Siz Sordunuz Biz Cevapladık (Bölüm 5)

Bilal Can’a Yöneltilen Okuyucu Soruları 

1. Bilal can, dost dost diye kaç kişiye sarıldı? Ömer Faruk

Cevap 1: Bir çetele tutmadım ama sana da sarılabilirim.

2. Niçin okuyorsunuz, yazma eyleminizi yatarak mı gerçekleştiriyorsunuz? Entelektüel şairlere bir mesajınız var mı? Enes Bayoğlu

Cevap 2: Okumak benim için “kendiliğini” keşfetme, “kendiliğini” bulma biçimi. Bir hakikat derdimiz var, hakikate vâkıf olma. Hakikati görme. Okumak bana göre hakikatin farklı tezâhürleri. Her yazar kendi iç âleminde kurguladığı dünyayı aktarır okurlarına. İç dünyasında devinen, dönenen düşüncelerin yansıması olarak okunabilen eserler bize hem aktaranın izini hem de aktaranın varlık sebebini açıklar. Bunu önemli buluyorum. Cümle aralarında duran ve o eseri meydana getiren çığlıkların, sessizliklerin, savrulmuşlukların hikâyesini görmeye çalışıyorum. Çünkü bir eser ortaya çıkartmak sancılı bir durumdur. O sancı, usun ve kalbin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkmaktadır. Şairleri şiarın iyi adamları olarak değerlendiriyorum.

Düşünce ve duyuşun katmanlarında kelimelerle araları iyi olan şairlerin şiirle dertleri vardır. İyi şiir biçimleri ile varoluşsal iç acılarını ortaya koyan şairlerin entelektüalizm ile pek işleri olmaz. Çünkü şiir hakikatin şuur halinde seslenmesidir. Şairler şuurlu olmayı hedeflemeli. Bu şuuru insanlığa aşılamalı. Entelektüeller ya da diğer biçimiyle aydınlarla aslında aynı işi yaparlar. Şairler; lirik sızlanışlardan öte toplumsala yönelmelidirler. İyi şiirlerin toplumsallıkla temas sonucu yazılacağına inanıyorum. Toplumsal; bütün duyguları içinde barındıran, sürekli devingen bir özelliğe sahiptir.  Okuma biçimi olarak kendime etiketlediğim bir okuma biçimim yok. Uygun bir ortam veyahut zaman genellikle aramam. Kitapların ulaşabileceğim bir yerde durması bana yetiyor.

3. Geçenlerde derste Türk milletini bir arada tutacak Şehnâme’nin olmayışından bahsetti hoca. Acaba bizim milleti bir arada tutan şey yemekler olabilir mi? Nihayetinde zeytinyağlı sarma söz konusuysa asla farklılık olmuyor ya da  haşhaşlı katmer, içli köfte, mantı, baklava… Sosyolojik olarak aydınlatın bizi lütfen. Rumeysa

Cevap 3: Türkiye ya da genel anlamda Anadolu, kendi sosyolojik rengini bulmuş olmasa da kendi yemek kültürünü oluşturmuş, kendi kilim desenleriyle orijinalliğini elde etmiştir. Kültürel flora içerisinde kendi kendine yetmesini bilmiş, nev-i şahsına münhasır bir toplum yapısına sahibiz. Sarmanın zeytinyağlısını keşfedecek kadar zeki, hamurlar arasına ceviz, fıstık koyarak şekerle tatlandıracak kadar da maharetli bir topluma sahibiz. On parmağında on marifet olan toplumumuz modernizm illetine bulaşmadığı dönemlerde daha çeşitlilik arz eden bir yapıya sahipti. Farklılık bana göre renklilikti. Modernizmin tek tipleştirici etkisi bu gün bir köreltme yaşatsa da hâlâ farklılıklar devam etmektedir.

Farklı etnik unsurlar, farklı kültürler, farklı dil ve lehçeler kültürel floramızın renklenmesini sağlamış, o medeniyet harmonisi içerisinde eşsiz desenler bırakmasına katkılar sunmuştur. Bu yüzden Anadolu, incelenmeye, üzerinde durulmaya, şiirler yazmaya, neşideler okumaya müsait bir yapıya sahiptir. Ülkemizde yeni yeni oluşmaya başlayan bir Türk sosyolojisi, bir dönem köy sosyolojisinin tasallutu altına girmiştir. Modernizm gelenek tartışmaları yapılmaya başlandı, medeniyetler ittifakı ve tarihin sonu tezleri konuşuldu. Büyük kuramlar döneminin son bulmasıyla artık daha minimal alanlarda sosyoloji yapılmaya başlandı. Bugün artık sosyolojinin sadece köy sosyolojisinden ibaret olmadığını, edebiyat, sanat, müzik, mekân, kent, sinema, sağlık, göç, toplumsal tabakalaşma, toplumsal hareketlilik, toplumsal cinsiyet, din, eğitim, gençlik vb. alanlarda da sosyoloji yapmanın mümkünlüğü konuşulur oldu ve evet bugün artık bir yemek sosyolojisinden de bahsetmek mümkündür. Yemek kültürü, başlı başına bir seramonidir ülkemizde. Özellikle toplu verilen yemekler. Bir tez konusu dahi olabilir niteliktedir. Anadolu’da bir köy düğününde verilen yemeklerin yapımı, kullanılan malzemelerin bütünlüğü, insanların bir araya gelerek bir toplumsallaşma biçimi sergilediği bu düğünlerde orijinal olan birçok unsur mevcuttur.

Bilal Can

DİĞER YAZILAR

1 Yorum

  • ömer faruk , 13/11/2015

    adamsın bilal can!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir