Mantık Atölyesi Ders Notları (10. Hafta)

Edebifikir-Mantık Atölyesi’nin 10. dersi, 30 Kasım Cumartesi günü İstanbul Mostar Gençlik Derneği’nde gerçekleştirdi. Sulhi Ceylan bu derste; Bileşik Kıyaslar ve çeşitleri ile Tümevarım ve Analoji konularını ele aldı.

DERSTEN NOTLAR

Bileşik Kıyaslar

Öncül sayısı ikiden fazla olan kıyaslara “bileşik kıyaslar” denir. Bileşik kıyaslar üçe ayrılıyor: Zincirleme, hulfi ve dilem.

1. Zincirleme Kıyas: İlk önermenin yüklemi ikinci önermenin konusu ve bu ikinci önermenin yüklemi ise üçüncü önermeni konusu olarak ilerliyor ve sonuç önermesi de ilk önerme ile ilgili olarak bir hüküm ihtiva ediyorsa buna zincirleme kıyas deniyor.

 “Bu ırmak gürültü yapıyor;
Gürültü yapan hareket eder;
Hareket eden donmamıştır;
Donmamış olan beni taşıyamaz,
O halde bu ırmak beni taşıyamaz.”

Burada önemli olan önermeler arasındaki geçişler. Yani geçişler tutarlı ve mantıklı olmalı. Zincirleme kıyasta orta terim, büyük terim ya da küçük terim aramıyoruz. Burada mantıksal tutarlılığa bakıyoruz.

Aşağıdaki zincirleme kıyasta tutarlılık yoktur.

İnsan evlenince sorumluluğu artar;
Sorumluluğu artınca çalışması da artar;
Çalışması artınca yorgun düşer;
Yorgun düşünce stresi artar;
Stresi artanın ruhsal dengesi bozulur;
Ruhsal dengesi bozulan eşini yastıkla boğabilir;
Öyleyse insan evlenince eşini yastıkla boğar.!”

Mesela yukarıda, “Ruhsal dengesi bozulan eşini yastıkla boğabilir” örneği verilmiş. Hayır, boğamaz. Çünkü ruhsal bozukluğun tek bir görüntüsü yoktur. Yüz binlerce görüntüsü vardır. Onların içinden sadece bir tanesidir bu. Böyle yaparak seçenekleri sınırlamış oluyor ve bu sebeple bu zincirleme kıyas hatalıdır diyoruz.

2. Hulfî Kıyas: “Hulf”, ters olma, karşı koyma, muhâlefet etme anlamalarına geliyor. Kanıtlanmak istenen önermenin karşıt halinin imkânsızlığını (saçmalığını) göstererek ispat edilmesi istenenin önermenin doğruluğunun kanıtlanmasıdır. Buna saçmaya irca etme de deniyor. Yani eğer öne sürülen düşünceyi kabul etmiyorsanız, onun tersi doğru olur. Ama tersi de saçmadır. O halde ilk önerme doğrudur.

Bir şey kendisini yoktan var edemez. (İspatı istenen iddia)
Eğer bu doğru olmazsa karşıt hali olur yani bir şey kendini yoktan var eder. (İddianın karşıt hali)
Eğer bir şey kendini yoktan var etse, kendisini oluşa çıkarması için, henüz kendisi yokken, kendisinden önce var olması gerekir. (İddianın karşıt halinin çıkmazı)
Yani, bir şeyin kendisini yaratması için kendisi yokken kendisi olması lazım ki kendisini var etsin.
Bir şeyin henüz kendisi yok iken var olması imkânsızdır. (İddianın karşıt halinin saçmalığı)
Öyleyse “Bir şey kendini yoktan var edemez”. (İspatı istenen iddianın doğruluğunun hükme bağlanması)”
 

Hulfî kıyasın özeti: İddianın tersinin saçmalığını ortaya koyarak iddianın doğruluğunu kanıtlamak.

3. Dilemler- İkilem (Dilemma): “Öncülleri bitişik ve ayrık şartlı önermelerden kurulan bir kıyas olup, öncüllerdeki şıkların yani seçeneklerin ayrı ayrı değerlendirilmesiyle sonuca varılan kıyastır. “

14 yaşındaki Fatih Sultan Mehmed’in babasını ordunun başına çağırması buna çok güzel bir örnektir.

“Ya siz padişahsınız ya ben padişahım. (Ayrık şartlı ö.)
Siz padişahsanız sorumluluğunuz gereği; (Bitişik şartlı ö.)
Ben padişahsam, bu emrim gereği; (Bitişik şartlı ö.)
Her iki halde de ordunun başına geçmelisiniz! (Sonuç)”

Dilem Çeşitleri: Dilemler üçe ayrılıyor. Basit dilem, karmaşık dilem ve yıkıcı dilem.

a. Basit Yapıcı Dilem:

“Eğer çalışırsan iyi not alırsın, (Bitişik şartlı B.Ö)
Kopya çekersen iyi not alırsın; (Bitişik şartlı B.Ö)
Ya çalışacaksın ya kopya çekeceksin; (Ayrık şartlı K.Ö)
İyi not alırsın. (Sonuç)”

Buradaki sorun şu: Ya çalışacaksın ya kopya çekeceksin. Üçüncü hâli imkânsız görüyor. Dilemmanın sorunu bu zaten. Üçüncü hâl olabilir hâlbuki. Amacı, karşı tarafı susturup kendini kabul ettirmek. Dilemma tartışmalarda çok kullanılır.

b. Basit yıkıcı dilem:

“Eğer iyi bir arkadaşsan ona yardım edersin,
Ve eğer iyi bir arkadaşsan (en azından) onun bu haline üzülürsün;
Ne ona yardım ediyorsun ne de onun bu haline üzülüyorsun;
İyi bir arkadaş değilsin!”

Basit yapıcı dilemde olumlu sonuç örneği verildiği gibi basit yıkıcıda da olumsuz sonuç örneği verilmiş.

c. Karmaşık yapıcı dilem:

“Eğer kitap okursan bir şeyler öğrenirsin,
Ve eğer sabır gösterirsen başarılı olursun;
Hem kitap okuyor hem de sabır gösteriyorsun;
Hem bir şeyler öğrenirsin hem de başarılı olursun.”

Sonuç önermesinde iki seçenek ortaya kondu. O yüzden de buna karmaşık yapıcı dilem deniyor.

d. Karmaşık yıkıcı dilem:

“Eğer bir öğrenci edepliyse hocayı ciddi bir şekilde dinler.
Ve eğer akıllıysa makul sorular sorar;
Bu öğrenci ne hocayı ciddi şekilde dinler ne de makul sorular sorar;
Bu öğrenci ne edepli ne de akıllıdır.”

Karmaşık yapıcı dilem olumlu; karmaşık yıkıcı dilem ise olumsuz sonuçları veriyor.

Peki dilemlere nasıl karşı çıkacağız. Çünkü önermeler arasında mantıksal boşluk yok.  Bunun üç yolu var. Bunlarda biri yada bir kaçı ile itiraz edilebilir.

1. Seçeneklerden birinin hatalı olduğunu tespit edebiliriz.

“Eğer bir insan bekârsa kendisine bakacak kimsesi olmadığı için mutsuzdur.
Eğer bir insan evliyse evlendiği kişiye bakmak zorunda olduğu için mutsuzdur;
Bir insan ya bekârdır ya evlidir;
Her iki durumda da mutsuzdur!”

Burada, önermelerden en azından birinin yanlışını göstermemiz gerekir. Mesela, bir insan bekârsa neden mutsuz olsun. Bilakis gönlüne göre birine kavuşma ümidi sebebiyle mutlu olabilir.

2. Seçeneklerin dışında başka bir yolun varlığını gösterebiliriz. 

“Evleneceğin kadın ya güzeldir ya çirkindir, (Ayrık şartlı K.Ö)
Eğer güzel ise herkesin gözü onda kalır; (Ayrık şartlı B.Ö)
Eğer çirkin ise ona katlanmak zordur; (Ayrık şartlı B.Ö)
Öyle ise evlenmemek gerekir.”

Hâlbuki güzel ve çirkin arasında da güzelliğin ifadesi olabilir. Mesela orta güzellik. Ne çirkin ne de aşırı güzel vb. Yani bu dilem bizi iki seçeneğin varlığı ile kısıtlıyor. Hâlbuki düşünsek seçeneğin daha fazla olduğunu görebiliriz.

3. Karşı bir dilem ile kendimizi savunabiliriz.

Politikaya girmemesi konusunda çocuğuna öğüt veren anne ile oğlu arasındaki konuşma buna çok iyi bir örnektir.

Anne oğluna şöyle der:

“Eğer doğru hareket edersen herkesi kendine düşman edersin.
Yanlış hareket edersen Allah’ın sana gücenmesine sebep olursun;
Ya doğru ya da yanlış hareket etmek zorundasın;
Her iki halde de gücenmeye sebep olursun!”

Politikaya atılma tutkusu içinde olan oğul, aynı formda bir dilemle, annesine şöyle cevap verir:

“Eğer doğru hareket edersem Allah’ı hoşnut ederim.
Yanlış hareket edersem herkes beni sever;
Ya doğru ya da yanlış hareket etmek zorundayım;
Her iki halde de sevilirim!”
 

Yine felsefe tarihinde meşhur bir örnek var. Bir timsah, kaçırdığı çocuğun annesine, nasıl davranacağını tahmin edebildiği takdirde çocuğunu bırakacağını söyler. Bunun üzerine anne şu cevabı verir:

“Çocuğumu yiyeceksin!
Eğer çocuğumu yemeyi düşünüyorsan, tahminim doğru çıktığı için verdiğin söz gereği çocuğumu vermelisin.
Eğer çocuğumu yemeyeceksen zaten geri vermek durumundasın;
(Yeme ve yememe dışında) başka bir alternatif yok;
Her hâlükârda çocuğumu geri vermelisin.”

Timsah da aynı şekilde bir dilem ile cevap verir:

“Eğer çocuğunu yemeyi düşünüyorsam, tahminin doğrudur, çocuğunu yiyeceğim için geri alamazsın.
Eğer çocuğunu yemeyeceksem tahminin yanlış olduğu için;
(Yeme ve yememe dışında) başka bir alternatif yok;
Her halükârda çocuğunu geri alamazsın!”

Düzensiz Kıyaslar

Öncüllerden birinin olmadığı kıyas demektir. Aslında hepimiz kıyas yapıyoruz ama çok bilindiği için kıyas kurallarına uymuyoruz. O kadar biliniyor ki öncüllerin tamamını söylemeye gerek görmüyoruz.

1. Kısaltılmış Kıyas: İfadede eksik fakat zihinde tam olan kıyasa kısaltılmış (anlamı zihinde saklı) kıyas denir.

“…

Madem ki hoca da insandır;
Binaenaleyh o da hata edebilir.”

Burada ilk önermeyi ifade etme gereği görmeyiz çünkü bilinmektedir. Bu sebeple “Her insan hata edebilir” öncülü saklanmıştır.

2. Delilli Kıyas: Öncülü hemen arkasından sebebinin ifade edildiği kıyaslardır.

Tümevarım (Endüksiyon)

Küçükten büyüğe, özelden genele gidilen kıyaslardır. Tümdengelimin tam tersi. Olaydan kanuna, tikelden tümele gidilen düşünce tarzı… Parçalara bakıp bütün hakkında karar vermek yani.

Klasik mantık, tümdengelimle; modern mantık tümevarımla çalışır. Aristo, tümevarımı anlatır fakat değer vermez. Çünkü, “Biz kaç tane cüzü ölçüp genel hakkında karar verebiliriz ki?” der. Klasik mantık tümdengelime dayanır ve akıl yürütme tümdengelimdir; en değerlisidir. Ama modern mantık ile tümevarım ve analoji de devreye girdi.

Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerinin her biri yirmi dört saattir.
Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ve Pazar haftanın bütün günleridir. O halde, haftanın günlerinden her biri yirmi dört saattir.”

Buna tümevarım deniyor. Haftayı tüm olarak aldık, yedi parçasını inceledik ve sonuca vardık. Fakat bu her zaman yapılamıyor. Haftada böyle ama bir asır için nasıl yapacağız? Ömür yetmez. İşte tümevarım bu.

Analoji (Temsil)

İki tikel arasından benzerliğe dayanır. Bu benzerlik sayesinde birinin hakkındaki hükmü diğerine de uygularız. Buna özelden özele yürüyüş de denir.

Yer gezegeninin atmosferi vardır ve üzerinde canlılar yaşar,
Merih’te atmosfer olduğu için orada da canlıların bulunması gerekir.”

Burada anlatılmak istenen şu: İlk örnekte ne varsa ikinci örnekte de geçerlidir.


Mantık Atölyesi – Ders Notları – (1. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (2. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (3. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (4. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (5. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (6. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (7. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (8. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (9. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (10. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (11. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (12. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (13. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (14. Hafta)
Mantık Atölyesi – Ders Notları – (15. Hafta)

DİĞER YAZILAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir