
Mehmet Raşit Küçükkürtül sahneden iner inmez Fedai Başkan yerini aldı. Fedai Başkan şiirini okudukça, dinleyenler adayış neymiş, dava neymiş farkına varıyorlardı. Fedai şiirini bitirdiğinde alkış sesleri Kadıköy’ü kaplamıştı.
Ve Fedai’den boşalan sahneye İbrahim Aksu geçti. İbrahim kırk yıllık sahne sanatçısıymış gibi şiirini Kadıköy’ün sokakları ile buluşturdu. Şiir okurken kendinden geçiyor, dizelerdeki duyguları dinleyenlere de yaşatıyordu. Ve her dizeyle birlikte dinleyenler artıyordu.
Ve son olarak Sulhi Ceylan sahneye çıktı. Sokağın ortasından damıttığı şiirlerini, sokağın göbeğine bıraktı. Sokağın göbeğine isyanını, acısını, hasretini bıraktı. Gözlerindeki isyanı dinleyenlerin de gözlerine geçtiğini gördüğünde şiirini bitirdi.
Tüm bunlar olurken Serdar Kocabaş bu tarihi anı fotoğraflıyordu. Dünyanın dört bir yanındaki Edebifikir okurları için yağmurun altında elinde makinasıyla şiirlerin resmini çekiyordu.
Edebifikir eylemini bitirdiğinde Kadıköy bir an sustu. Sokaklar sustu. İnsanlar sustu. Esnaf sustu. Sokak köpekleri sustu. Deniz sustu. Edebifikir yazarları durup göğe değil kalplerine baktı.
Eylem bittiğinde Abdullah Karaca sokakta göründü. Ama ben de şiir okumalıyım, şiirimi ezberledim diyordu. Bir anda sahneye fırladı ve şiirini okudu. Bir sanatçı duyarlılığıyla dizelerini havaya bıraktı. Gökyüzünde bir hareketlenme başlamıştı. Yağmur daha bir hızlı yağıyordu. Sanki yağmur Kadıköy’ü değil bizi yıkıyordu. Yağmur Kadıköy’ün günahkâr sokaklarındaki vicdanları yıkıyordu.
Eylem bittiğinde yağmur da dinmişti.
Edebifikir Haber Ajansı
29 Yorum