Edebifikir-Mantık Atölyesi’nin 13. dersi, 21 Aralık Cumartesi günü İstanbul Mostar Gençlik Derneği’nde gerçekleştirdi. Sulhi Ceylan bu derste “Hitabet” konusunu ele aldı.
DERSTEN NOTLAR
HİTABET
Hitabet; güzel söz söyleme sanatıdır. Mantıkta beş sanatın içinde bulunur. Beş sanat, mantıkta kıyasın kullanım alanıdır. Kıyas, beş sanattaki bilgilerle oluşuyor, kendine önermeler kuruyor ve kesinlik derecesine göre sonuç veriyor. Daha önceki derslerde de ifade ettiğimiz gibi en sağlam bilgi burhanla elde edilir. Sonra sırasıyla cedel, hitabet, şiir ve safsatadır. Burhandan aşağıya, yani safsata doğru bilginin kesinliği azalır.
Aristoteles, “Belli bir durumda elde var olan inandırma yollarını kullanma yetisi.” olarak açıklıyor. Mantık ilminde ise hitabet, “Kesin ve güvenilir bilgiler (yakiniyyât) seviyesine çıkamamış olan makbulât ve maznunât cinsinden önermelerle kurulan kıyasa hitabet adı verilir.”
Hitabet, insanları ikna etme sanatıdır. İnandığın bir fikri ya da bir meseleyi karşı tarafı inandırmak için yapılan bir sanat. Gayesi ise insanları bir şeylere inandırmak yahut nefret ettirmek, insanları bir şeylere meylettirmek yahut uzaklaştırmak.
İbn Rüşd’ün bu konu hakkındaki tanımı şöyle: “Bütün insanlar, görüşlerini tartışma ve doğrulama, kendilerini savunma ve başkalarına karşı çıkma girişiminde bulunurlar. Karşısındakini ister yazılı, isterse sözlü olarak ikna etmeye çalışmak hitabetin gâyesidir.” Yani ana gaye, karşıdakini ikna etmek, susturmak ve istediğin tarafa çekmek. Günümüzde en iyi hitabeti politikacılar yapar. Bunun için özel ders bile alırlar.
Burada önemli olan konuşurken mantıkî bir düzen içinde delillerini tek tek sıralamak. Teknik olan hitabette ya temsil (örnek) ya da entimem (örtük kıyas) kullanılır.
Makbulât, “kabul” kelimesinden geliyor. Kendisine itikad edilen, güvenilen, otorite kabul edilen kimselerden alınan bilgileri içeren önermelere bu ad verilir. Mesela bir doktora gittik varsayalım ve ona tıp ile ilgili bir soru sorduk. O da bize bunu açıkladı. İşte onun verdiği cevap makbulâa giriyor. Belli bir alanın uzmanından o konuyla ilgili verilen bilgi diyebiliriz buna. Güvenilir ve önemli kişilerden işitilen nasihatler veya güvenilen bir topluluktan alınıp kabul edilen bilgiler hep makbulât türündendir.
Maznunât, “zan” kelimesinden geliyor. “Belirti ve işaretlerden yola çıkarak aklın, zıttını mümkün görmesine rağmen, zann-ı gâlib ile tercihen hüküm verdiği önermeler” şeklinde tanımlanıyor. Yani akıl, bir konu hakkında “bunun zıttı da olabilir” diyor fakat yine de zann-ı gâlibi bunun olabileceğini söylüyor ve buna hükmediyor. Örnek, geceleri şüpheli bir şekilde karanlıkta dolaşan kimseler için “bu adamlar hırsızdır” diye hükmedilebilir. Ama bunun zıttı da mümkün: Adam âbid olabilir, derviş olabilir, gece çıkmıştır Hakk’ı arıyordur veyahut âşık olabilir evde duramıyordur.
Hitabetin Unsurları
Hitabetin üç unsuru var:
1. Hatip (konuşan kimse)
2. Hitap (üzerinde konuşulan konu)
3. Muhatap (dinleyici).
Hitabet, muhatabı etkileme sanatıdır. Hitapta başlangıç çok önemli. Bir soruyla, bir örnekle, ilginç bir anekdotla başlayabilirsin. Niçin? İlgiyi çekmek için. Peygamber Efendimiz’in bir konuşmasını örnek verebiliriz.
Efendimiz (s.a.v), Kureyş kabilesine seslenerek onları Safa Tepesi’ne çağırır ve sözlerine şöyle başlar:
“Ey Kureyş cemâati! Ben size, şu dağın eteğinde veya şu vâdide düşman atlıları var; hemen size saldıracak, mallarınızı gaspedecek desem, bana inanır mısınız?”
Onlar da hiç düşünmeden:
“–Evet inanırız! Çünkü şimdiye kadar Sen’i hep doğru olarak bulduk. Sen’in yalan söylediğini hiç işitmedik!” dediler.
Hitabet Çeşitleri
Konularına göre çeşitleri vardır.
Siyasî hitabet (en çok kullanılan), Askeri hitabet, Adlî ve hukukî hitabet (mahkemelerde), Dinî hitabet (camide) ve Akademik hitabet (tez sunumlarında)
Siyasî hitabet, politikacının halkın karşısında kendisinin seçilmesi için vaatlerini ve güncel politika hakkındaki düşüncelerinden ibaret. İnsanları ikna etmek ana amaçları. Askerî hitabet, savaş zamanlarında komutanların konuşması. En güzel örneği, Sultan Alparslan’ın Malazgirt Savaşı öncesi hitabetidir. Adlî ve hukukî hitabet, kişinin kendisini savunması. Dinî hitabet ise hutbe ve vaaz ile açıklanabilir.
Hitabetin Bölümleri
Hitabetin 4 bölümü var. Giriş, ifade (anlatı), ispat ve sonuç.
Daha önce de belirttiğimiz gibi giriş çok önemli bir etken. Girişten sonra kişi, derdini anlatmaya başlar. Konu neyse onu anlatır. Daha sonra bu konunun doğruluğunun ispatını, delillerini sayar. Ve son olarak da anlattıklarının en akılda kalan, en vurucu yerlerini özetleyerek bitirir. Bütün bu anlatım esnasında mantıki bir sıra izlemesi son derece önemlidir.
Hitabetin uygulanması üç şekilde icra edilir.
1. Doğaçlama: İnsanların karşına geçip, herhangi bir not olmadan direkt konuşmaktır. Bunun artı ve eksi yönleri var. Artı yönü, güç gösterisi olmasıdır. Direkt insanlarla göz teması kurmak fayda sağlar. Eksi yönü, aklındakileri unutabilme ihtimalinin olmasıdır.
2. Şematik: Konu başlıkları not alarak yapılır. Bunun eksi yönü, arada bir kâğıda bakmaya muhtaç olduğundan insanlarla bağlantıyı kesmesidir. Artı yönü ise konuların unutulmamasıdır.
3. Okuma: Direkt metni okuma. Bunun eksi özelliği, göz temasının kurulamamasıdır. Artı yönü ise anlatmak istenilen hiçbir konunun atlanmamasıdır.
Aktaran: Adem Suvağcı
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (1. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (2. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (3. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (4. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (5. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (6. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (7. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (8. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (9. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (10. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (11. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (12. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (13. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (14. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (15. Hafta)